Sigara ile mücadelenin ilk adımı 4207 sayılı yasa ile toplu taşıt araçlarında ve bazı mekânlarda içilmesi yasaklanarak başlamıştı. Son yıllardaki yeni düzenlemeler ile tüm kapalı alanlar ile özel araçlar içerisinde de sigara içilmesi yasak kapsamına alınmıştır.
Sigara ile çok kapsamlı mücadele deki tavizsiz uygulamaların öncelikle sigara içmeyenlere ve akabinde de sigarayı her yerde içemeyen azaltan, hatta bırakanlara da büyük yararı olmuştur. Ümit ediyorum ki yakın gelecekte sigara ile mücadelenin son aşaması devreye konulmalı, ozon tabakasının korunup, temiz havanın kirletilmemesine yönelik önlemler alınmalıdır.
Sigaraya para veren verdiği paranın gereklerinden sadece kendisi bütün yönleri ile faydalanmalı sızdırmazlık belgeli kabinler yapılarak sigaranın oralarda içilmesine izin verilip başka hiçbir yerde sigara içilmesine izin verilmemelidir. Her birimize verilen can emanetimizi gerçek anlamda muhafaza etmek için bu çalışmalar yapılmaktadır. Sigara ile çok etkili bir mücadele sergileyen başta Cumhur Başkanımız sayın recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere destek veren emeği geçen herkese kalb-i şükranlarımı sunarım.
Sigaranın insan sağlığına maddi ve manevi yönden vermiş olduğu zararları içenler dâhil herkes bilmesine rağmen, aynı yanlışa devam edilmesi düşündürücüdür.
Sigaranın içerisinde dört bin çeşit zehir bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır; boya sökücü
Aseton, böcek öldürücü
Nikotin, roket yakıtı
Metorol, otomobillerin egzozlarından çıkan zehirli gaz
Karbon Monoksit, kanser yapıcı Piren, Dibenzakridin, Tolvidin, akü yapımında kullanılan Kadmiyum, gaz odalarında öldürücü olarak kullanılan
Hidrojen Siyanür, temizlik maddesi Amonyak, endüstride çözücü olarak kullanılan Telven, fare zehri Arsenik, haşarat öldürücü DDT, çakmak gazı Bütan, Fenol, Naftalin v.b.dir. Ülkemizde sigara ile mücadeleden önce yirmi beş milyon kişinin sigara içtiğini yirmi milyon kişinin de duman altı olup, pasifken aktif hale geçtiği bilinen gerçeklerdendi. Ancak sigara ile bilinçli bir şekilde yapılan mücadele sonrası birçok kişinin sigarayı bıraktığı veya bırakma niyetinde olduğunu çevremizden öğrenmekteyiz. Hiç sigara içmediği halde duman altı olup pasifken aktif hale gelenlerde büyük oranda korunmuş oldular. Bu durum gerçekten sevindiricidir. Son günlerde de yoğun bir şekilde sigara ve zararları tartışılmaktadır. Ülkemizin genç nüfusunu çok iyi koruyup, sigara, içki, kumar, uyuşturucu, esrar, bali v.b. olumsuzluklardan bilgi ve birikimlerini arttırarak, bizler de iyi örnek olarak uzak tutmalıyız. Bu konuda ebeveynlere, öğretmenlere, din adamlarına, doktorlara, basın mensuplarına, siyasetçilere çok büyük görevler düşmektedir.
İçilen sigaraların beden ve ruhsal tahribatı inkâr edilmez bir gerçektir. Ayrıca, maddi olarak da büyük meblağlara ulaşan kayıplar söz konusudur. Örnek olarak ortalama bir paket 15 TL, ayda 450 TL, yılda 5.400 TL olup, yaklaşık 25 milyon insanımız içiyor ve çarpıldığında yıllık toplam tutar 135.000.000.000 Milyar TL (135 katrilyon TL.) dir. Ben şimdi soruyorum, Sıfırları atıldıktan sonraki meblağ 135 Milyar TL (Eski rakamla 135 katrilyon TL)’ye neler alınır, neler yapılır? Hiç düşündünüz mü? Ayrıca, sigaranın zararlarından dolayı oluşan sağlık harcamaları bu rakamlara dâhil değildir.
Milli Eğitimde yöneticilik yaptığım yıllardaki bir hatıramı siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Bir gün öğle yemeğine çok sevdiğim savcı, hâkim ve doktor arkadaşlarımız beni davet ettiler. Davetlerine icabet ettim. Bu arada hâkim bey pahalı sigaradan peş peşe içiyordu, ben kendisine şöyle bir teklifte bulundum
. Hâkim bey 25 sene hâkim olarak görev yapıyorsunuz, emekli olsanız ne kadar ikramiye alacaksınız? Doksanlı yıllarda 3-4 milyar TL.( Bu dönem de de takriben 175.000 TL ) Ben size iki tane emekli ikramiyesi alabileceğiniz bir imkân söylesem kabul eder misiniz? Dedim. Tabi ki seve seve ederim dedi. Bende; O zaman iyi dinleyin, siz günlük kaç paket sigara içiyorsunuz dedim. En pahalı olandan iki paket dedi. Şimdi takriben 20 TLx2 paket= 40 TL günlük, 40x30=1200 TL aylık, 1200x12=14.400 TL yıllık gideriniz olur. 25 yıllık devlet memurluğunuz boyunca 14.400 TLx25=360.000 TL eder. Sadece memurluk döneminizde içmezseniz buyurun size nerdeyse iki tane emekli ikramiyesinden daha fazla maddi kaynak diyerek devam ettim. Ayrıca bu hesapta gelecek zamlar, enflasyon farkı vs. de yoktur. Bir de sigaranın zararlarından dolayı uğradığınız rahatsızlıklar, bundan kaynaklanan doktor paraları, ilaç paraları, yaktığınız elbiseler, eşyalar v. b. giderlerde hesapta yok dedim. Hakikaten çok önemli meblağlar! Ben bu kadarını hiç düşünmemiştim dedi. Bunun üzerine ben; Neyse bu anlattıklarımın pek önemi yok, parayı siz kazanıyorsunuz, istediğiniz gibi de harcamaya yetkiniz var. Ben şimdi daha önemli bir hususu belirteceğim dedim. Hâkim bey; bu anlattıklarınızdan daha önemlisi ne olabilir ki dedi.
Ben de dedim ki; Hâkim bey, sizlerin savunma gücü yüksek, ben şimdiden Mahkeme-i Kübra’ya sunulmak üzere bir dava dilekçesi yazdım. Bu dilekçemde; siz sigara içerek bizleri pasif halden aktif konuma getirdiğiniz için, kul hakkına giriyorsunuz, ben de kusura bakmayın ama ya günahlarımı size yükler, ya da sevaplarınızdan hisseme düşeni alırım, deyince; gerçekten yapar mısınız? İşte şimdi hapı yuttuk dedi. Para boyutunu da unuttu…
Ayrıca, hâkim Bey’e ve diğer arkadaşlara yaşanmış bir hadiseyi anlattım. Geçmişte bir aile reisi sigara içiyormuş, eşi bundan rahatsız olduğunu ve sigarayı bırakmasını istemiş, beyi sigarayı bırakmayınca kadıncağız
; “O zaman, evin ihtiyaçlarından başka, sigaraya günlük verdiğin para kadar bana fazladan para verirsen belki rıza gösterebilirim” deyince, adam çaresiz içtiği sigara bedeli kadar parayı eşine fazladan vermiş, aradan 3-5 yıl geçtikten sonra, adama 3-5.000 TL para lazım olmuş. Bir senet ödemesi olduğundan, anne, baba, evlat, kardeş, arkadaş v.b. herkesle görüşmesine rağmen, parayı bulamamış, üzgün ve süzgün bir vaziyette evine gelmiş. Evinde düşünceli ve kaygılı otururken eşi, o güne kadar sigara karşılığı alıp biriktirdiği paraları münasip bir kabın içine koyup odaya getirmiş ve bu paraları yakmaya çalışınca, adam o paraları görünce çok sevinmiş. “Dur yakma! Deli misin para yakılır mı?” demiş. Bunun üzerine eşi; “Bey! Hani zevkler ve renkler tartışılmazdı. Sen kendin zevkine bu kadar parayı sigaraya vererek yaktın, yok ettin. Müsaade et! Bu para benim değil mi? Ben de bu şekilde yakmaktan hoşlanıyorum.” deyince, adam; “Haklısın, bu günden itibaren sigarayı bırakıyorum. Şu paralarla da borcumuzu ödeyelim.” diyerek, iyi bir ders sonucu aile mutlu sonuca kavuşmuş dedim. Eğer günün birinde sigarayı bırakmayı düşünürseniz çok önemli başka bilgiler vereceğim. Bırakıyorum dediğiniz zaman gelin, diğer söyleyeceklerimi anlatayım diyerek konuşmamı bitirdim.
Hiç sigara içmemiş bir kardeşiniz olarak bu konudaki sözlerimin çok tesirli olduğunu huzurumda bırakma sözü veren yüz ’ün üzerindeki kardeşimizi kutluyorum. Bu vesile ile sigarayı bırakmak isteyenlere de açıkça çağrı yapıyorum. Evet, alışkanlıklar kolay terkedilmez ama vazgeçilmez değildir. Kişi kendisi için istediğini Mü’min kardeşi içinde istemek durumundadır. Bizler, zararı kesin olan sigaradan ve bütün kötülüklerden uzak durulmasını arzu ediyoruz.
Hamdolsun bugüne kadar hiç sigara içmemiş ve sigaraya hiç para vermemiş bir kardeşiniz olarak diyorum ki; sigarayı kesinlikle bırakabilirsiniz, yeter ki iradenize sahip olun.
Hem maddi, hem manevi zararları çok olan sigara, dinimizce de olumlu görülmemiş,
“Haramdır” diyen müçtehit imamları yanında, en olumlu bakan müçtehitler bile
“Tahrimen Mekruhtur.( Harama yakındır.)” demişlerdir.
Haydi! Bu günden itibaren bu israfa ve zarara dur! Diyelim. Herkese sağlık, mutluluk, sıhhat ve afiyetler dilerim.
omerlutfiersoz@gmail.com