Atiker Konyaspor ilk Avrupa Kupası maçına Shaktar Donex karşısında çıkarken bizlere de büyük heyecan yaşattı.
Maçtaki mücadeleyi Atiker Konyaspor’un kendi gücünü ve rakibin gücünü çok iyi özümseyerek buna uygun şekilde kurgulayarak ve planlayarak oynadığı oyun şeklinde özetlemek mümkün. Çok iyi mücadele eden Atiker Konyaspor’un sonuç olarak amacına ulaşamasa da oyun olarak amacına ulaştığını düşünüyorum. Amacına ulaşamamasını da en küçük fırsatları değerlendirebilecek rakiple oynamasına bağlıyorum ki amaca ulaşılmasını engelleyen ofsayttan atılan bir gol. Bunun yanında rakibin lehine verilmeyen bir penaltı olduğunu belirtmek de gerek.
Öncelikle Atiker Konyaspor defansı oldukça geride kurarak oyunun dar alanda oynanmasını sağladı. Üstüne yapılan mücadele ve koşu mesafeleri ile top ayağında olan rakibin önünde 3- 4 futbolcu ile geçerek rakibin üstün özelliklerinin sahaya yansıması engellenmiş oldu. Çok baskılı olmasına rağmen gol pozisyonu üretemeyen rakip oyuncular uzaktan şut denemelerine sıkça baş vurdular. Oldukça etkili bazı şutların karşısında da kalede devleşen Serkan vardı.
Atiker Konyaspor’un yapamadığı, kurgulanmasına rağmen sahaya yansıtamadığı ileri çıkışlardaydı. Çıkarken ilk pasların doğru olma oranı çok düşüktü. Basit ve net paslar yerine karmaşık işlere girişildi ve topu geniş alan yerine dar alanlara taşıyarak oyunun sıkışmasına ve topun hemen rakibe geçmesine neden oldu.
Rakip ne kadar çok pas yaparsa yapsın, ne kadar çok topa sahip olursa olsun bu rakibin üstünlüğünden ziyade defansı geride kuran ve sahanın belli bölümlerinde bu paslaşmaya Atiker Konyaspor’un izin vermesinden kaynaklandı. Gücünü kendi kalesine yakın bölgelerde defans yapmaya saklayan ve bu sayede rakibinin önünde diri kalan Atiker Konyaspor amacına ulaşmaya çok yaklaşmıştı. Zaten rakibine baskı yapmaya çalışacak, rakibinin üstüne gitmeye çalışacak Atiker Konyaspor sahadan tamiri zor bir yara alarak ayrılmış olabilirdi.
Futbolun en zevk veren yanı kendi takımının gol atması ama en acı tarafı da gol yemesidir. Bazen de futbolda yapılan paslaşmalar gönlünüzü okşar. Doğru, bilinçli ve birbirini tamamlayacak şekilde bir ekibin yaptığı defans etkinlikleri de futbola bakışınıza yeni açılar katar. Atiker Konyaspor bu bağlamda futbolun belki çok coşkulu yönünü tercih etmiyor ama amaca ulaştıracak, uzun yıllar sürdürülebileceği, geliştirebileceği gücüyle orantılı bir oyun tarzı ile mücadele etmesi geniş zaman diliminde en akıllıca olanı olsa gerek…
Bu ilk maç Atiker Konyaspor’a bir maçtan beklenenin ötesinde tecrübe kazandırdığını düşünüyorum. Bu maçtan sonra nazarımda guruptan çıkma ihtimali arttı. Sonraki maçlarında daha cesur ve kendine güveni artmış Atiker Konyaspor göreceğimizi düşünüyorum.
Önümüzdeki Gençlerbirliği maçı bir Avrupa Kupası maçından sonra Atiker Konyaspor’un ne yapacakları konusunda bir test maçı olacak. Bunun da altından kalkılacağına inanıyorum…
Shaktar karşısında onları bıktıran, belki de bunlar fazla oyuncu ile mi oynuyor düşüncesi oluşturacak şekilde mücadele eden Atiker Konyaspor, rakibinim ümidi kesip razı olmaya başladığı dakikalarda ofsayttan yediği golle amacına ulaşamamış oldu. Bu üzücü oldu ama ümitleri kırmayan aksine gelecek maçlara daha ümitle bakmamızı sağlayacak bir maçtı kendi açımdan…
Lig bu sezon daha renkli olacağı işaretlerini vermeye başladı. İşleri çok da istediği gitmeyen büyütülmüş takımların karşısında çok daha iyi mücadele eden, kendilerine daha güvenen Başakşehir, Osmanlıspor, Bursaspor ve Atiker Konyaspor takımları var. Önceki sezonlarda bu sadece tek takımla sınırlı kalırdı. Bu sezon dört takımın olması lige ayrı bir heyacan ve mücadele getirecek gözüküyor. Büyütülmüş takımların finansal yapılarındaki olumsuzlukları düşündüğümüzde bu durumun önümüzdeki sezonlarda da artarak devam edeceğini düşünüyorum…
Selam ve dua ile…
Mehmet YILDIRIM
mhmt_yldrm_42@hotmail.com