MÜSTEHCENLİK CEHENNEMDEN GELMEDİR
04 Ekim 2022
Mevlid-i Şerif ayındayız. Allah’a Hamd olsun bizleri böyle şerefli bir aya eriştirdi. Bu ayın şerefli olması veya şeref kazanması Rasulullah efendimizin bu ayda doğmasıdır. Peygamberimiz gelmeden önce, dünya belki en kazanlık devrindeydi. İnsanlar benliğini kimliğini unutmuş, hayvanlardan bile aşağılarda hayat sürüyorlardı.
Adalet zenginlere vardı. Kadınlar ve kölelerin bir deve kadar kıymeti yoktu. Kız çocukları canice diri diri toprağa gömüldüğü cinayet, hıyanet zamanıydı. Allah (c.c.) varlık nuru Efendimizi (sallallahu aleyhi ve sellem) gönderdi ve insanlık insan olduğunu anladı. Anlamak istemeyen helak oldu gitti.
İnsanlığın kıyamete kadar peygamber efendimize ihtiyacı var. Onsuz önümüzü göremez yönümüzü bulamayız. Hiçbir yapay medeniyet onun kurduğu nurdan devleti karanlıkta bırakamaz. O’nun nurdan devleti eskimez pörsümez, zamanı geçmez, kuruyup kaybolmaz. Daima yeşildir ve diridir. Bir gün nebevi nur galip gelecek ve insanlık kendine gelecek.
İslâm her sabah kendini güncellemiş yenilemiş olarak güne başlar. Peygamber Efendimizin kurduğu nurdan devletten uzak kalan karanlığa atılmakla cezalandırılır. Dünya hayatında aradığı huzuru bulamaz. Zengin de olsa istediğini elde edemez. İnsanlık her daim O’na muhtaç.
Dünya sekiz milyar nüfuza doğru giderken, İslam nurunu gören Müslüman sayısı iki milyar küsür civarında. Gayri Müslimler kendi bataklığında boğulurken, çevresindekileri boğmakla meşgul. Müstehcenlik, pis ahlaksız sözler haller bize onlardan bulaşmıştır. Müslümanlar hiç duymadıkları bilmedikleri günahları, ahlaksızlıkları onlardan duydu ve genç nesiller onlardan öğrendi.
Gayri Müslimlerin örtünme hususundaki çarpık ahlakı maalesef İslâm ülkelerine sıçradı. Günahlar mikrop gibidir. Çok az kişi bu hastalıktan kurtulur. Örtünmek dinimiz İslam’ın, kadın-erkek üzerimize fark kıldığı en önemli farzlardandır.
Maalesef son elli yıldır kadınlarımız açıklık saçıklık hastalığına yakalanırken erkekler de bu furya ya katılmışlardır. Çıplaklık açıklık asla meşru hale getirilemez. Dar giyinenlerin elbisesiz hükmünde sayıldığı dinimiz var bizim. Nerde açılmak saçılmak.
Bu açılma sadece elbise ile kalmadı; söz, hareketler, şakalar bile artık müstehcen. Bu müstehcenlik mizah edebiyatımıza da bulaştı. Şimdi belden aşağı espri yapmadan kimseyi güldüremez hale geldiler.
Âlemlerin Nuru Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
“Hayâ, imandandır. İman ise cennettedir. Müstehcen konuşmak, cefadandır. Cefa ise cehennemdedir.”
(Tirmizî, Birr 65 (2009); İbn Mâce, Zühd (4184); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/659)
Diğer Hadis-i Şeriflerin de:
“Hayâ ile gereğinden az konuşmak, imanın iki bölümündendir. Müstehcen konuşmak ile gereğinden fazla konuşmak ise münafıklığın iki bölümündendir.”
(Tirmizî, Birr 80 (2027); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/269, 317. Aynca b.k.z: Hâkim, Müstedrek,
1/8-9, 52; Beğâvî, Şerhu’s-Sünne, 12/366; Tahâvî, Müşkil, 4/121)
Bir toplumun yıkılmaz ve yıkılmaması gereken tabuları vardır. Eğer bu sarsılmaması gereken hususiyetler yerinden oynarsa, devletlerini hatta vatanlarını bile kaybederler.
Kişi “bu benim hayat tarzım, kimse karışamaz, benim seçimim, benim tercihim” diye yaban eşeği gibi otlayamaz. Her şeyin ölçüsünü Allah ve Rasulü belirlemiş sınırlarını koymuştur. “Ben şort giyerim baldır bacak dolaşırım, cinsiyetimi değiştiririm, oramı buramı teşhir ederim” diye bir hayat yoktur. Öyle bir toplum oluşmasına bizde müsaade edersek helak olmamız yakındır.
Kur’anı Kerim de Rabbimiz buyuruyor.
“Allah ve resulü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde artık mümin bir erkek veya kadın için işlerinde tercih hakları yoktur. Allah’ın ve resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır. ( Ahzab 36)”
Müslüman’a katiyen kafasına göre hayat nizamı değil, çizilmiş hudutlar içinde yaşamak vardır. Bu ülkede yaşayan gayri Müslimler de bizim dediğimiz gibi giyinmesi şartlara uyması gerekirken, çıplaklığı, müstehcenliği yaymak için özel gayret ve mesai harcanıyor.
Elbisesiz gezmek hayvanlara verilmiştir. Biz yaratılmış en şerefli mahlûk olan insanız yahu. Ahmaklığın zirvesindeyiz. Ahlak ve maneviyat kayboldukça öz benliğimizi yitiriyoruz. Aklımız başımıza alalım. Vesselam.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.