Kendilerine başörtülü okula giremeyeceklerinin söylendiğini anlatan İlyas, şunları kaydetti:
"İkna odalarında bizler ikna edilmeye çalışıldık. Dekan hepimizi odasına toparlayıp sorular hazırlayıp, bizi başörtülü bir şekilde okula devam etmememiz konusunda ikna etmeye çalıştı hatta o dönem bize burs teklifleri de yapıldı. 'Okulunuzu bırakmayın, başınızı açın, burs verelim.' dendi. Daha birçok şey vardı. Bizim için çok büyük bir travmaydı, birçok şeyi hafızamdan silmişim ama ikna odalarını çok net hatırlıyorum. Bizler dekan tarafından, dekanın yanında çalışanlar, üniversitedeki bazı hocalar tarafından odalarına çağırılıp ikna edilmeye çalışıldık."
İlyas, yasak başladıktan sonra da her zamanki gibi okuluna gitmeye çalıştığını, başını açmayı hiç düşünmediğini söyledi.
Önce uyarı cezası, sonrasında kınama cezası ve 1 ay okuldan uzaklaştırma cezası aldığını dile getiren İlyas, şunları kaydetti:
"Eğitim hakkımı engelledikleri için mahkemeye verdim ve mahkeme sonucunda da maalesef... Bu süreçleri böyle kolay anlatıyorum ama bizim için çok onur kırıcı şeylerdi. Kendi ülkemizde, kendi vatanımızda, hakkımızla kazandığımız üniversitemizde, sınıf arkadaşlarımızın etrafında, bütün hocaların gözü önünde okula devam etmemiz engellendi. Okulun duvarlarına isimlerimiz asıldı. Sanki teröristmişiz gibi kimlik kontrollerinde isimlerimiz belirlenip bahçe dışına atıldık. Aşama aşama işlendi. En sonunda okulun dış kapısından içeri alınmamaya başlandık.
O dönem FETÖ'nün yurtlarında kalan öğrenciler, yasağın başladığı ilk gün hiçbir tepki göstermeden ya peruk taktı ya da başlarını açtı. Biz başörtülü giriyorduk, onlar bizden de rahatsız oluyorlardı. FETÖ'nün yurtlarında kalanlar yasağa direnmeden peruğunu taktı, okula devam etti. O dönemde bazı arkadaşlarımız yurt dışına gitti, bazıları da bizim gibi ülkesinde eğitimine maalesef devam edemedi."
"O süreçleri hiç hatırlamak bile istemiyorum"
İlyas, ikinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldığını, Türkiye genelinde bütün anne babaların bu sancıyı yaşadığını dile getirdi.
Eğitim hayatı sona erdikten sonra hiçbir yerde işe giremediğini ifade eden İlyas, şöyle devam etti:
"Evlendim, çocuklarımı büyüttüm. Kendimi geliştirmeye çalıştım ama resmi bir olanağınız olmadıktan sonra çok zorlandık. Büyük bir travma. O süreçleri hiç hatırlamak bile istemiyorum. Bunun bir imtihan olduğunu düşünüyordum. Bu dünyanın zaten geçici olduğuna inanıyoruz. Ona inandığım için de 'her şeyin hayırlısı' dedik ve hayatımıza devam ettik. Üzüldük mü? Tabii ki üzüldük. Ülkemiz adına, memleketimiz adına üzüldük çünkü Türkiye genelinde 'kızlar okusun' diye bir sürü çalışmalar yapanlar, teşvik etmek için bir sürü projeler üretenler, bizleri okullarımızdan uzaklaştırdılar ve bence büyük bir potansiyel kaybı oldu."
Emine İlyas, başörtüsü yasağı kalktıktan sonra okula döndüğünü dile getirerek, 2014'te mezun olduğunu anlattı.
O dönemde yaşananları tarihe not düşmek, yeni nesillere aktarmak istediklerini dile getiren İlyas, şu ifadeleri kullandı: "13 yıl sonra okula geri döndük, 17 yıl sonra mezun olduk. Bizler sosyal medyada bir araya geldik ve 2017'de derneği Konya merkezli olarak kurduk. Derneğimize 42 ilden 250 başvuru oldu. O dönemde üniversitede öğrenci olmuş, başörtüsü nedeniyle bazı cezalar alıp, eğitimine ara vermiş, sonrasında aftan yararlanıp mezun olmuş kadınlar bir araya geldik."
İlyas, dernek olarak imza kampanyası düzenlediklerini ve Kamu Denetçiliği Kurumu ile "28 Şubat Mağduriyetlerine Çözüm Arayışları Çalıştayı" organize ettiklerini, bu çalıştayın tavsiye kararı ile ilgili bakanlıklarla görüştüklerini söyledi.
Sırf inançlarından dolayı haksızlığa uğrayan ve bu postmodern darbeye karşı direnenlere teşekkür eden Emine İlyas, "Bu grup, çok büyük mağduriyetler yaşamalarına rağmen terörize olmadı. Vatanına, milletine her zaman bağlı kaldı. Bu çok ulvi bir şey." dedi.
Kaynak: