Son Dakika Haberler
2013 – 2014 Futbol sezonu sona erdi. 34 haftalık süre içerisinde tam 18 takımın farklı amaçları ve hedefleri vardı. Kimi takımlar şampiyon olmak için, kimileri Avrupa için, kimileri küme düşmemek için mücadele ettiler. Sonuçta ise bitime 3 hafta kala Fenerbahçe şampiyonluğunu ilan etti. Şampiyon olsa da UEFA’nın verdiği ceza nedeniyle Avrupa'ya gidemeyecek olan sarı lacivertli ekibin yerine ikinci sırada yer alan takım gidecekti. Şampiyonlar ligine direkt katılabilmek adına 2. sırayı almak için son haftaya kadar Beşiktaş ile Galatarasay arasında nefesleri kesen bir yarış vardı. Mutlu sona Galatasaray ulaşırken Beşiktaş devler ligine ön eleme oynayarak gitmeye hak kazandı. UEFA Avrupa ligi için yine birçok takımın son haftaya kadar mücadele ettiğine şahit olduk. Trabzonspor Avrupa liginde oynamaya hak kazanırken, Ziraat Türkiye Kupasını müzesine götüren Eskişehirspor ise yine Avrupa liginde mücadele etmeye hak kazandı. Sezon sonunda ise ateş hattında kalan Kayserispor, MP.Antalyaspor ve Elazığspor Spor Toto Süper Lig’e veda etmek zorunda kaldı. Hedefi bu sezon ligde kalmak ve önümüzdeki sezon yeni stadında Süper Lig apoletiyle mücadele etmek olan Torku Konyaspor, bu hedefini tutturmuş ve inişli çıkışlı bir sezon sonunda 12. Sırada yer alarak hedefini gerçekleştirmiş oldu. Bende, Torku Konyaspor’un 34 hafta süren mücadelesini tekrar yaşamak, yaşatmak adına, sezon başından bu yana hafta hafta sizlerle paylaşmak istedim. Türlü sıkıntılarla mücadele ederek Süper Lig’e çıkan yeşil beyazlılar, Uğur Tütüneker ile yola devam kararı aldı. Kamp sürecinde yapılan transferler ve hazırlık maçları, T.Konyaspor’un iyi yolda olduğunu gösteriyordu. Herşey güllük gülistanlık ve toz pembeydi.
Şimdi, ilk haftadan başlayarak T.Konyaspor’un yaptığı maçların heyecanına bir kez daha ortak olalım.
17 Ağustos 2013 T.KONYASPOR – FENERBAHÇE A.Ş.
Saat 21 : 45 Stad B.Şeh.Bel.Konya Atatürk stadı. Rakip Fenerbahçe.
Sabahın erken saatlerinden itibaren şehirde şimdiye kadar pek alışık olmadığımız bir maç havası vardı. Herkes formalarını çekmiş, çarşıda pazarda geziyor ve maç saatini bekliyorlardı. O gün Konya’da günlerden Konyaspor’du.
Kimi gördüysem, kiminle konuştuysam, kimin konuşmalarına kulak misafiri olduysam akşama kadar sadece maç ve konyaspor konuşuluyordu. Gündem sadece akşamki maça kilitlenmişti. Akşam saatlerinde stadın çevresi dolmaya başlamış herkes maçın havasına girmişti bile. Artık takımlar sahaya çıkmış veeeee koskoca bir sezonun uzun yolculuğu 21 : 45 te Tolga Özkalfa’nın düdüğüyle başlamıştı. Aynı zamanda sezonun ilk düdüğüydü bu.
T.Konyaspor, rakibinin isminden çekinmeden oynamaya başlamış ve şampiyon olacağı tahmin edilen bir takıma karşı neler yapabileceğini gösteriyordu. Karşılıklı ataklar gelişse de Fenerbahçe, özellikle Emenike ve Emre ile tehlikeler yaratmaya başlamış, orta alanı, eline geçirmek adına baskı kurmaya çalışmaktaydı. Başarılı oldular. Bu baskı sonucunda 15. dakikada Yobo, duran top organizasyonunda önünde bulduğu topu ağlara gönderdi. T.Konyaspor, erken golün şokunu atlatmak adına bilinçsiz ataklar yapmaya başlasada 11 dakika sonra gelen penaltı kararı, sezonun ilk maçında can sıkıcı bir sonuç çıkacağını düşündürmeye başlamıştı. 26. dakikada Emre Belözoğlu, penaltıyı gole çevirerek durumu 0 – 2 yaptı. Soyunma odasına bu skorla giren yeşil beyazlılar, ikinci yarıya Ömer Ali ile Mehmet Uslu’yu İshak ve Abdülkerim’in yerine alarak başladı. Oyun düzeninde bir değişiklik yoktu. 69. dakikada ise Recep oyuna dahil oldu. Bu dakikadan itibaren T.Konyaspor, aklı Avrupa maçında olan ve 2-0'ın rahatlığı ile mücadele eden Fenerbahçe’nin üstüne üstüne gitmeye başladı. Kaybedeceği bir şeyi olmayan yeşil beyazlılar yüklendikçe yükleniyor ama bir türlü golü bulamıyordu. 72'de sezonun ilk ve tek penaltısını kazanan T.Konyaspor, Thorvaldsson ile farkı bire indirme şansını kullanamadı. Yılmadı Konyaspor, rakibini bunaltmaya devam etti ve 75'te Tomas Borek farkı bire indirdi. Son 15 dakikada olsa T.Konyaspor süper oynuyor, eşitliği bulmak adına hız kesmiyordu. Ferrari bile bu hıza yetişemezdi çünkü bu golün ardından henüz 2 dakika geçmişti ki Ersun Yanal ve talebeleri neye uğradığını bilemediler. Sahnede bu kez Ali Çamdalı vardı ve soldan gelen atakta, yeşil beyazlılar Mert Günok’u ikinci kez avlamanın sevincini yaşadı. Böyle bitmeliydi karşılaşma, Fenerbahçe karşısında geri dönen T.Konyaspor’a bu yakışırdı. Bir puanı iki farklı skordan gelerek almak çok iyiydi. Ama Recep öyle düşünmüyordu, Konyaspor bu oyunla beraberliği değil galibiyeti hak etmeliydi. İşte o Recep 86'da Konya’ya öyle bir sevinç yaşattı ki şu anda anlatırken bile tüylerim diken diken oldu. 17 Ağustos günüydü ve Konya Atatürk stadında bu dakikada ikinci bir deprem daha yaşandı. Stad yıkılıyordu. Maç bu kez böyle bitmeliydi. Dakikalar ilerliyor, ilerledikçe Emenike birkaç kez yüreğimizi ağzımıza getiriyor, getirse de siz korkmayın ben varım diyen İtandje'ye takılıyordu. Özkalfa maçı bitirdiğinde Tüm Konya halkı dışarıda sanki şampiyonluk kutluyordu. Kolay değil, herkesin hakkıydı böyle kutlama. Çünkü Rakip Fenerbahçe, skor 0 – 2 ve maç skoru 3-2 hemde son 15 dakika. Böyle bir dönüşü bütün yerel, ulusal kanallar hafta boyunca gündemde tutuyor ve sezonun ilk maçında Konyaspor’un zor bir takım olduğunu düşünmeye başlıyordu. Uğur Tütüneker bile inanamamıştı böyle bir skora. İlk haftanın flash ekibi T.Konyaspor, 3 puanla 5. Sırada yerini almıştı. İlk haftanın lideri Akhisar Belediye, sonuncusu da Trabzonspor olmuştu.
Yorumlar