Ülkemiz insanları üzerinde iki asırdır uygulanan hain planlar sonucu, altı asır dünyayı adaletle yöneten koskoca Osmanlı İmparatorluğu yıkılmıştır. Ecdadımız Osmanlıya, iç ve dış düşmanların ortaklıklarıyla oyun içinde oyunlar oynanmıştır. Kale, ihanetlerle adeta içten fethedilmiştir. Milli ve yerli olan cennet mekan Abdülhamit Han’ı Kızıl Sultan diyerek darbe ile iktidardan indiren satılık zihniyetler, uyguladıkları işbirlikçi politikalarıyla çok kısa sürede ecdadımıza prangalar vurarak mankurtlaştırıp köleleştirmek istemişlerdir. İç ve dış düşmanlarımız zaman zaman başarılı olsalar da İmanlı milletimiz, yeniden milli mücadeleyi, İslam, vatan, özgürlük, bağımsızlık ve bütün olarak değerlerimizi koruma sevdası ile hiçbir beşeri güçten çekinmeden sürdürmüştür.
İçimize yerleştirilen hainler tarafından her on yılda bir darbeler yapılmış, Milletimiz esarete mahkum edilmiştir. Halkın çok büyük çoğunluğunun oyu ile iktidara gelen Milletimizin değerleri ile barışık Başbakan Merhum Adnan Menderes’i, Ezan-ı Muhammedi’yi aslına döndürdüğü için köpek, bebek yalanlarıyla idam etmişler, bütün insanımıza zulümler yaparak haktan hakikatten uzak durmaları istenmiştir. 1960 darbesinden sonra, 1971 Muhtırası, sonrasında 1980 darbesi Amerika’nın desteğiyle yapılmıştır. Öncesinde Milletimizin asil evlatları sağ, sol diyerek kamplara bölünmüş birbirlerini öldürmeleri için aynı merkezden her iki gruba silahlar verilerek hainlikler tezgahlanmıştır. 1993 Yılında yerli ve milli söylem ve eylemleri sebebiyle Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal zehirlenmiş, hem maddi hem de manevi alanlarda çok önemli başarıların sağlanması görülünce iş birlikçi hainler tarafından zamanın Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’a 28 Şubat 1997 de bir takım dayatmalar yapılarak iktidardan uzaklaştırmıştır. Ne zaman yerli ve milli bir yönetim işbaşına gelse iç ve dış hainler birlikte hareket etmişlerdir. 27 Nisan 2007 yılında e- Muhtıra verilmiş, Hükümet tarafından sert cevap verilerek susturulmuştur.
Bugün halkın büyük çoğunluğunun oy’u ile iktidara gelmiş olan Başkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’I iktidardan indirmeye çalışan emperyalist, Siyonist ve iş birlikçi terörist hainler dün olduğu gibi bugünde boş durmamaktadırlar. 2009 yılındaki One Minute çıkışından sonra iç ve dış düşmanların hainlikleri somut hale gelmeye başlamış, 07 Şubat 2012 de MİT Müsteşarının şahsında Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’A operasyon yapılmış, kaderin üzerindeki kaderin tecellisi, cesur ve kararlı mücadele olumlu sonuç vermiştir. 2013 yılındaki Gezi olayları, akabinde 17-25 Aralık kumpası sonucu FETÖ ile çok net mücadele başlatılmış, dershaneler kapatılarak finans kaynakları zayıflatılmıştır. Peşinden iç hainler tarafından MİT ’tırlarına operasyon düzenlenmiştir. Bütün bu girişimlerden sonuç alamayan hainler en sonun da 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’mizi işgal etmek için girişiminde bulunarak, düşmanlara kullanmadıkları silahları halkımıza kullanmışlardır. Sonucunda; Allah (c.c.)’ın lütfu, Cumhur Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cesareti, kararlılığı, Milletimizin feraseti, Darbeye karşı olan askerlerimizin, polislerimizin kahramanlıkları, terörist olanların dışındaki bütün Siyasi Partilerin karşı tavır koyuşu, Medyanın milli iradeye güçlü desteği, farklı görüşteki bütün insanlarımızın birlikteliği, halkımızın sokaklara inerek iradesine sahip çıkarak, tankların, topların, durdurulması için ölümüne mücadelesi sonucunda, zalimlere, hainlere gerekli direniş gösterilmiş, işgale son verilmiş ve darbecilere, darbe yapılmıştır.
Anayasanın verdiği yetkiye dayanarak Başkanımızın Boğaziçi Üniversitesine atamış olduğu Rektör bahane edilerek prangalarından kurtulmuş her alanda başarıdan başarıya koşan güzel ülke Türkiye’mizde yeni bir gezi tezgahlanmak istenmektedir. 15 Temmuz hain işgal girişimini bertaraf eden ülkemiz, Suriye’de, Irakta, Libya da ve son olarak da Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiği güçlü destek sonrası Karabağ da zaferler kazanmıştır. Kıbrısta, Mavi vatanda, Karadeniz de velhasıl nerede hakkımız varsa tam bağımsız Prangalarından kurtulmuş Devletimiz Milleti ile bütünleşmiş, yaptığı sondaj çalışmaları ile yer altı zenginliklerini de çıkarmaya başlamıştır. Bu güzellikleri hazmedemeyen alçaklar, Ülkemize diz çöktürmek istemektedirler. Birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Düşmanların oyunlarına gelmemeli, Ülkemizin menfaatlerinde ortak paydada buluşabilmeliyiz. Aynı gemideyiz. Başka Türkiye yok.Uyanık olup provokatörlerin yapmak istedikleri oyunlarını bozmalıyız. Bu senaryoları çok iyi biliyoruz.
Türkiye’mize S400 hava savunma sistemi aldığımız için Amerika, ülkemize yaptırımlar uygulamaktadır. Yani bize açıkça, hava savunma sistemine sahip olma, ülkenizin üstü açık olsun, günü geldiğinde sizi bombalayacağım Türkiye’yi işgal edip bölmek istiyorum demektedirler. Çünkü Suriye’de, Irakta PKK, PYD terör örgütlerine çok büyük destekler vermekte, ülkemizi bölmek için çok net adımlar atmaktadır. Geçmişte sol adına açıklama yapanlar Amerika’ya çok net karşı tavır koyarlarken, bugün Amerika’nın köpekliğine soyunduklarını gördüğümüz için üzülmekte, aslında eski tavırlarını sergilemelerini beklemekteyiz. Ülkemiz son yıllarda savunma sanayi alanında üretilen iha, siha, tank, helikopter ve benzeri başarıları dünyanın dikkatini üzerine çekmiştir. Kendi Uçağını da en kısa sürede yapacaktır.İsimlerini bile bilmediğimiz çok önemli silahlara da sahip olduğumuzu düşünüyorum. Gözünüzde Amerika’yı, Avrupa’yı büyütmeyin, Suriye’deki üç ayrı harekatı onlara rağmen yaptık. Elimizden gelen şekliyle hazırlıklarımızı yaparak sonucunda da korkusuzca mücadelemizi sürdüreceğiz. Güç ve kuvvet sahibi Allah(c.c.)’tır.İnananları mahcup etmez, görünür görünmez orduları ile destekler. Sefer bizden zafer Allah (c.c.)’tandır.
Hangi siyasi görüşten olursak olalım Türkiye’mizin her türlü menfaatinde ortak paydada buluşmalıyız. ‘Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.’ (Bilge İnsan Aliyya İzzet Begoviç) Bizim bu uğurdaki ölümümüz Şehadet, elde ettiğimiz zaferler ise dünya ve ahiret kurtuluşumuzdur. 15 Temmuz da bunu net gösterdik. Türkiye’mizin menfaatleri konularında milli ve yerli duruş sergileyenlere gönülden en kalb-i selamlarımı sunarım. Yüreği yeten iç ve dış düşman, hainlere, zalimlere, kafirlere hodri meydan, hodri meydan...