Son Dakika Haberler
Nerede o eski Ramazanlar yerine, nerede o eski insanlar desek daha doğru olur sanırım. Eski Ramazanları biz zamanda değil, kendimizde arasak emin olun bulacağız. Bu mübarek ayı hakkıyla yaşamış olsak o eski Ramazanlara dönmüş olacağız. Ev halkı hep birlikte hatta komşularla teravihler yapıyor muyuz? İftar sofralarımı “Allah ne verdiyse” deyip herkese açabiliyor muyuz? Eskiden göz zinası sayılır diye kafasını kaldırmayan beyler şimdilerde sosyal medyadan çıkmıyor. “Ramazan’da şu gavur icadını kapatın” diyen eskileri cahillikle suçlayan biz yeni nesil eski Ramazanlardan bahsetmesin. Paylaşmayı verdiğimiz fitre ve zekat sandığımız gün kaybettik biz. Gülmeyi, selamı kestiğimizde kaybettik. Bir yetimin başını okşamayı bıraktığımızda, mukabeleleri sadece yaşlıların bir aktivitesi gibi gördüğümüzde kaybettik. Ah o eski ramazanlar söylemi çok anlamsız geliyor bana. Eskinin güzelliğini o dönemin şatlarına, yoksulluğuna bağlamakta bir o kadar saçma. Halbuki bu kadar imkan varken daha güzelini yaşarız. Tercihimiz sadece Mahalle camisi olmaz. İftar soframız sadece evimiz olmaz. Dünyanın bir ucunda ki Müslümanlarla görüşme imkanımız var artık. Tüm bu imkanları nefsimize değil insanlık için harcasak eminim eski Ramazanları bu kadar özlemeyiz. Dedim ya biz eskileri kendimizde bulamadığımız için özler olduk. Teravih sonrası ev sohbetleri yerine okey masalarında yer alan bir neslin “Ah nerde o eski Ramazanlar” demesine de gülüyorum. Tamam belki bizde eve geç giderdik ama en azından kahvehanelerde değil akşam sohbetlerinde buluşurduk dostlarla. Ramazan ruhumuzdan, aklımızdan çıkmasın. Trafikte, ticarette, evde, işte her daim Ramazan şuurunu yaşayabildiğimiz zaman o özlediğimiz eski Ramazanlara kavuşacağız. Eyvallah…
Yorumlar