​Bir komünist oyunu niçin Ak Parti'ye verir?

Gaziantep’te Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le program yaptıktan sonra Karaman’daki programımıza yetişmek üzere alel acele bir şeyler yemek üzere girdiğimiz resturantta, siparişini verdiğimiz yemeğimizi beklerken, yan masadan bizim gazeteci olduğumuzu tahmin eden genç bir bayan, sohbetimize katılma müsaadesi istedi. “Elbette buyurun” dedik.

Önce kendisini tanıttı. “Ben üniversitede öğretim üyesiyim, yanımdaki bu genç bayan da asistanım. Gazeteci olduğunuzu tahmin ettim. Bakın ben komünistim. Bugüne kadar oyumu hiçbir zaman Ak Parti’ye vermedim, ancak bu sefer Ak Parti’ye vereceğim"

Beş gazeteci şaşkın saşkın bir ağızdan, “neden” diye sorduğumuzda. Ben işçiden, emekten yanayım. Başbakan biz öğretim üyelerinin hem özlük haklarını iyileştirdi hem maaşlarını artırdı. Ben sırf bu yüzden bu sefer Ak Parti’ye oy vereceğim. Sonra anlatmaya devam etti.

“Babam Gaziantep’in önemli sanayicilerinden biri ve koyu bir CHP’li. Bir haftadan buyana kapı kapı dolaşarak Ak Parti'ye oy istiyor.”

Yine “neden?” diye sorduğumuzda, babam diyor ki, dedi; “Bu muhalefetin uçuk vaadleri tüm sanayicilere fabrikalarını kapattırır. Evet hepimiz işçi maaşlarının yüksek olmasını istiyoruz, zaten iyi para kazananlar işçilerine asgari ücretten daha fazlasını veriyor. Elimizi tutan yok. Ancak Asgari Ücretin bir anda vaat ettikleri seviyeye gelmesi halinde ya işçilerimizin yarısını işten çıkaracağız, (ki o zaman da fabrikalar işlemez) ya da fabrikayı tamamen kapatacağız. Gaziantep bir dünya kenti. Dünya rekabet dünyası, o şartlarda diğer ülkelerle rekabet etme şansımız kalmaz.”

Bir gün öncesinde ise Antalya’daydık. İki garson. İkisi de otuzlu yaşlarda.  Birisi Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan ile program yaptığımız otelin çaycısı. Diğeri çarşıda bir resturantta garson. Otel çaycısı, Muşlu olduğunu söyledi. Seçimde ne yapacağını sorduğumuzda, “ben Milli Gençlik Vakfında büyüdüm. Oyumu Ak Partiye vereceğim. Benim memleketimde akrabalarım korkudan ne yapacaklarını bilemiyorlar. Oylarını Ak Partiye vermek istiyorlar ancak terör örgütü tehdit ediyor. Selahattin Demirtaş’ın doğuda cellat, batıda demokrasi havarisi kesilme ikiyüzlülüğü karşısında Ak Parti’ye oy vermekten başka yol yok”.

Diğer garson ise farklı düşünüyor. “Ben CHP’ye oy vereceğim” dediğinde arkadaşlardan birisi, o durumda ülkenin koalisyona gitme ihtimalinin olduğunu söylediğinde, “olsun koalisyon daha güzel olur, tek başına iktidar olmaktansa, ortak akılla ülkeyi yönetmek daha iyidir” deyince, yan masadan ellili yaşlarda bir vatandaş, “evlat sohbetinize istemeden kulak misafiri oldum. Sen koalisyonun ne olduğunu biliyor musun/… diye başlayıp, Türkiye’nin 1991-2001 serüvenini anlatınca, genç “ben böyle bilmiyordum. Yeniden düşüneceğim ve ilk fırsatta Türkiye’nin yakın siyasi tarihini okuyacağım” dedi.

Konya’da bir işletmede çalışan Erzurumlu aşçı, “abi geçen hafta memlekete gittim. Köyde akrabalarımın hepsi Ak Parti düşüncesinde. Ancak köyü tehdit etmişler. “Sizi yaylaya çıkarmaz, çocuklarınızı öldürürüz” diye. Ben Ak Partiye oy verin diye ısrar edince, “buralar Konya gibi değil maalesef… Keşke özgür irademizi sandığa yansıtabilseydik…”

Mersin’de yol üzerinde meyve satan yol üstü bir satıcıda hem bir şeyler alalım hem de  soluklanalım diye durduğumuzda, satıcı bayan, “ben anneyim, çocuğum yakında askere gidecek. Çözüm sürecini sürdürecek tek parti Ak Parti. Oğlumu askere gönderdiğimde, kulağımın radyo ve televizyonlardaki çatışma haberlerinde olmasını istemiyorum.” diye görüşlerini ifade etti.

Konya’da parkta oturan yaşları 18-20 arası genç topluluğuna düşüncelerini sordum. “aslında milliyetçiyiz. Ancak kesinlikle Ak Partiye oy vereceğiz. Çünkü milliyetçilik önce kendi ilinin menfaatlerini korumaktan geçer. Başbakanımız Konyalı. Biz ülkemize hayırlı hizmetler yapan bir Konyalı başbakana oy vermeyeceğiz de kime vereceğiz…”

Karaman’da gün görmüş bir amca… “ Evlat gençlere yönelik yayınlar yapın. Gençleri uyarın. Onlar geçmişi bilmiyorlar. 70 sente muhtaç olduğumuz günlere çok uzaklar. Özgürlük diyorlar. Biz o muhalefettekilerin yaşattıkları özgürlükleri biliyoruz. Başörtü zulmünü, inançlı insanlara yaptıklarını ve daha nicelerini…. Gençler sadece Ak Parti karşıtlarının kimler olduğunu görseler gerçekleri anlarlar. ABD’deki  Yahudi ve Ermeni lobilerinin, İsrailin, Avrupa’daki Türkiye düşmanlarının ve onların tesirindeki medya organlarının kimi desteklediklerine iyi baksınlar. Hiç onlardan bize hayır gelir mi? Eskisi gibi değil. Artık herkes elinin altındaki internetten küçük bir araştırma yapsa neyin ne olduğunu bilir. Biz yaşlılar gençlerin geleceğini düşünüyoruz. Ama maalesef ülke düşmanları zehri ilaç gibi gösteriyor ve akılları karıştırıyor.  İtalya koalisyonları yasaklıyor. Yunanistan batıyor. Bir ülkede istikrar yoksa o ülke gelişmez. Bizim gençlerimiz vatanseverdir. İnançlıdır. Ancak sorunsuz ve sıkıntısız bir hayatın getirdiği rehavete kapılmış gibi görünüyorlar.” dedi. Sonra ekledi, “benim adım Mehmet. 75 yaşındayım. Bir sözüm de büyüklere, mutlaka oy kullanmaya gitsinler. Ayaklarım tutmuyor ancak ben de gideceğim. Bir rehavet görüyorum. Biz oy kullanmaya gitmezsek meydan onlara kalır.”.

Evet, çok kritik bir seçim bekliyor hepimizi. Ya istikrardan, çözüm sürecinin devamından ve 2023’ün büyük Türkiye’sinden yana olacağız, ya da sonrasını kimsenin tahmin edemeyeceği kaotik bir gelecekten… Konyalıların ise iki sınavı var. Biri herkes gibi Türkiye’nin geleceği, diğeri Konya’nın. Herkes seçim akşamı Davutoğlu’na kendi ilinden ne kadar oy çıktığına özellikle bakacak…
 

,.