Özellikle kültür ve sanat alanında yürütülen çalışmalarda istikrarın ne denli önemli ve zor olduğunu çok iyi bildiğini belirten Ersoy, "Maalesef sanat alanında yapılan işler her zaman hak ettiği değeri görmüyor. Bu açıdan, uluslararası bir kültür sanat organizasyonunun ülkemizde 58 yıldır istikrarlı bir şekilde devam ediyor olmasının ne kadar değerli olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyorum." diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı ve Antalyalı bir ailenin ferdi olarak festivale öncülük eden, fikri ortaya atan, uzun yıllardır istikrarlı bir şekilde yapılmasını sağlayan herkesi tebrik eden Ersoy, hayatını kaybedenlere de rahmet diledi.
"Seyahatlerin yüzde 40'ı kültür turizmi odaklı"
Her sene milyonlarca insanın uluslararası sanat organizasyonlarını yakından takip etmek için kültürel seyahatler gerçekleştirdiğini anlatan Ersoy, şunları söyledi:
"Dünya genelindeki turizm hareketliliğini incelediğimizde seyahatlerin yüzde 40'ının kültür turizmi odaklı olduğunu görüyoruz. Sadece sıradan bir turistik gezi olarak değil müzelerdeki eserleri yakından görmek, konserlere katılmak, festivallerdeki filmleri izlemek, kültürel zenginlikleri tecrübe etmek adına farklı coğrafyaları keşfediyor. Bu nedenle hem ülkemizin hem de şehirlerimizin uluslararası rekabeti açısından bu tarz festivaller büyük bir önem arz etmektedir. Bizler de potansiyelimizi en doğru ve etkin biçimde kullanmak adına, sanatın evrenselliğine, kültürel etkileşimin dünya barışına sağlayacağı katkıya inanarak küresel bir perspektifle çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
Bir yandan sanatsal mekanların geliştirilmesini sağlarken öte yandan geleceğin sanatçılarının yetişmesinin önündeki engelleri tek tek ortadan kaldırdıklarını belirten Ersoy, "Ne kadar yeni mekanlar inşa edersek edelim, kültür sanat ortamlarının gelişimine olanak sağlayacak altyapıyı hazırlarsak hazırlayalım sonuçta bu mekanlara hayat verecek olan sanatçılarımızdır, sanatseverlerimizdir. Eserleriyle, performanslarıyla sanatçılarımızla, sinema emekçilerimizle bu yapılar ancak anlam kazanabilir." diye konuştu.
Sinemanın ne kadar güçlü bir sanat dalı olduğunun farkında olduklarını söyleyen Ersoy, sinemanın kendisine has anlatım gücü ve dili ile sanatsal değerinin yanında aynı zamanda en yaygın ve kitleleri etkileme imkanına sahip iletişim araçlarından biri olduğunu ifade etti.
Bu yönüyle her geçen gün kendini daha da geliştiren sinemanın gelecekte çok daha iyi yerlere evrileceğine inandığını aktaran Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplumların en temel ve vazgeçilmez gelişmişlik göstergelerinden biri de bilim ve sanattaki tutumu ve geldiği düzeydir. Bu iki alana yapılacak her yatırımın kısa, orta ve uzun vadede toplumumuza yadsınamaz katkıları olacaktır. Bu gerçeklik ışığında bakanlık olarak geleceğin müreffeh Türkiye inşasında elimizden ne geliyorsa ziyadesiyle yapmaya hazır olduğumuzun bir kez daha altını çizmek isterim."
Sinema sektörüne 150 milyon liralık destek
Atatürk'ün "Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir" sözünden ilhamla toplumun hayat damarını beslemenin en büyük yükümlülükleri olduğunu ifade eden Ersoy, köklü bir medeniyetin varisleri olarak anlatacak daha çok güzel ve çok güçlü hikayelerin olduğunu belirtti.
Bakan Ersoy, festivalin gerçekleşmesine sağlanan katkının yanında festivalde yarışan birçok filme de bakanlık olarak destek sağladıklarını bildirerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu kapsamda, salgın döneminde desteklerimizi arttırarak Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak sinema sektörüne yaklaşık 150 milyon liralık destek sağladık. İnşallah bu destekleri gelecek yıllarda daha da arttırmayı hedefliyoruz. İnanıyoruz ki Türkiye çok kısa bir süre içerisinde bu alanda çok daha güçlü bir pozisyon elde edecek. Bunu birlikte başaracağımızdan hiçbir kuşku duymuyorum. Türkiye'nin sanat potansiyeline, sanatçılarımızın gücüne inanıyoruz."
Ersoy, festivale katılanlara teşekkür ederek, ödül alan isimleri kutladı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.