​Ne diyeyim

2014 Dünya Kupası başlıyor.  A Milli takımımızın bu organizasyonda yer almayacak olmasının nedenlerini sorgulamak gerekiyor. İçimiz buruk bir şekilde tv'de izlemenin nasıl bir duygu olduğunu anlatmaya gerek yok. Gözlerimiz, Tolga’yı, Gökhan’ı, Olcay’ı, kısacası kıpkırmızı bir forma, bu formanın göğsündeki ay yıldızı ve  içindeki 18 aslanı arayacak kuşkusuz. Milli takımımız, bu organizasyonda bulunmamakla, geçmişte yapılan ve küçük gibi görünen ama aslında büyük olan bazı hataların bedelini ödüyor. Kısmet demekten başka çaremizde yok. Ülkemizde sezon sona erdi ve futbol yaklaşık üç ay süreyle tatile girdi. Artık transfer gündemi takip ediliyor. Ama futboldan bu üç aylık süreçte kopmayacağız. Türkiye ligleri olmasa da dünya kupası biz erkeklerin imdadına yetişti diyebiliriz. (futbolu seven bayanları da dahil ederek) Brezilya’da olmasak bile televizyon başında futboldan uzak kalmayacağız.

Ne yapalım, artık bizde, Konyalı olarak, Gkekas’ı ve bizimle olan sözleşmesi bitmiş olsa da İtandje’yi öncelikli olarak takip edeceğiz. Tabiiki ülkemizde oynayan oyuncuları da izleme şansımız olacak. Kendi kendimize diyeceğiz ki keşke şu takımın yerinde biz olsaydık. Ne kadar acı bir duygu değil mi? İşte bu keşkeler olmasa, her şey gayet güzel olacak. Bunun çözümü de hayatımızda keşkelere yer vermememizdir.  Artık dünya kupasını evlerimizde izleyeceğiz, kafamızda bir favori belirleyip, kimin şampiyon olacağına, kimin final oynayacağına kafa yoracağız.

Kafa yormak demişken, konuyu T.Konyaspor’un transfer gündemine getirmek istiyorum. Şu transfer meselesine de bi kafa yorsak diyorum. Dedik ya, keşkelere yer vermeyelim diye,  işte sayın başkan Ahmet Şan başkanlığındaki Konyaspor yönetimi, geçmişte yapılan hataları belirleyip gördükleri için, doğru zamanda, doğru işler yapmaya çalışıyorlar. Ancak büyük balığı da kaçırmak üzere olan Konyaspor, doğru işler yapsa da fedakâr davransa da bu girişimler, olumsuz sonuçlanınca planlar tekrar gözden geçirilmek zorunda kalınıyor. Evet Djalma’dan bahsediyorum. Bu oyuncuyu bu sezon hatta iki sezon bile kadroda tutmak için kafa yormak gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta geçtiğimiz sezon, bazı maçları tek başına almış bir oyuncudan bahsediyoruz. Diğer oyuncularımızın hakkını yemiyelim tabiîki, onlarda canla başla mücadele ettiler. Ancak, Djalma’nın olmadığı maçlarda da takımın zorluklar yaşadığını gördük. Yani sözün özü, Djalma, bu takımın bence olmazsa olmazı. Yönetim, açıklamasında Konyaspor tarihinde en yüksek bonservis bedelini teklif ettiğini belirtmiş ve sonuç alınmamış. Belirli bir bütçe ve bu bütçeye göre transfer politikası izleniyor. Doğrusu da bu zaten.  Peki yanlış olan ne? Hemen cevabını belirteyim. Bu oyuncuya Porto kulübü, bonservisi karşılığı bir miktar belirliyorsa, bu miktar Konyaspor yönetimince yüksek bulunuyorsa, pazarlıklar yapılıp ortak nokta bulunamıyorsa ve Porto kulübüne Konyaspor tarihinin en yüksek bonservis bedeli teklif ediliyorsa, hiç kimse kusura bakmasın bu ayıp, T.Konyaspor kulübüne ait değildir. Konyalıyım diyerek reklâm peşinde koşan, zenginlerimizindir, iş adamlarımızındır, kişilerimizindir, kurumlarımızındır. ( Gereğini yaparak, yardımlarını esirgemeyen kurum, kuruluşlar, kişiler hariç )

Metropol şehir diye tabir ettiğimiz bu güzel şehrimize sahip çıkmak isteyenler, geçen sezon birçok maçta yaşanan güzellikleri, skorları göz ardı etmemelidirler. Konyaspor başarılı olduğu zaman, şehirde bir hareketlilik ve bir coşku oluşuyor, ticari anlamda bir yükseliş yaşanıyor. Bunu kimse göz ardı edemez. Ama bu güzelliklerin odak noktasında olan bir oyuncuya, sponsor olmamak, işte bu üç milyonluk şehrin zenginlerine, siyasilerine, kurumlarına, hiç ama hiç yakışmıyor. Hiç kimse çıkıpta, kardeşim, siz bonservis için şu kadar ayırmışsınız, iyi güzel, ne kadar eksiniğiz kaldı demiyor, diyemiyor. Bende diyorum ki e artık yuh yani. Hiçmi Konya’nın yüzünü güldürecek, Konyaspor’un yüzünü güldürecek kimse yok bu metropolde... Konyaspor başarılı olduğu zaman kendi reklâmını zaten yapacak olan hiç mi Konyasever yok bu memlekette. Ayıp ki ne ayıp. İnsan gerçekten çok üzülüyor, ve kızıyor.

Yakında göreceğiz, Djalma veya başkası için, tek kuruş koklatmayanlar, yeni stadyumda reklâm vermek için yarışacaklar. O zaman bu millet ne düşünür, varın gerisini siz düşünün.

Kapanma noktasından buralara kadar borç yüküyle gelen kulübe sahip çıkmak bu kadar mı zor, bu kadar mı itici anlam veremiyorum. Sayın Şan, borçlarla savaşıyoruz, diye her fırsatta bas bas bağırıyor. Yardım edenler, kendi çabaları, girişimleri sonucu, eski parayla 40 trilyonluk borcu indirmiş yarıya. Yönetim, Djalma’nın bonservisi için para ayırmış, ayırdığı yetmemiş, hiç mi yetiren yok bu şehirde, yazıklar olsun.

Djalma diye tutturdum biliyorum. Ama bu oyuncuya önümüzdeki sezon belkide her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu da kesin. Benden söylemesi. Torje alındı diye Campos unutulmamalı, çünkü ikisininde birçok artısı olmasına rağmen özellikleri çok farklı. Bu yüzden benim kişisel görüşüm, Djalma ve Torje ikilisi, bu takımı önümüzdeki sezon olması gerekenden çok daha yukarı çıkarır. Ah birde cebinden bir şeyler çıkaran birileri olsa.

Ne diyeyim, utanması gerekenler düşünsün artık. Kalın sağlıcakla.