Bir kulüpten daha fazlası sloganı Barcelona’ya ait ama sanırım Konyaspor da bu sloganla özdeşleşmeye başladı.
Bir kulüp düşünün ki,
Taraftarı maç gününü sabırsızlıkla bekliyor.
Teknik heyeti hafta sonu maçla ilgili neler yapacağını planlamış.
Bütün şehir protokolü sosyal medyada taraftarı maça davet ediyor.
Yönetim sessiz ve sakinlik içerisinde çalışıyor.
Taraftar grupları bir ay öncesinden koreografi için hazırlıklar yapıyor.
Takım uyumu en üst seviyede ve makine gibi işliyor.
Bütün bu etkenler bir araya geldiğinde maç içerisinde takım 2-0 öndeyken üst üste 30 pasla taraftarına futbol resitali izletebiliyor.
Antalyaspor maçıyla ilgili saha içinde analiz yapacak çok fazla bir şey yok aslında.
Takım öyle bir programlanmış ki hangi dakikada ne yapacağı önceden belirlenmiş.
Maç öncesinde sosyal medyada yaptığım paylaşımda 15-35 dakikalar arasıyla 70-85 dakikalar arasında Konyaspor’u dikkatli izlenmesi gerektiğini belirtmiştim.
Bu dakikalar arasında Konyaspor rakibini öyle bir etki altına alıyor ki rakip takımın hem enerjisi bitiyor, hem de moral olarak yıpranıyor.
Örneğin son 2 haftadır Diagne 70.dakikadan sonra oyuna giriyor ve Konyaspor 5’li defansa dönüyor.
Bu dakikadan sonra da rakibin fişi çekiliyor.
İnanılmaz yüksek isabetli kısa paslar, rakibe boş alan bırakmamalar, hücum etmek isteyen rakibin üst üste 3 pas yaptırılmaması gibi birçok olumlu etkenle rakip baskı altına alınıyor.
(Fotoğraf BeinSport'tan alınmıştır)
Rıza Çalımbay’la 11 hafta 14 Puan (İç sahadaki Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarını da hatırlayın).
Aykut Kocaman’la 8 Hafta 17 Puan.
Şu an lig öyle bir hal aldı ki gelecek haftalarda alınacak kritik galibiyetler Konyaspor’u yeniden Avrupa'ya itebilir.
Konyaspor’un bu sezonu ilk 4 içerisinde bitireceğine inanıyorum.
Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’ye gittiği sezon Aykut Hocanın 6 sene daha Konyaspor'da kalması durumunda Konyaspor kendi tankını kendi uçağını bile imal eder şeklinde yazmıştım.
Şimdi düşünmek lazım Aykut Hoca Konyaspor’dan hiç kopmasa şimdi Konyaspor hangi durumda olurdu?