Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Semazenlerin ritüelleri "Allah'a yolculuğu" anlatıyor

Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin izinden giden Mevlevilerin yüzyıllardır icra ettiği sema ayini, dervişlerin giydiği kıyafetlerden sema merasimine kadar Allah'a yolculuğu anlatıyor.

Semazenlerin ritüelleri “Allah’a yolculuğu“ anlatıyor
Konya'da Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 748. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, 17 Aralık'taki Şeb-i Arus programı ile sona erecek.
Sevgi, birlik, kardeşlik, vefa, ihsan ve irfan gibi öğretileri tüm dünyada dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin kabul gören Mevlana, sevgi, hoşgörü ve kardeşlik kavramları ile insanlığı buluşturmaya devam ediyor.
Yüzyıllardır Mevlevilerin zikirleri, nafile ibadetleri olan sema ayininde semazenler, toprak olarak nitelendirdikleri siyah hırkalarından sıyrılarak, kefen olarak gördükleri beyaz tennureleri ve mezar taşını simgeleyen sikkeleriyle sema ederek Allah'a ulaşmaya çalışıyor.
Semazenler, semaya başlamadan önce kıyafetlerinin her parçasını tek tek öperek ve titiz bir sıralamaya göre giyiyor.
Öncelikle "mest" adı verilen yumuşak deri ayakkabıları giyen semazenler, daha sonra "tennure" denilen kolsuz gömleklerini tek defada dıştan içeri doğru giyiyor. "tığbent" adıyla anılan kuşak ise tennureyi sararak, pileler oluşturuyor.

Bu işlemden sonra "Elif'i Mehmet" denilen siyah kuşak bağlanıyor. "Destegül" adı verilen dış gömlek giyildikten sonra, siyah cübbe omuza alınıyor. Son olarak da "sikke" isimli başlık kıyafeti tamamlıyor.
Kıyafetlerin tamamının öpülmesi, kainattaki canlı ve cansız, insana hizmet eden her şeye değer verilmesi anlamını taşıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü ve Postnişin Fahri Özçakıl, Mevlana'nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinde "İrfan Vakti" ana başlığıyla çeşitli etkinlikler yapıldığını ifade etti.

Özçakıl, postnişin makamının Mevlevi ayini içinde önemli bir makam olduğunu vurgulayarak, "Postun rengi kırmızıdır. Mevlana Celaleddin-i Rumi bir ikindi vakti gökyüzü kızılken vefat ettiği için Mevleviler de postun rengini kırmızı olarak seçmiş." dedi.
Sema mukabelesinde her kıyafetin, her hareketin manası olduğunu vurgulayan Özçakıl, "Bu manalar içerisinde ölümü düşünme hadisesi ve öldükten sonra tekrar dirilmeyi anlatan bir düşünce karşımıza çıkıyor. Tefekkür ederek semazen, üzerindeki siyah hırkasının toprak olduğunu ve öldükten sonra o topraktan sıyrılıp üzerindeki beyaz tennuresiyle kefeni simgelediğini ve başındaki sikkesinin de nefsinin mezar taşı olduğu düşüncesiyle hareket ederek, topraktan sıyrılıyor, kefeniyle Allah'a karşı bir yolculuk başlamış oluyor." diye konuştu.
Özçakıl, semazenin, semaya hazırlanmadan önce abdest alıp vakit namazını kıldığını, semanın Mevlevilerin Allah'a ulaşma düşüncesiyle yaptıkları nafile bir ibadet ve zikir olduğunu söyledi.

Postnişin ve semazen başının siyah hırkalarıyla ayine iştirak ettiğini dile getiren Özçakıl, semanın dördüncü selamında diğer semazenler gibi kol açmadan hırkasının yakasından tutarak kalbinin üzerini açtığını ve sema ettiğini anlattı.
Özçakıl, sema mukabelesinin naat-ı Mevlana ile başladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Naat-ı Mevlana, Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin Peygamber Efendimize methiye olarak yazmış olduğu bir naattır. Tüm tasavvuf zikirlerinin içinde salavat ile başlandığı gibi Mevlevi zikrinin içerisinde, Mevlevi ayininin içerisinde bu salavat niteliğinde, Mevlana Hazretlerinin naatı ile başlanıyor ki Buhurizade Mustafa Itri tarafından bestelenmiş olan bu naat-ı şerif, ayakta ve sazsız olarak mutrip heyetinden bir arkadaşımız tarafından okunmakta."

Programın ney taksimi ile devam ettiği bilgisini veren Özçakıl, neyin Mevlevi kültüründe Allah'ın insanı yarattıktan sonra kendi ruhundan üflediğini ve kıyametin habercisi Sur'un üflenmesini de sembolize ettiğini aktardı.
Özçakıl, "Devr-i Velediye" yürüyüşü ile semazenlerin dairesel yürüyüşe geçtiklerini belirterek, "Yürüyüşte postun önünde tüm semazenler baş keserler ki bu canın cana selamı olduğu gibi mukabele de adını buradan almıştır. Semazenlerin kırmızı postun önünde birbirlerine ayna olarak pozitif enerjiyi yansıtarak selam verirler ve semahaneyi üç kez devrederler." ifadelerini kullandı.

Peşrev tamamlandıktan sonra semazenlerin yerlerini aldığını ve ayinin başladığını ifade eden Özçakıl, hırkalarını çıkartarak beyaz tennureleriyle sema yaptıklarını söyledi.
Özçakıl, sema ayininin 4 selamdan oluştuğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "İlk selam Cenab-ı Allah'ın büyüklüğü, insanın kendi kulluğunu idrak etmesi; ikinci selam Allah'ın kudretinin karşısında hayranlık duyması; üçüncü selam bu hayranlık duygusunu en üst seviyede aşk makamında görmesi ve dördüncü selamda da semazenin kendi kulluğuna dönmesi düşüncesiyle yapılmaktadır."

Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 4
  • 2
  • 6
  • 1
  • 2
  • 109
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (6)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
  • DT
    Dost Tavsiyesi
    3 yıl önce

    Günümüzdeki dinler arası diyalog mantığının nüvesidir bu yaklaşım. İslâm'da sema ritüeli, ayini, çalgılı şekilde Allah'a yolculuk biçimi, el etek öpme yoktur. Günümüz İlahiyatçılarının büyük kısmı bu konularda Müslümanları bilgilendirmediği için büyük vebale giriyorlar. Ayrıca Mesnevî'de geçen övgüye lâyık edebî anlatımların dışında pornografik anlatım şekli Kur'an'da ve Peygamberimizin yaklaşımlarında asla yoktur. Kıymetli hocalarımızın çıkıp bu gerçekleri Kur'an ve Sünnet ışında anlatmaları gerekiyor. Ayrıca Mevlânâ ifadesi çok yanlış, Celâleddin-'î Rûmî denilmelidir.

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
  • Ömer
    3 yıl önce

    Bilgi olmadan yorum yapmayın önce bilmek için bilenden okuyun sonra bilene sorun sonra yorum yapın Müslüman cahilce yorum yapmaz yapmamalı ki diğerlerinden farkı olsun.

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
  • AB
    Ali Baba
    3 yıl önce

    Böyle bir semazen resitali Hz Mevlana zamanında yokki..Rivayet oki Hz Mevlana kuyumcu Selahaddin dükkanının önünden geçerken cezbe ile Sema etmiş... Hz. Mevlana kimseye böyle giyinin başınıza külah giyin dememiş..1950lerde Mevlânânin unutulmaması için Anna Maria Shimell ,Uzluk kardesler, Süheyl Ünver ve Fevzi Halıcı gibi isimler bu etkinliği başlattı...Ud cümbüş bilumum çalgılar la Mevlevilik ile alakasi olmayan ilahiler yada Hz. Mevlana dan asırlar sonra yaşamış bestekar dedelerin eserlerinin ne alakası var.. sonuç iyice oyuncaga çevirdiler..

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
  • M
    Mehmet
    3 yıl önce

    Pazar ile minare arasına sıkışınca tercihlerinizi pazara yönelttiniz. Mevlanayı bile pazarın bir metaı haline getirdiniz sizi gidi ömerler sizi....

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
  • K
    kemal
    3 yıl önce

    tamamen boş işler Allah çalışanı sever bunlarla hiç bir yere varılmaz yapılmasın demiyoruz ama bunu olay yapıp arkasından koşmak akıllı bağdaşmaz eğer olsaydı ilin gavurunu şimdiye halletmemiz lazımdı demekki akıl ve bilimle Allah ın yoluna sarılacaksın işte ozaman başırı elde edersin okadar beddua ediliyor niye israile bir şey olmuyor çünkü onu bilim ve ilimli vuracaksın sonra beddua edeceksin

    • Cevapla
    • Begen (4)
    • Begenme (1)
  • S
    Safa
    3 yıl önce

    Allah a böyle bir yolculuğun kıyafet üzerinden anlatımı Kuran da yok. Cahil kesim bu anlatımları din zannediyor. Bu ritüellerin İslamla ilgisinin olmadığı vatandaşa anlatılmalı.

    • Cevapla
    • Begen (12)
    • Begenme (1)
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”