'Meclis-i Nisa' Konya'dan dünyaya seslendi
06 Tuesday 2016
Batı denildiğinde; aydınlık, modern, çağdaş, gelişmiş kavramları getiriliyor hep akıllara, böyle dillendiriliyor.
Ama Batı'nın karanlık yüzünden hiç bahsetmiyorlar.
Oysa Batı'nın her yüzü karanlık..
Uzun süredir bir algı oluşturuldu. Ve bu algıyı, yaptıkları bilinçli çalışmalarla çığ gibi büyütmeye devam ediyorlar.
Bu algının ismi "İSLAMOFOBİ"
İslamofobi'yi giderek körükleyen Batı, "islam" olgusunu, "korku" ile beraber anıyor. Ve bir kargaşa kaynağı olarak sunuyor.
Yeni bir ırkçılık yani..
Müslüman karşıtı bir ırkçılık..
Dijital platformlarda, mizahta, görsel dünyada ve sanatta korku algısı pompalanıyor. Bütün terör örgütleri "İslami" olarak algılatılıyor.
İslamofobi, başlı başına bir belayken, bir de kadına ayrı bir başlık açılıp, Müslüman kadınlar oradan vurulmaya çalışılıyor. Özellikle Avrupa'da kadın, bir sömürü aracı olarak kullanılıyor. Çünkü Batı'nın müslüman kadın kimliğine tahammülü yok..
Yükümüz ağır, sorumluluklarımız yüksek...
Ve herşeye rağmen karşı gelmeye gücümüz vardır diyen kadınlar geçen hafta "MECLİS-İ NİSA" programında bir araya geldi.
Meram Belediyesi'nin ev sahipliği ve Fatma Toru'nun önderliğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın katılımıyla, "İslamda Kadın- Dünyanın Müslüman Kadına Bakışı - İslamofobi " gibi pek çok konunun konuşulduğu "Uluslararası İslam ve Kadın" sempozyumu Konya'da gerçekleşti.
Müslüman kadınların sorunlarına ışık tutan Meclis-i Nisa da aktivist , siyasetçi, gazeteci ve akademisyen kadınlardan oluşan bir ekip vardı. Ayrıca Tunus, Sudan, Suriye ve Filistin'den katılan aktivist kadınlar aynı dili konuştu. Hepsinin ortak paydası; Müslüman Kadın Kimliği.. Müslüman kadınlara yapılan algı operasyonlarına karşı tek yürek, tek ses oldular.
Gazeteci Sibel Erarslan "modern görünen görüşler çağında "imaj" ve "söylem" kavramları, gerçeğin yerine koyuldu" diyerek çarpıcı açıklamalar yaptı.
Zihin sürüklemesi yani.. Batı'nın oluşturduğu bir şablon; İslamofobi...
Batı öncelikle bir gösteri, bir imaj yarattı. Bu, ardından bir algıya dönüştü. Ve son olarakta, siyasallaştı. Bugün siyasallaşma sürecindeyiz. İslamofobi'ye destek veren akademisyenler bilim olarak kabul ederken, medya-basın ayağı ise destekleriyle bu algıya hizmet ediyor.
Programda Aktivist Gülden Sönmez'in "Sadece bir gece kendinizi Halepli birinin yerine koyun" cümlesi beni ve tüm katılımcıları çok etkiledi.
Öyle değil mi ama? Bakın dünyaya;
Hristiyan bir kadına dokunmayı bırakın, "höd" bile denmezken, Müslüman kadınlarımıza tecavüz ediliyor, öldürülüyorlar.
Sessiz ama yüksek çığlıkları duymak için somut önerilerle bağıran kadınlar.
İslam ve fobi kelimesini yan yana getirtmemek için mücadele eden kadınlar.
Gücünü ve iradesini ortaya koyan kadınlar.
İnanan, karşı çıkan güçlerini birleştiren kadınlar...
Meclis-i Nisa'nın amacı buydu ve ilk programını başarıyla gerçekleştirdi. İlk diyorum çünkü Meram Belediye Başkanı Fatma Toru programların yıl içerisinde belli periyotlarda devam edeceğinin müjdesini verdi. Ayrıca ilk programın sunumları da kitapçıklar halinde STK'lara ve bürokratlara ulaştırılacak.
Konya adına gurur verici bir organizasyon gerçekleşti. Meclis-i Nisa ile kadınlar Konya'dan dünyaya seslendi. Kadın hassasiyeti ile kadın sorunlarını dert edinen Fatma Toru, hem alkışı hem de teşekkürü fazlasıyla hakediyor. Bütün kadınlar adına teşekkür ediyoruz
Son cümlelerim yine Meclis-i Nisa'dan yükselen Aliye İzzet Begoviç sözleri olsun. " Bizi toprağa gömdüler ama tohum olduğumuzu unuttular"
Kadın tohumdur unutulmaya....
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.