Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Artık ortasına doğru yaklaştığımız Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum. Maalesef son yıllarda Ramazan aylarını hep sıkıntılı gündemlerin eşliğinde buruk bir şekilde geçiyoruz. Dünya bir süredir salgınların ve savaşların yol açtığı olağanüstü dönemler yaşıyoruz.
Salgın döneminde bozulan üretim ve tedarik sistemi halen düzeltilemedi. Karadeniz'in kuzeyindeki savaşla birlikte üretim ve tedarik yeni tehditlerle karşı karşıya kalmıştır.
Giderek ağırlaşan sorunlar dünyadaki tüm ülkeleri derinden sarsıyor. Merkezinde yer aldığımız coğrafya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında benzer tabloları görmek mümkün.
"Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için çalışıyoruz"
Kendi kısır hesapların içinde kaybolup, dünyadaki durumdan kopuk bir kesim varsa da biz bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin bu zorlu dönemi aşarak bir an önce hedeflerine ulaşması için ülkenin tüm gücünü harekete geçirmenin gayreti içindeyiz.
Salgın sürecinde bunu başardık. Şimdi de Ukrayna-Rusya savaşıyla yeni boyutlar kazanarak büyüyen küresel krizi fırsata çevirecek adımlar atıyoruz. Siyasi ve diplomatik kazanımlarımızı, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için çalışıyoruz. Elbette küresel düzeyde yaşanan sorunların bize de yansıması oluyor.
Burada şu gerçeğin unutulmaması gerekiyor. Petrol, doğalgaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piyasalardan temin ettiği ürünlerin dövizden kaynaklı fiyatlarının artması, bizim tek başımıza önleyebileceğimiz bir şey değildir.
Mevsim şartlarının sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesini de göz ardı edemeyiz. Küresel sisteme entegre açık bir sistemde sadece sizin kendi kendinize yeterli olmanız yetmiyor.
Küresel düzeyde ürün arzındaki denge bozulduğunda her yerde fiyatlar yükseliyor. ABD'de açıklanan son 40 yılın en yüksek enflasyonu, sorunun ulaştığı boyutu göstermektedir. Sorun çoğu defa hukuki değil ahlaki olduğu için maalesef arzu ettiğimiz sonuçları almakta güçlük çekiyoruz.
"Fiyatlardaki balon sönecek"
Belirsizliğin yol açtığı tereddütler ortadan kalktıkça ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz. Bu olana kadar vatandaşlarımıza desteğimizi sürdüreceğiz. Sabırla, dirayetle daha çok çalışarak bu dönemi de inşallah geride bırakacak, ülkemizi mutlaka 2023 hedeflerine ulaşmasını sağlayacağız.
2053, 2071 vizyonlarını da bizden sonraki nesillere emanet edeceğimizi söylüyoruz. Artık 2023'ün eşiğindeyiz. Bir sonraki sürecimiz olan 2053'e de hazırlığımıza başlıyoruz. Bugün de İstanbul'un fethinin 600 yılına atfettiğimiz 2053 ulaştırma ve lojistik ana planını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
"Türkiye, lojistik süper gücü olma yolunda ilerliyor"
Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen dünya ticaret hacminin 2023'da 25 milyar tona, 2050 yılında 95 tona ulaşması bekleniyor. Dünyada ulaşıma yönelik talebin de 2025 yılında iki katına çıkacağı anlaşılıyor.
Ülkemizin ulaştırma alanında son 20 yılda attığı adımların ne kadar önemli olduğunu kabul edecektir. Türkiye, geniş coğrafyanın lojistik süper gücü olma yolunda ilerlemektedir. ABD'nin 2 trilyon dolarlık, Çin'in ise 590 milyon dolarlık altyapı planladıkları biliniyor.
Temel önceliğimiz hep ekonomimizin üretim gücünü desteklemek olmuştur. Yaptığımız yatırımlarla, Türkiye üretimi 1 trilyon doların üzerine artırmayı başarmıştır. Akıllı yolların inşası bu uygulamalardan biridir. Araştırma ve lojistik ana planımızı veriye dayalı, topluma kulak veren bir anlayışla hazırladık.
Önce güncel arazi kullanımı, alt yapı ve Turizm verilerine göre bir ihtiyaç analizi yaptık. Sürdürülebilir senaryoda, demiryolu yatırımlarımız artık ön plana çıkmıştır. Mevcutların tamamını yenilediğimiz hat uzunluğumuzu 13 bin 22 kilometreye çıkardık. Hedefimiz bu rakımı 2053'te 28 bin 590 kilometreye taşımaktır.
Demiryollarının yolcu taşımacılığındaki payını yüzde 1'den yüzde 6,2'ye çıkarmakta kararlıyız. 2053 yılında 440 milyon ton yükün demiryoluyla taşınmasını sağlamak. Yurt dışı yük taşımacılığında da demiryolu taşımacılığı 10 kat artırmak istiyoruz.
Yeni yatırımlarla, karayolu hizmet düzeyimizi de en üst seviyeye çekerek daha kesintisiz konforlu hizmet tesis edeceğiz. Limanlar hem taşımacılık modlarının entegre edilmesi, hem de uluslararası ulaşımı birbirine bağlaması açısından daha da önem kazanmaktadır. 217 olan liman tesisi sayımız 2053'te 255'e çıkartılacaktır.
Havalimanı sayısı 61'e yükselecek
Kanal İstanbul projesi ise boğazdaki gemi sayısının azaltılması ve ülkenin jeopolitik konumu açısından büyük öneme sahiptir.
Türkiye, hızla büyüyen ekonomisinin ve turizmini destekleyen 56 havalimanına sahiptir. Önümüzdeki yıllarda bu sayı 61'e yükselecek. Bayram sonrası Rize-Artvin havalimanının da açılışını yapıyoruz.
Yıllık 210 milyon olan hava taşımacılığı, 2053'te 344 milyona çıkacaktır. Ulaştırma ve haberleştirme sektörünün 2053'e katkısı 1,94 trilyon dolar ile yaklaşık yatırımın 10 katına çıkacaktır. Amacımız bu süreç sonunda ülkemizin gelişmiş ülkeler arasında yerini almasıdır.
Binlerce yıllık devlet geleneğimizin yeni bir aşamasına adım atmak sürecine olduğumuza inanıyoruz. Bir dönem artık sona ermek üzeredir. Nice yöntemle engellenen büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına artık kimse engel olamayacaktır. Her alanda Türkiye'ye çağ atlatmış olmanın gururunu yaşıyoruz.
Ülkemizi son 20 yılda kurduğumuz güçlü eser ve altyapı hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız. Yaşanan her kriz, her çalkantı ülkemizin farkını tekrar tekrar bizlere göstermektedir. Yaşanan küresel krizler elbette ülke içinde de dengesizliğe yol açıyor. Emin olun arkasından gelecek günler, bu sıkıntıların hepsine değecektir.
Altını bir kez daha çizerek ifade etmek istiyorum. Bizim için asıl olan her bir insanımızın çalışacak bir iş, başını sokacak bir yuva bulabilmesidir. Bunun için fiyatlardaki istisnai sıçramanın sona ermesi için ekonomik programımıza daha fazla odaklanacağız. Dengesiz fiyat artışları refah seviyelerinin bir parça gerilemesine sebep olabilir ama arkasından güzel günler bu sıkıntılara değecektir.
İlave istihdama destek paketi
İş başı eğitim kapsamında mevcut çalışanların işe alacakları her işçinin 3 veya 6 ay kapsamında sosyal prim desteklerini Çalışma Bakanlığımız karşılayacak. İşverenlerimizi istihdam garantili yeni işbaşı programımızdan yararlanmaya çağırıyorum.
2B arazilerinin satışıyla ilgili başvuru ve ödeme süresini 31 Aralık'a kadar uzatma kararı aldık.
Çiftçilerimizi ecrimizi bedelinin 10 yıl süreyle kiralama imkanı getirdiğimiz taşınmazlar için başvuru sürecini kaldırıyoruz.
Kaynak: