Konya’nın Beyşehir ilçesinde düzenlenen ‘Beyşehir Gölü ve Balıkçılık Paneli’nde Beyşehir Gölü ve balıkçılığın sorunları, nesli tehlike altındaki balık türleri masaya yatırıldı.
Kamu kurumları, balıkçılar, sivil toplum kuruluşları ve üniversite temsilcilerinden çok sayıda kişinin katıldığı panelde, kadın balıkçılar ile göl balıkçılığının tarihi ve kültürel önemi de yapılan sunumlarda ele alındı. Beyşehir Belediyesi Kültür ve Yaşam Merkezi’nde Beyşehir Belediyesinin ev sahipliğinde Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi, Doğa Derneği ve Akdeniz Koruma Derneği tarafından düzenlenen panel kapsamında Konya Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından yürütülen Beyşehir Gölü’nde hayalet ağ projesini konu alan fotoğraf sergisinin de açılışı gerçekleştirildi. Sergi, AK Parti 23. ve 24. Dönem Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı, Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, Başkan Yardımcısı Halim Gümüşel, Çumra Belediye Başkanı Mehmet Oğuz, Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Seyfettin Baydar, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Şenol, Beyşehir Ticaret Odası Başkanı Salih Gül ve Beyşehir Göl, Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Sami Tan’ın da katılımıyla açıldı. Protokol ve davetliler daha sonra sergiyi gezdi.
Beyşehir Gölü ve Balıkçılık Paneli’nin açılışında konuşan Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, Beyşehir Gölü’nün balıkçılık yapan avcılar ve aileleri için büyük önem taşıdığını dile getirerek, kooperatif bünyesinde 246 avcının faaliyet gösterdiğini söyledi. Günümüzde balıkçılığın en büyük sorunlarından olan elektroşokla avcılık, aşırı ve bilinçsiz avlanma ile balık üreme alanlarının tahribatının gölden geçimini sağlayan çok sayıda balıkçı ailesini olumsuz yönde etkilediğine dikkati çeken Kurt, “Bunun için yapılması gerekenlerin ölçeği çok geniş. Ve hepimize sorumluluk düşüyor. Sadece kamu kurumlarına, balıkçılarımıza değil, balığı tüketenlere de sorumluluklar düşüyor. Yasal av boyutlarının altındaki ve elektroşokla avlanan balığı tercih etmemek de tezgahtaki sorumluluğumuz olmalı. Beyşehir Gölü’nü yaşaması, yıllardır hem gölün Isparta, hem de Konya tarafından çok sayıda aileye ekonomik fayda sağlayıp çok sayıda canlıya ev sahipliği yapan bu göl için, sorumlu balıkçılık uygulamalarının yer aldığı eylem planlarının hayata geçirilmesi günümüzde artık elzem gözüküyor” diye konuştu.
Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Seyfettin Baydar da, Beyşehir Gölü’nde önceki yıla bakıldığında bin ton civarında bir avlanma yapıldığına vurgu yaparak, resmi rakamların bu olsa da gölde daha büyük bir potansiyelin mevcut olduğunu dile getirdi. Beyşehir Gölü’ndeki balık üretimini daha da artırabilmek amacıyla kurum olarak birtakım çalışmalar gerçekleştirdiklerini de anlatan Baydar, geçtiğimiz yıllarda Beyşehir Gölü’ne tarlaya buğday eker gibi balık ektiklerini, son olarak 2017’de ise 450 bin yavru sazan balığını göl sularıyla buluşturarak balıklandırma çalışmalarına hız kazandırdıklarını söyledi. Baydar, ancak, bu çalışmaların da yeterli olmadığını, bu yavruların bırakılırken kaçırılmayarak zapt edilmesinin ve mevcut havzasında korunması gerektiğinin de önemine vurgu yaptı.
Konya Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Halil İbrahim Sözmen de, son iki yıl içerisinde hayalet ağ projesi kapsamında yürütülen çalışmalarla 10 bin metre ağ ve 500 pinterin göl tabanından çıkarılarak önemli bir temizlik faaliyetinin gerçekleştirildiğini söyledi. Sözmen, bu faaliyetin daha geniş alanlarda yürütülmesi için gayret edeceklerini kaydetti.
Akdeniz Koruma Derneği Proje Koordinatörü Dr.Huriye Göncüoğlu da, yürüttükleri Anadolu’ya ağ atan kadın balıkçılar projesine değindi. Bu proje ile göldeki kadın balıkçılarla buluştuklarını anlatan Göncüoğlu, “Eşleri ile birlikte aile balıkçılığını ayakta tutuyorlar. Beyşehir Gölü sadece sudan ibaret değil. Balık, kadın erkek tüm balıkçılar, sazlık ve kıyı alanlar, adalar bunların tümü Beyşehir Gölü’nü oluşturuyor. Birinin bile eksikliğini kabul etmediğimiz için bu paneli düzenledik. Gölde balık türlerinin azalmasına bağlı olarak kadın balıkçı sayısının azalması da balık ve balıkçının birbirine ne kadar bağlı olduğunun en somut örneği” dedi.
Doğa Derneği Proje Koordinatörü Burçin Feran ise Beyşehir Gölü Havzası’nda yürüttükleri nesli tehlike altındaki balık türlerini koruma projesine değinerek, bu projenin göl ve havzasında yok olmakla yüz yüze olan balık türlerinin hayatlarını koruma anlamında yaptıkları çalışma olduğunu ifade etti. Bölgede nesli tükenen göğce balığının yanısıra, nesli tehlike altındaki türlerden bazılarının yılan balığı, siraz, kızılkanat, yağ balığı ve kaya balığı gibi türler olduğunu dile getiren Feran, “Göle ve balıklara yönelik tehditler ise; su ve yaşam alanı kalitesinde bozulma, yaşam alanlarının yok edilmesi, göle ulaşan derelere verilen kanalizasyon atıkları, balıkların yaşadığı dere ve pınarlardan tarımsal sulama amacıyla su çekilmesi ve göle sonradan bırakılan yabancı türlerin verdiği zararlar. Tüm paydaşlarla geliştirmekte olduğumuz koruma planında, türlerin ve yaşam alanlarının korunmasına yönelik acil koruma önerileri oluşturmaya çalışıyoruz. Gölün yuva olduğu nadir balık çeşitliliğini sürdürmesi ve yöre insanının doğayı koruyan kadim üretim yöntemlerini devam ettirmesi için çalışmalarımız devam edecek” diye konuştu.
Panelde, SÜ Beyşehir Ali Akkanat Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Arslan ve Tema Vakfı Beyşehir Temsilcisi Metin Yılmaz tarafından yapılan sunumlarda da eski çağlarda Beyşehir ve balıkçılık konuları ile Beyşehir Gölü’ndeki diğer farklı sorunlar ele alındı.