​Konyaspor'a Kupa Lüks Müydü?

İlk maçta alınan skorla avantaj yakalamış Galatasaray’a karşı ikinci maçta ZTK maçında turu aramak elbette zordu ama imkansız değildi.
 
Çoğu kişinin Konyaspor’un ligde bulunduğu durumdan dolayı kupa maçını önemsememesi görüşüne şahit olduk. Herkesin görüşü kendine aittir saygı duymak gerek. Belki de doğrusu budur. Ben bu görüşe katılmayanlardanım. Özellikle son transferlerden sonra…
 
Bu tur bir yerde ilk maçta kaybedildi aslında. Galatasaray gibi takıma Galatasaray’dan daha radikal rotasyon uygulayarak, daha da önemlisi öne geçmişken gerekli hamleleri yapıp yakalanan avantajı koruma becerisinden uzak kalarak bu tur çoğunlukla birinci maçta kaybedildi. Oynanmamış maç kaybedilmemiştir düşüncesiyle ikinci maçta hala ümit yok değildi.
 
Ay’a çıkmak için Güneş’e çıkmayı hayal etmek gerekirmiş. Konyaspor için bazı Konyasporlu’ların hayali kupayı kazanmaktı. Gerekleri yapıldığı halde kupa kazanılamayabilirdi. Büyümek, gelişmek için büyük hayaller kurmak gerekir. Tur geçildiğinde Akhisar takımını geçmek ve final oynamak pek de mümkün olmayan bir durum değildi. Tek maçta kupayı almak için yarı yarıya şansımız olacaktı. Kazanılan kupa ile prestij kazanımı, daha tecrübelenmiş bir şekilde Avrupa kupalarına katılmak ve elde edilecek gelirlerle ulaşılacak maddi gelirler… İşte bunların hepsi için mücadele etmekten kaçtık.
 
Görülüyor ki Konyaspor’un hegomonyayı yıkma çabasında olan taraftarları var. Buna karşılık mücadele etmeden hegomonyaya hemen teslim olan bir teknik direktörü var.
 
Daha maç başlamadan turu geçen tarafın Galatasaray’ın geçtiği belli olmuştu. Maça çıkacak on bire bakıldığında rotasyonun da rotasyonu yapılmış bir Konyaspor kadrosu vardı. Maçta  ilk öne geçen taraf Konyaspor olması bile bana Konyaspor’un turu geçebilir ümidi vermedi. Çünkü sahada maç alışkanlığından uzak Konyasporlu futbolcular ve bir arada oynama alışkanlığı olmayan Konyasporlu futbolcuların olması ümitlenmemi engelliyordu.
 
Volkan Fındıklı’nın oyundaki mücadelesini veya kendisini eştirecek değilim. Volkan Fındıklı’nın sol stoper olarak sahada yer almasını hala anlayabilmiş değilim. Sahaya çıkarılabilecek en kötü on bir ile çıkan bir Konyaspor oluşu üzücü olan. Buna karşılık ideal kadrosuna yakın çıkan Galatasaray vardı.
 
Eto’o’nun da oynaması bir anlam ifade etmiyor çünkü hazır değil. Şu hali ile as kadroda yer alacak bir Eto’o yok. İleriki haftalarda faydalı olacaktır o ayrı… Jahoviç’in oyuna alınması da anlamlı değildi çünkü Jahoviç’e  top getirebilecek takım yoktu sahada.
 
Diğer taraftan ideal kadro ile maça çıkılabilir ve yine de tur geçilemeyebilirdi. Olası bir durum. Şaşırmazdık. En azından mücadele edilmiş ama sonuç alınamamış olurdu. O zaman söyleyecek sözümüz olmazdı.
 
İdeal kadro ile çıkıldığında ligdeki durum tehlikeli bir hal alırdı düşüncesi karşısında, ligde kalmak için mevcut kadroya güvenilmiyor mu? Sorusunu sorma ihtiyacı hissederim. Kendi düşüncemi belirtmem gerekirse hem kupada hem ligde en üst noktada mücadele edebilecek Konyaspor kadrosu var.
 
Şimdi artık kupadan kurtulduk! Sadece lige kaldık. İlk Alanya maçından itibaren hızla yukarılara tırmanan Konyaspor görmek en tabii hakkımız haline gelmiş oluyor.
 
Konyaspor büyümeli… Dahası büyümeyi sürekli hale getirmeli… Her zaman üstüne koyan planlı, programlı hareket etme zorunluluğunda olan bir Konyaspor olmalı… Böylesi bir hedefin en belirleyicisi olanı teknik direktördür. Bu belirleyicilik rolünde Mehmet Özdilek’i hiçbir zaman yeterli görmedim ve kupadaki çeyrek final mücadelesi Mehmet Özdilek’in yetersizliğini bir kez daha ispat etmiştir.
 
Konyaspor büyümeli, büyütülmeli… Gerek taraftarı ile gerek yüklendiği ve yüklenmeye mecbur olduğu misyonu ile gerek şehrin sahip olduğu potansiyel ve bunun üstesinden gelebilir gücü ile büyümeye mecburdur.
 
Selam ve dua ile…