Sonuna Kadar Aykut Kocaman
16 Mart 2019
Altı haftadır galip gelemeyen, arzulamadığı saha sonuçları ile dağınıklaşmış Konyaspor… Oynadığı son maçta rakibinin oldukça üstün oyununa rağmen kazanabileceği maçı bireysel futbolcu hataları ve hakem hataları ile kaybetmiş Konyaspor… Evinde oynayacağı maçta Rizespor karşısında alacağı galibiyetle kötü gidişatı durdurmak isteyen Konyaspor…
İkinci yarıda beklenmedik düzeyde çıkış yapmış, düşmeme hedefini yeni bir hedefe dönüştürmek isteyen Rizespor… Konyaspor karşısında alacağı galibiyetle ligin beşincisi Konyaspor ile arasındaki puan farkını bir puana indirip Avrupa kupalarına katılma hakkı elde etmekte büyük avantaj yakalayacak Rizespor…
Bu durumlar karşısında maç öncesi tahminim ya Konyaspor’un zorlanarak kazanacağı ya da Rizespor’un fark atarak kazanacağı yönündeydi.
Maçın daha başında bireysel hatalarla başı dertte olan Konyaspor, yine bireysel bir hata ile yediği golle geri düşüyordu. Artık Rizespor’un fark atabileceği tahminim için gerekli şartlar oluşmaya başlıyordu. Yediği bu golden sonra Konyaspor’un mağlubiyeti kesinleşmiş bir hal alırken yine de Konyasporlu futbolcuların nasıl bir tepki vereceğini görmek gerekirdi. Sahada görünen oydu ki maçı kazanmaya daha çok inanmış, istekli Rizespor karşısında daha arzusuz, inançsız ve dağınık Konyasporlu futbolcular vardı. Maçı Konyaspor’un kazanması için rakip Rizespor’un olmadık hata yapması başka bir ihtimal olsa da hata yapmak bir yana kalesini kalabalık savunan, yakaladığı fırsatı bırakmak istemeyen Rizespor vardı.
Maçın uzun uzadıya analizine gerek yok… İnanan ve kazanmak isteyen tarafın haklı bir galibiyet aldığı mücadele oldu.
En başta şunu ortaya koyalım Aykut Kocaman Konyaspor’a öylesine gelmedi. Konyaspor da öylesine getirmedi. Arzulanan yüksek hedeflere ulaşmak için ve buna çok güçlü inançlar olduğu için bu birliktelik gerçekleşti. Hedeflerin gerçekleşeceği ile ilgili güçlü inançta en ufak zedelenme olmaması gerekiyor. En azından benim için öyle…
Fakat bu durumlar yedi haftalık sürecin değerlendirilmesinin doğru ve acımasızca yapılmasında, çözüm yollarının aranmasında engel oluşturmamalı. Hatta bunu en şiddetli şekilde yapabilmeliyiz. Doğru çözümlere ulaşmanın yolu da bu…
Malatyaspor maçı ile başlayan rakip teknik ekiplerin daha iyi analizler yaptığı, oyun hakimiyetini ele geçirdikleri mücadeleler izledik. Malatya, Kayseri, Göztepe ve Rizespor ile yapılan maçlarda bu böyleydi. Konyaspor ataklarını etkisizleştirip pozisyon fırsatı vermeyen rakipler Konyaspor’un savunmadaki eksik yönlerini de iyi tespit edip gol atma arzularında başarılı oldular.
Aykut Kocaman’ın mevcut futbolcular ile önceki dönemindeki oyun şeklinin dışına çıkarak mevcut futbolcuların verim vermeyeceği bir düzende oynaması, stoperlerin çok ileri çıkarak arkada geniş boşluk bırakmaları ile başlayan bir değişiklik ki ağır defans oyuncularının arkasındaki geniş boşluğu rakip takımların çokça kullandığını gördük. Ali Turan’ın Malatya maçında yaptığı üç kere arkaya adam kaçırmasını, Zuta’nın çok ağır kalıp rakip hücumcular karşısında zafiyet yaşamasını buna örnek verebiliriz. Bu durumu yedi haftalık kötü gidişatın ana nedeni olarak görüyorum.
Mehmet Özdilek’i ve Rıza Çalımbay’ı da bu yönde çok eleştirip mevcut hazır işleyen düzeni kullanmamalarını garipsediğimi, Kocaman’ın bıraktığı mirası devam ettirmeleri gerekliliğini yazmıştım. Bugün Aykut Kocaman’ın aynı durumda olduğunu söyleyebilirim. Bu değişikliğin nedeni olarak gelecek sezon etken futbol oynamak adına denemeler olabileceğini düşünmek istiyorum iyi niyetli yaklaşımla.
Konyaspor orta sahada etkili değil, üstünlük kuramıyor. İkili mücadelelerde rakipler üstünlük kurdu. Hava toplarını alamayan bir Konyaspor’u da eklediğin de oyun hakimiyetinin rakip takımda olması kaçınılmaz oluyor. Bu dönemde belirgin bir şey daha var ki rakip takımların baskılı oynadığı bölümlerde ceza sahası dışına uzaklaştırılan ribaunt toplarında rakip takımlar çok üstün ve arka arkaya üç dört kez şut yada orta yapma fırsatı yakalıyorlar.
Oyunun hücum yönünde ise öteden beri eksiklerini gideremeyen Konyaspor var. Rakip kaleye bir türlü kısa yoldan ve hızlı gitmeyi başaramıyor. İkinci bölgeden üçüncü bölgeye geçiş çok yavaş ve ağır aksak. Bunların sonucunda defansına sağlam yerleşerek dengeli savunma yapan rakipler oluşuyor. Dengeli yerleşen defanslara karşı ise pozisyon üretmek çok güçleşiyor.
Rakip defansın dengesini bozmak için yapılabilecek etkinlikler vardır. Topu bir kanattan diğerine hızlı aktararak defansın dengesini bozmaya çalışırsınız. Konyaspor’un hiç yapmadığı iş. Hızlı kısa paslaşmalar yaparsınız. Durarak pas bekleyen pas alacak futbolcular ve bu pas kalitesinin düşüklüğü ile olmaz. Adam eksilterek yapabilirsiniz bunu Fofana dışında yapacak gözükmüyor ki Fofana’ya da önlem olarak onu da etkisizleştiriyorlar. Hızlı kanat etkinlikleri yaparsınız ki bu Konyaspor’un hücum yapısının temeli, bunu da artık rakipler çözmüş ve kanat etkinlikleri işlemez durumda…
Hücumdaki bütün bu olumsuzlukların üzerine atağı doğru şekilde sonlandıramamak, hakimiyetindeki topu anlamsızca kaybetmek ve anlamsız paslarla olmadık yerde topu rakibe teslim etmek de defansif zafiyetleri en üst noktaya taşıyarak genelde yenilen gollere sebep olmaktadır.
Kötü bir yedi hafta yaşıyoruz. Bunun birinci sorumlusu Aykut Kocaman’dır. Bu realiteyi görmezden gelemem. Ama bu realitenin karşısında Konyaspor’un amaçlarına ulaşabileceği, bu yolda en iyi yapılanmayı gerçekleştirebileceği teknik direktör’ün de Aykut Kocaman olduğunu da bir realite olarak ifade etmek isterim. Kısacası sonuna kadar Aykut Kocaman…
Selam ve dua ile…
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.