Çocuğun Babasıyla “Ne” Yaptığı Değil “Nasıl” Yaptığı Önemli
Özellikle babalara yönelik destek hizmetleri sunduklarını ve bir çocuğun babasıyla geçirdiği zamanın her dakikasının çok kıymetli olduğunu vurgulayan KTO Karatay Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hatice Yalçın; “Babalar, aile bireylerini bir arada tutan tespih tanelerinin ipi gibidir. Özellikle küçük yaştaki çocukların süper kahramanlarıdır. Çocuğun hafızasında en çok babasıyla ‘ne’ yaptıkları değil ‘nasıl’ yaptıkları kalır. Yıllarca babasının sözleri, yüz ifadesi, tepkileri hiç dinmeyen bir şelale gibi çocuğun zihninde akar durur” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Yalçın, “Çocuklar hızla büyüyor ve henüz ilk gülücüklerinin, ilk topa vuruşunun veya ilk arkadaşıyla barışmasının, yani her anının lezzetine doyamadan ergenlik dönemine geliyorlar. Gelişimsel olarak ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi ve çocuğun bu büyümeye bazen uyum sağlayamadığı bir dönem oluyor. Hedef seçmekte zorlanan, sorumluluk alma konusunda isteksiz olan ya da kime, nasıl davranacağı konusunda tereddütleri olan ergenlerle iletişim, ailenin en çok zorlandığı bir süreç hâline geliyor. Bu nedenle çocukluk döneminin her anını keyifle, nitelikli şekilde geçirmek çok önemli. Biz de ailelere bu kritik dönemler için öneriler sunuyoruz” dedi.
Babalar ‘Önemli’ Olmak İçin Değil, ‘Değerli’ Olmak İçin Çocuğuna Söz Söylemeli
Babaların ev dışında uzun çalışma saatleri geçirmeleri durumunda çocukla etkileşimde yetersizliklerin olabileceğini hatırlatan Doç. Dr. Hatice Yalçın “Zaman zaman babalar, enerjisi ve sabrı azalmış şekilde eve gelip çocuğuna rehberlik etmekte isteksiz olabiliyor. Bu durumun sonucunda kendilerinin ‘önemli’ olduğunu hissettiren incitici sözler söyleyebiliyor. Oysa gül verenin elinde gül kokusu kalır. Atılan taşları tutup, güller sunmak gerekiyor. Duygu yönetimi ve zaman yönetimi yaparak çocuklara ‘değerli’ sözler söylemeye gayret etmek lazım” diye konuştu.
Bazen Babanın Kendisi Kadar Emekleri de Çocuğa Yabancılaşıyor
Doç. Dr. Yalçın bazı çocukların, babasının emeğine şahit olamadığına da dikkat çekti. “Çocuk, babasının nasıl bir ortamda çalıştığını bilmezse; babasının hayattaki duruşuna, problemleri nasıl çözdüğüne ve insanlarla nasıl anlaştığına yönelik gözlem yapamıyor. Bu durumda da babanın kendisi kadar emekleri de çocuğa yabancılaşıyor. Dikenlerle dolu bir kaktüsün biraz büyümesini bekleyince, rengârenk ve bakmaya doyum olmayan çiçekler açar. Göz zevkimizi bozan bir tırtıl, kozaya girdikten sonra çıkmasını sabredip beklersek hayret verici güzellikte bir kelebeğe dönüşür. Çocuk-baba iletişimi de böyledir. Bazen problemler yaşansa da çocuk sevildiğini hissederse, aileye aidiyet duygusunu yaşarsa, keyifli bir aile ortamı oluşur” açıklamasını yaptı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.