Ümitsizlik İçinde Darmadağın
27 Ocak 2018
Yorgun, bitkin, darmadağın bir şekilde kimseyle konuşmadan, uzun uzun düşündüm. Düşüncelerim de darmadağındı. Düşündükçe yoruluyor, yoruldukça darmadağın düşüncelere iyice dalıyordum. Koskoca bir ümitsizlik kaplıyordu beynimi en ücra noktalarına kadar. Her ne yaparsam yapayım her baktığım yerde, her duyduğum seste, etrafımda olup biten her şeyde koskoca bir şey vardı. Ümitsizlik…
Bir taraftan düşündüm, ya bu karda kışta onlarca otobüsle takımın arkasından giden taraftarlar… Ya sevgisini buz gibi soğuğa katık edip Konyaspor’a güvenerek karda, buzda tüm yüreğini sizin ayaklarınızın altına sermeye gelmiş, hiçbir menfaat gözetmeksizin desteğini esirgemeyen taraftarlar… Yolda kaza riskini hiçe sayarak, ölümü göze alarak arkanızdan gelen taraftarlar… Onların halini, içinde bulundukları duygusal yıkımlarını tarif edebilmek çok güç olsa gerek…
Başarısızlığın, beceriksizliğin en üst noktada sergilendiği, o en temiz duygularla takımını destekleyen taraftarların bir yerde hiçe sayıldığı, en kısadan hiç de hak etmedikleri bir saygısızlığa maruz kaldıkları bir günü yaşattınız.
Önce yönetimin tutarsızlıkları ve beceriksizliklerini izledik. Sezon başında transferler tutmadı. Golcülerimiz verimsiz çıktı. Anlayışla karşıladık. Bu durum anlaşıldığında aylardan ekimdi. Ekim ayının başları… Ta o zamanlardan devre arası transferine atıfta bulunarak düzelteceğiz diyordunuz. Ocak ayının sonlarına geldik hala alamadınız. Hem de öyle diyordunuz ki herkesin heyecan duyacağı golcü… Hani nerede?
Sow dediniz, Rodellega dediniz, Poko dediniz, Demba Ba dediniz, dediniz dediniz. Kimi aldınız? Hani gidip Konyaspor almasa başka takımın almak isteyeceğinden şüphe duyacağım Yatabare… Konyaspor’un kurtarıcısı Yatabere mi olmalıydı? Buna rağmen bizler Yatabare’den ümit var olduk… Sahi Eze’nin Yatabare’den farkı neydi ki? Hemen hemen aynı özellikte futbolcular.
O kadar tutarsızlık içindeydiniz ki iki gün sonra imzalarız sözleri hep boş çıktı ve hala aynı sözleri kullanmaktan bıkmadınız. Hala iki sora diyorsunuz. Ha bide Demba Ba da ısrarcı olunmamış, hazır futbolcu değilmiş… Diyelim ki düşüncelerinizde haklısınız. Böyle durumdaki biri ile ilgilenmenin mantığı neydi o zaman? Baştan hiç ilgilenmemeniz gerekirdi bu durumda… Diyorum ya her tarafınızdan tutarsızlık akıyor.
Ekimden bu yana yaklaşık dört ay geçti. Yapılması gereken transfer daha yapılmamış. Hani gerçekten heyecan verici gerekli transferlerin tamamını yapıp kampın ilk gününe yetiştirmiş olurdunuz ama yine istenilen sonuç alınamamış olurdu. O zaman diyeceğimiz bir şey olmazdı. Gerekenler yapıldı ama yine olmadı derdik. Eleştirenlere karşı savunurduk da… Şimdi ne diyelim? Tutarsız ve beceriksizsiniz işte…
Tüm bunlara karşı ileri sürebileceğiniz bir bahaneniz var mı? Elbette ki yok… Aramaya kalmayın sakın! Maddi açıdan en avantajlı bir takımlardan birinin başındaysanız, ligdeki konumunuz acil transfer gerektirirken, sizden çok daha dez avantajlı takımlar konumu daha iyi olmasına rağmen çok daha etkili transferler yapabiliyor ve sizde hala gerekli transfer anlamında bir transfer gerçekleştiremiyorsanız bunun adı beceriksizliktir. Hem de en ufak bir bahanesi olmayan…
Daha dünkü yazımda güven duygularımı ifade eden, geldiğiniz noktayı övgü ile anlatan ben, daha ertesi günü yanılmış olmamın üzüntüsünü en üst noktada yaşamanın dinginliğindeyim Mehmet Özdilek Hocam… Son maçlarda Konyaspor’un gerçeklerine uygun takımı oynatmaya başladığınıza güvenmiştim. Gençlerbirliği maçından önce en güvendiğim sizdiniz ama yine o kendi hayal dünyanızın tezahürünü gördüm. Sizin hayal dünyanızın emellerine teslim olmanın çaresizliğini yaşatıyorsunuz tüm Konyasporlulara…
Maç her iki takımında çok dikkatli, aman gol yemeyeyim düşüncesi ile tatsız tuzsuz başladı. Maç boyunca da hep böyle devam etti. Gençlerbirliği kötüydü… Konyaspor çok daha fazla kötüydü.
Saha da gol atacak bir Konyaspor yoktu. Gençlerbirliği de gol atacak değildi aslında… Orkan’ın ortası Yatabare’ye gelirken rakip elle müdahale etmese gol atabilecek bir Yatabare yoktu aslında… Ama rakip hata yaptı ve elle dokunup penaltı yaptı. Rakibin galibiyeti özenle ikram ettiği bir avantajı yakalayıp golü bulmuşsun… Sahip çık şu galibiyete… Sahip çık şu gelen puanlara…
İkinci yarı başlıyor basit bir gol yiyorsunuz. Haydi olur bir şeyler düzelir derken rakibin bir futbolcusu daha kendini garip şekilde attırıyor. Eksilen rakip karşısında oyuna hakim olacak Konyaspor beklerken Gençlerbirliği oyuna hakim oluyor. Duran toptan bir gol daha yiyorsunuz. Eksik rakipten…
Sahi Jönsson’u oyuna almak neydi hocam? Öndeydik de savunma yapmak için mi aldınız? Bir de geriden topu en olumlu başlatan Moke’yi çıkardınız ki maç boyunca bırak Konyaspor’un gol atmasını rakip ceza sahasına dahi giremedik. Hani maç sabaha kadar oynansa gol atmanın kırıntısını bile göremezdik.
Orkan’ı Skubiç’in önüne koymuşsun Skubiç’in oyununu da bozdu. Kendisi de etkisiz kaldı. İki kişi eksik oynadık. Sağ kanatta son maçlarda iyi oynayan Vedat’ı da sol kanatta oynatarak etkisizleştirdin. Vedat ile Orkan’ın kanat değiştirmeleri hiç mi aklınıza gelmedi hocam?
Maçın hiçbir dakikasında bilinçli ve planlı oynayan Konyaspor göremedik. Bunun yanında oldukça güçsüz, rakibine ezilen, mücadele edemeyen Konyaspor çok iyi çalışmamış izlenimi uyandırdı bizde… Bu takım sadece iki maçlık mı çalıştı hocam? Niye bu kadar döküldüler?
Bir takım duran toplardan hatalı ve bol bol gol yiyor ve atamıyorsa ben bunu çok iyi çalışılmamasına bağlarım. Olmadı Mehmet Hocam… Yapamıyorsun… Kişiliğinle, karakterinle, sevilen ve sevdiğim birisin. Yöneticiler beceriksiz ve tutarsız olabilir, transferler gecikmiş olabilir ama sizin bu bahanelere sığınma hakkınız yok… Yaklaşık dört aydır bu transferleri yaptıramadıysanız o yöneticilerin suçuna siz de ortaksınız. Susiç boşta, Kemal Özdeş istifa etmiş…
Ya futbolcular… Bu kadar kötü olmaya hakkınız var mıydı? İki kupa aldınız. Minnettarız… Gerekli övgüleri ve karşılığını da gördünüz. Yarınlarınıza da çok güzel anılar biriktirdiniz. Tamam artık o orda kalsın. Konyaspor düşüyor. Ayağımıza gelen galibiyeti bu kadar reddetmeye hakkınız var mıydı? Dahası iki kupa almış olmanız size bu takımı ligden düşürme hakkı veriyor mu? Hepiniz çok kötüydünüz.
Hakem çok kötü maç yönetti yine ama hakem hatalarına değinmeyeceğim. Çünkü hakem hatalarına sığınılacak, hakem hatalarının bahane edilecek bir maç değildi. O kadar çok kötü oynadınız ki rakibinizin size teslim ettiği galibiyeti zorla geri teslim ettiniz.
Diyelim ki çok iyi oynamaya başladınız. Hatta diyelim ki olmaz ya ligi ilk beşte tamamladınız bu yazdıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymayacağım. Çünkü bu günün gerçekleri bunlar…
Selam ve dua ile…
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.