Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Kıbrıs Sorunu: Çevresel Zorluklar ve Enerji Güvenliği” konferansı başladı. Üç gün sürecek olan konferansta dünya enerji piyasasında Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ın rolü masaya yatırılacak.
Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen konferansta 80 konuşmacı ve 100’ün üzerinde araştırmacı ve uzmanın katılacak.
Dünya genelinde 40’ın üzerinde üniversite ve kurumun desteği ile düzenlenen konferansta, Doğu Akdeniz’deki enerji güvenliği sorunlarına ve enerji güvenliğinin politik ekonomisi ile ulusal güvenlik arasındaki karşılıklı ilişkiye ve bu dengede Kuzey Kıbrıs’ın rolüne ilişkin önemli konular masaya yatırılacak.
Enerji güvenliğine ilişkin güncel enerji sorunları, son zamanlarda ülke sınırlarının ötesinde bir etki ile ortaya çıkan ana kırılganlıklar ve zorluklar, Doğu Akdeniz Bölgesi ve Kıbrıs’a odaklanılarak incelenecek.
Ayrıca, bu gelişmelerin siyasi ve politik sonuçları ve Kuzey Kıbrıs’ın bu hareket tarzındaki rolü de tartışılacak.
İklim değişikliği ve enerji kıtlığı arasındaki ilişki ile Doğu Akdeniz’deki iklim değişikliğinin etkisini azaltmak ve enerji kıtlığını çözmek için alternatif çözümler de ele alınacak konulardan olacak.
Mevcut literatüre katkıda bulunmayı ve akademik ve politik camiaya yeni bir yaklaşım getirmeyi amaçlayan konferans, üniversitenin resmi YouTube hesabından takip edilebilecek.
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen uluslararası konferansın açılış konuşmalarını KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Tarım ve Orman Eski Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aygün Attar, KKTC Bilgi Teknolojileri Haberleşme Kurumu Başkanı Kadri Bürüncük, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkan Tunç Adanır, Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Kıbrıs Türk Enerji Verimliliği Derneği Başkanı Görkem Çelik, Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir ve Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş yaptı. Konferansın kapanış konuşmasını ise aynı zamanda Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Onursal Başkanı ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallılar Heyeti Başkanı da olan AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım yapacak.
“İklim değişikliği ve enerji güvenliği gibi sorunlar çocuklarımızı ve torunlarımızı tehdit ediyor”
Kıbrıs Sorunu: Çevresel Zorluklar ve Enerji Güvenliği” konferansının açılışında konuşan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, savaşlar ve ekonomik krizler nedeniyle dünyada pek çok sorun yaşandığına vurgu yaparak başladığı konuşmasında, “Bizim nesil sorunları çözemedi. En azından gelecek nesillere sorunlarını aşabilecekleri bir dünya bırakmazsak sorunlar derinleşerek büyüyecek” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz dünya liderleri ve büyük şirketlerin yöneticileri daha hesap verebilir olmalı ve daha fazla aksiyon almalı. Konferans bitiminde hazırlanacak rapor, almamız gereken önlemler konusunda bizlere de ışık tutacak” dedi.
“Bu konferans bölgesel sorunlara olduğu kadar evrensel sorunlara da ışık tutacak”
“Yaklaşık 15 farklı devletten pek çok bilim insanı ve bürokratın bulunduğu bu konferansta; Kıbrıs sorunu merkezinde siyasal gelişmeler, enerji, Kıbrıs ve ekonomi, çevre ve güvenlik konularında bilgi akışı sağlıyoruz” diyen Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, “Her geçen gün globalleşen ve küçülen dünyamızda birçok zorlukla karşılaşıyoruz. Sahip olduğumuz jeopolitik ve stratejik zenginliklerle dünyanın ilgisini çekiyoruz. Evrensel kaynaklarımızın hepimize ait olduğunu algılayamazsak ve bu kaynakları paylaşamazsak bunlar bize global birçok sorun olarak geri dönecek. Nitekim, bunun da doğruluğunu iki büyük dünya savaşı, soğuk savaş ve ardından gelen ekonomik ve ideolojik birtakım savaşlarla deneyimledik” dedi.
Enerjinin; çevre sorunları ve jeopolitik güvenliğinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyleyen Demirtaş, “Bugün bu konferansta da görüyoruz ki; çevre, enerji ve güvenlik konuları birarada ele alınıyor. Düzenlenen bu konferans içerisinde konuşulacak, önerilecek ve belirtilecek tüm tespitlerin bölgesel sorunlara olduğu kadar evrensel sorunlara da ışık tutacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Bu bölgede; doğal gaz kaynakları ve enerji güvenliği ile su ve su güvenliği konularını ayrı ayrı düşünmek mümkün değildir”
Ev sahibi olarak açılış konuşmasını gerçekleştiren Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Dekanı ve Konferans Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri uluslararası konferansı; dünyanın dört yanından araştırmacı ve akademisyenler, özel sektör ve kamu temsilcileri bir araya getirerek önemli fırsatlar ve iş birlikleri sunan altın standartlı disiplinler arası bir platform olarak tanımladı.
Bugün dünyanın en önemli endişelerinden birinin enerji kaynaklarının kullanımı ve bunun iklim değişikliği ile etkileşimi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökçekuş, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs adasının sahip olduğu doğalgaz rezervi potansiyeli, üç kıtanın kesişiminde yer alan coğrafi konumu ile enerji kaynaklarının taşınmasında üstlenebileceği role dikkat çekti.
“Özellikle Rusya-Ukrayna savaşından sonra, alternatif enerji taşıma yollarının Avrupa için önemli hale gelmesi, doğal gaz kaynaklarının Avrupa’ya aktarılması açısından Kıbrıs’ı bölgede çok önemli kılmaktadır” diyen Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, “Enerji alanında KKTC’nin geliştirdiği ve gündeme getirdiği projeler, bölgesel ve küresel jeopolitik açıdan son derece önemlidir” şeklinde konuştu.
“Dünyayı ve özellikle bölgeyi etkileyen çok önemli bir konu daha olduğunu unutmayalım” diyen Prof. Dr. Gökçekuş, “Bu bölgede; doğal gaz kaynakları ve enerji güvenliği ile su ve su güvenliği konularını ayrı ayrı düşünmek mümkün değildir” dedi.
“Doğu Akdeniz’de KKTC bayraklı sondaj gemileri ile araştırma yapılması son derece önemli bir stratejik hamle olacaktır”
Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs’ın Mavi Vatan’da uygulayacağı enerji stratejisine değinen Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Doğu Akdeniz’deki enerji rezervlerinin Türkiye’nin 150 yıl boyunca ihtiyaç duyacağı enerji kaynağını sağlayabileceğini vurgulayarak, “Kıbrıs Adası, Türkiye’den sadece 70 kilometre uzaklıktadır ve birçok yolun kesişim noktasındadır. Türkiye’nin Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmesi gerektiğini ifade etti.
Sevilla Haritası’nın kabul edilemez olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yaycı, Kıbrıs adasının hiç bir zaman Yunan egemenliği altına girmediğini de vurgulayarak; Yunanistan’ın bu adımı atarak Mısır ve Libya’nın desteğini almayı amaçladığını söyledi.
KKTC’nin de bu adıma karşılık olarak kendi ekonomik bölgesini İsrail’e açması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Yaycı, bu adımın atılması durumunda; bir yandan önemli bir gelir elde edilebileceği gibi İsrail’in de KKTC’yi tanıyabileceğini ifade ederek, Doğu Akdeniz’de KKTC bayraklı sondaj gemileri ile araştırma yapılmasının da son derece önemli bir stratejik hamle olacağını vurguladı.
“Yenilenebilir enerji kaynaklarının büyümesi ve geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalı”
Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynaklarından ve hidroelektrik enerji santrallerinin ülke gelişimindeki etkisinden bahseden Tarım ve Orman Eski Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, “Hidroelektrik enerji santrallerinin son 30 yılda enerji alanında en büyük gelişimi sağladı. 1990 yılında 6,75 gigawatt kurulu gücümüz varken, bu; 2000 yılında 11 gigawatta, 2022’de ise 31,5 gigawatta yükseldi. Gelecekte de bu yükseliş devam edecek ve kısa zaman içinde bu alanda Avrupa’da birinci olacağız. Yenilenebilir enerji kaynaklarının düşük maliyetli, uzun ömürlü, temiz ve çevre dostu olarak enerji arz güvenliğinde öncelik kazanmıştır. Enerji ithalatına büyük oranda paralar ödeyen bir ülke olarak, ekonomi ve enerji arz güvenliği için büyük bir öneme sahip olan yenilenebilir enerji kaynaklarının büyümesi ve geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Bölgede keşfedilmiş ve keşfedilmemiş zengin doğal gaz ve petrol kaynakları büyük bir öneme sahip”
Doğu Akdeniz’in sahip olduğu stratejik konumu sayesinde tarih boyunca siyasi ve ekonomik olarak sürekli kritik ve önemli bir nokta da yer aldığını söyleyen Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aygün Attar, “Sahip olduğu enerji kaynaklar nedeniyle çoğu devlet Doğu Akdeniz’e yöneliyor. Aslına bakıldığında ekonomik ve siyasi anlamdaki tüm rekabetlerin nedeni ise enerji kaynaklarının dünya üzerindeki dengesiz dağılımından kaynaklanıyor. Enerji kaynakları konusunda dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye için Doğu Akdeniz’in keşfedilmiş ve keşfedilmemiş zengin doğal gaz ve petrol kaynakları büyük bir öneme sahiptir” aktardı.
“Günümüzde enerji altyapısını bilişim sistemlerinden bağımsız olarak ele almak mümkün değil”
Konferansta “Enerji Altyapılarında Siber Tehditler ve Güvenlik” konulu sunumunu aktaran KKTC Bilgi Teknolojileri Haberleşme Kurumu Başkanı Doç. Dr. Kadri Bürüncük, enerji altyapılarının önemine değinerek, “Günümüzde enerji altyapısını bilişim sistemlerinden bağımsız olarak ele almak mümkün değil. Enerjinin; üretim, iletim ve dağıtım olarak üç aşamada değerlendirilmesi gerekiyor. Otomasyon sistemleri ve haberleşme sistemleri entegrasyonu, yeni güvenlik sistemlerini ve yeni yenilenebilir enerjileri ortaya çıkarmıştır. Akıllı evler, akıllı sistemler, bireysel enerji kullanımları ya da ülke geneli enerji kullanımları bilişim sistemleri ile uzaktan kontrol edilebilmektedir” söyledi.
Bilişim sistemleri ile entegrasyonun bazı güvenlik tehditleri ve siber saldırı ihtimalini ortaya çıkardığını söyleyen Doç. Dr. Bürüncük, “Güvenlik tehditleri ve siber saldırıları üç ana grupta toplayabiliriz. Birincisi meteorolojik afetler, jeolojik afetler, salgın hastalıklar gibi doğal olaylardan kaynaklı tehditler. Bir diğeri ise sistemsel hatalar, ihmal ve dikkatsizlik gibi teknik ya da insan dolaylı tehditler. Üçüncü ve son olarak ise terörizm, sabotaj gibi suç ve savaş olaylarından kaynaklı tehditlerdir” dedi.
Siber güvenlikle ilgili önerilerde de bulunan Doç. Dr. Bürüncük, “Devletin siber güvenlik konusunda uzman bir birim oluşturulması, standart ve mevzuatın güncel tutulması, sürekli siber güvenlik zafiyeti taramalarının yapılması, ulusal ve uluslararası iş birliklerinin kurulması gibi noktalar büyük ölçüde faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Karadeniz ve Akdeniz önemli enerji sahalarına dönüşecek”
Enerji arz güvenliğinde yaşanabilecek olumsuz durumların özellikle dışa bağımlı ülkelerde topluma oldukça kötü yansıdığını söyleyen Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, “Enerji arzı sorunu yaşamamak için ülkemizin kara ve deniz alanlarında, sahip olduğu ekonomik bölge sınırları içerisinde kaynak arama çalışmalarına devam etmelidir. Karadeniz’de sürdürülen arama çalışmaları sonucunda elde edilen gaz keşfi ile hem Karadeniz hem de Akdeniz’de önemli gelişmeler yaşanacak” şeklinde konuştu.
“2050 yılında KKTC’nin de Karbon Nötr hedefine ulaşması gerekiyor”
KKTC’de Enerjide Yenileşme Vizyonu İhtiyacı”nı ele alan Kıbrıs Türk Enerji Verimliliği Derneği Başkanı Görkem Çelik, “Ülkemizdeki yenilenebilir enerji akımları son üç - dört yılda artış göstermiştir. Gelişebilmek ve yenilenebilmek için çatı politikasına ihtiyacımız var. 2050 yılında KKTC’nin de Karbon Nötr hedefine ulaşması gerekiyor. Fakat mevcut durumumuza baktığımızda daha çok yolumuz var gibi duruyor. Acil olarak iklim değişikliğinin dikkate alınacağı bir stratejik planlama da yapılması gerekiyor” ifade etti.
“Canlı ve cansız tüm varlıklar üzerindeki haklarımıza sahip çıkmak için önemli”
Kıbrıs adasının enerji açısından önemi ve bölgedeki mevcut potansiyel hidrokarbon rezervlerine değinen Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Kıdemli Öğretim Görevlisi ve Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir ise yapmış olduğu konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Kıbrıs, sıvı doğal gaz ve ham doğal gaz konusunda oldukça önemli bir güzergahtadır. Kıbrıs enerji kaynakları konusunda küresel güçlerin rekabet sahalarından birine dönüştü. Kıbrıs’ın merkezde stratejik bir ada olarak konumlanmış olması güçlü deniz filoları ve hava kuvvetleri için bir fırsat. Bölge; Babülmendep Boğazı, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı yolu ile daha ekonomik ve kolay ulaşım sağlayabilir. Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’de ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge (Exclusive Economic Zone) sınırları; sadece petrol ve gaz için değil, deniz mahsullerinden faydalanma dahil, canlı ve cansız tüm varlıklar üzerindeki haklarımıza sahip çıkmak için önemli. Burada sadece bizim neslimiz değil gelecek nesillerin de hakkı var. Bu nedenle buradaki haklarımızı korumakla yükümlüyüz.”