Atık kağıtları kendi renk ve desenlerinden faydalanarak takı ve aksesuara dönüştüren Ali Rıza Kart, 'Teriha' adını verdiği sanatıyla 50 bine yakın yüzük, kolye, tespih, bileklik üretti.
Çocukluğundan beri kağıda şekil vermeyi seven 56 yaşındaki Kart, sanatını 22 yıl önce çöpe attığı renkli dergi sayfaları tesadüfen gözüne takılınca keşfetti.
Boya kullanmadan, kağıtları kendi renk ve desen uyumuyla şekillendirerek takılar yapmayı hayal eden Kart, tekniğini zaman içinde geliştirdi.
Kağıdın dayanıklılığını artırmak, eserin uzun yıllar kullanılabilmesini sağlamak için de vernikle kaplama yöntemini kullanan Kart, sadece çöpe atılan dergi, kitap ve imsakiyeleri kullanıyor.
Bugüne kadar 50 bine yakın yüzük, kolye, tespih, bileklik yapan Kart, bazen bir eseri için 10 gün uğraşıyor. Kart, eserlerini 100 lira ile bin lira arasında satışa sunuyor.
"İnsanların çöpe attığı kağıtları mücevhere dönüştürmeye çalışıyorum"
Kart, AA muhabirine, yaptığı işin bir geri dönüşümden ziyade bir ileri dönüşüm olduğunu söyledi.
Sanatını, birçok deneme yanılma yöntemiyle geliştirdiğini vurgulayan Kart, 22 yıllık tecrübesiyle eserlerinin bir kuyumcunun vitrinini süsleyebilecek düzeye geldiğini dile getirdi. Kağıdı sadece materyal gibi değil, sevda olarak gördüğünü anlatan Kart, şunları kaydetti:
"Kağıtla ilgili çeşitli sanatlar var. Fakat, kullandığım teknik ve üslup tamamen bana ait. Bilinenlerden farklı teknikler uygulayarak yeni bir sanat bulduğumu düşünüyorum. Adını da "Teriha" koydum. Ahiretin tersten okunuşu ve bana göre kağıdın ölüp yeniden dirilişi manasını taşıyor. Tek bir kağıt parçası bile satın almıyorum. Sadece atık kağıtları kullanıyorum. İnsanların çöpe attığı kağıtları mücevher haline getirmeye çalışıyorum. Ne kadar başarılı olduğuma toplum karar verecek."
"Yaptığım eserleri anlamlandırmayı seviyorum"
Kart, eserlerinin sadece kağıttan takılar ve aksesuarlar olmasının dışında bazı anlamlar da içerdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Yaptığım eserleri anlamlandırmayı seviyorum. Mesela kendime yaptığım bir tespih var. İçinde de vasiyetim yazıyor. Her tanede bir öğüt yazıyor. Hak vaki olduğunda çocuklarım taneleri kırarak açıp okuyacaklar. Bana 'Baba yadigarıdır kıyamayız.' diyorlar. Aslında ilk ders odur. Baba yadigarı da olsa dünya malıdır.
Onu kırmayı beceremezsen, babanın sözüne ulaşamazsın. Bazı kolyelerin içinde de hiç kimsenin duymadığı küçük hikayeler saklıyorum. Bazı kağıtlarda basılı çok özel sözler ve resimler var. Onları kullanmayı, takılara nakletmeyi de çok seviyorum."
Festivallere ve sergilere katılarak sanatını tanıtmaya çalıştığına değinen Kart, kendisiyle birlikte kaybolmaması için sanatını öğretmeyi daha çok önemsediğini bildirdi. Kart, sanatının gelişmesini ve geleneksel hale gelmesini çok istediğini de dile getirdi.