Maç öncesinde az da olsa galip gelebilir miyiz düşüncesi vardı. Gaziantep ve Mersin maçlarında rakip kaleye hızla gidebilen Torku Konyaspor böyle bir düşünce yapısı oluşturuyordu. Fenerbahçe stoperlerinin uyumsuzluğu da bu düşünceyi destekliyordu. Fakat bu beklentilerin çok uzağında bir gerçeklik vardı sahada.
Başlangıç olarak en iyi sezonunu yaşayan Torku Konyaspor topladığı puanlarla oldukça rahat bir konumda olması, galibiyetin kahraman yapacağı, mağlubiyetin çok da abartılmayacağı bir maçta daha baştan kahraman olmayı reddetmişti.
Maçın çok anlatılacak bir yönü yok. Şu cümle maçın tamamının analizini yapmaya yeter: Her fırsatta topu Fenerbahçe’ye vererek sahasına hapsolmuş ve sürekli rakibini karşılamaya çalışan Torku Konyaspor.
Oyunu sahanda kabul ederek yakalanan fırsatlarla rakibi defansta eksik yakalamaya çalışmak kabul edilebilir bir oyun düzenidir. Muhakkak ki bu kadar geriye yaslanmak maç önce düşünülen bir durum değildir. Ama futbolun bir yönü savunma ise diğeri hücumdur. Torku Konyaspor bu maçta hücum adına hiçbir şey yapamadı ve kötü bir görüntü sergiledi. Holmen’in verdiği pası uygun durumda iken stop edip vuramayan Ömer Şişmanoğlu’nun pozisyonu dışında tek gol pozisyonu oluşturulamadan maç tamamlanmış oldu.
Hakkını verelim ki Torku Konyaspor iyi bir savunma oyunu sergiledi. Fenerbahçe’nin girdiği gol pozisyonu üçü geçmez. Uzaktan atılan ve kaleyi bulan şutlar dışında. Savunmada oldukça gayretli bir mücadele vardı. İşi zorlaştıran ve iyice olumsuzlaştırılan taraf ise uzaklaştırılan topların sürekli Fenerbahçe futbolcularında kalmasıydı. Sürekli atak yenileyen Fenerbahçe karşısında bir yerde golün oluşmasına engel olunamayacaktı. Bir şekilde bu baskı altında öyle veya böyle kalemizde gol oluşması kaçınılmaz olurdu. Bu kaçınılmaz durum Hasan Ali’nin ceza sahasına rahat dalıp attığı şut ve defansın seken topu takip etmemesi ile gerçekleşti.
Bu gol savunma anlamında bütün emekleri yok ederken gol atabilmek için hamle yapacak gücü kalmayan Torku Konyaspor’un mağlubiyetinin habercisi gibiydi.
Fenerbahçe’nin bu sezon en mücadeleci ve en konsantre olduğu oyunu bu maçta sergilediğini söylemek yanlış olmaz. Torku Konyaspor’un hücumda etkisiz olmasının bir sebebi de buydu.
Fenerbahçe maçları genelde hakem hatalarının damga vurduğu maçlar olmuştur. Ali Palabıyık bana göre çok iyi maç yönetti. Özellikle kendini yere atan futbolcu ile faul yapılan pozisyonları ayırt etmede oldukça başarılıydı. Maçı hatasız yönetti. Sadece maçın uzatması üç dakikadan fazla olabilirdi.
Artık kazanma zamanı geldi sanırım. Çok kötü durumda olan Eskişehir her maçta can havli ile saldıracaktır. Bu maçı en az Fenerbahçe maçı kadar önemseyerek kazanmanın gereklerini yerine getirmeye çalışmak gerek.
Selam ve dua ile…
Mehmet YILDIRIM
mhmt_yldrm_42@hotmail.com