​ Kasıt ve Hırsızlık Var

Sezonun ilk yarısı tamamlandığında dostlarla yaptığımız futbol muhabbetlerinde ikinci yarının ilk altı maçında istediği sonuçları alacak Konyaspor’un şampiyonluk yarışında olacağını hatta adaletli maç sonuçları oluştuğunda şampiyonluğun favorisi olacağını savunurdum. Bu düşüncenin temeline ise Konyaspor’un bu sezon ne yaptığını bilerek oynayan, belirgin bir futbol anlayışını sahaya başarılı ve istikrarlı bir şekilde yansıtan ve mücadele azmi yüksekte olan bir takım olmasını koyardım.

Çok destek görmezdi. Hatta hiç destek görmezdi. Yüksek perdeden itiraz gelirdi. Sen bakma Konyaspor ilk yarıyı böyle bitirdiğine düşüşe geçer, sezonu ilk beş içinde bile tamamlayamaz, Konyaspor düşüşe geçmese bile “yedirmezler” tarzında düşünceler ağız birliği etmişçesine farklı farklı kişiler tarafından savunulurdu. Hem de Konya topraklarında yaşayan kişiler tarafından…

Her iki düşüncenin bir ortak noktası var. Benim savunduğum tezin gerçekleşmesi için adaletli sonuçlar şartı sunmam ve karşı görüşün güçlü bir şekilde Konyaspor’a “yedirmezler” olgusunu temel dayanak yapmaları… Bu ortak nokta bu ligde yıllardır yapılan uygulamaların ortak bileşkesiydi. Yıllardır bu ligde hatalardan ziyade kurgulanan sezonların yaşandığı tecrübelerinin belleklere yerleşmesinin tezahürüydü.

Yapılan hakem hatalarıyla önce şampiyonluk yarışından koparılan Konyaspor’un düşüşe geçip alt sıralara düşüş göstermesi beklendi fakat beklenen düşüş gerçekleşmeyince Rizespor – Konyaspor maçında alenen, korkmadan, utanmadan hatadan ziyade kasıtlı diyebileceğimiz kararlar verildi.

Konyasporluların belleklerinde yıllardır yapılan bu nevi kasıt türünde hatalar fazlasıyla yer alırken gün geçmesin ki yenileri eklenmesin. Diyarbakır’da Konyaspor’a yapılan olaylar kurgulanmış skandal hataların en başında gelir. Devletin televizyonuna maçı yayınlatmayacak kadar hatta özetlerini gasp edebilecek kadar kurgulanmış hatalar gibi… Daha pek çok örnek sayılabilir… Ne var ki Konya’da belleklerde bu tür hataların yığılmasını önleyecek güç hiç olmadı ve olacak gibi de durmuyor. Bir daha vurguluyorum bu tür hataların yığılmasını önleyecek güç…

Maç içinde yapılan en büyük hata Rizespor’un attığı golde  yaşandı. Golden önceki korner öncesindeki faul görülmedi. Kullanılan kornerden sonra iki kez ofsayt oluştu. Bu ofsaytlar oldukça açık ve net, uzaydan görülecek tarzdaydı. Bu ofsayt kararının verilmesi için VAR’a dahi ihtiyaç yoktu… Sonuçta en net ofsaytlardan biri verilmedi. Hakemlerin görmemiş, görememiş olabileceklerini düşünmüyorum… İsteseler bile başaramazlardı. Üstüne VAR gibi sistem var iken… Üstüne ofsayt ile ilgili çizgi çekilmezse ve o kadar hakemin içinden iki tane net ofsayt pozisyonları görülmezse bize tek bir düşünce kalıyor: Bu kararda organize kasıt var. 

Yetmedi zaten ilk sarı kartı hatalı olan Amilton’a faul verilmese bile kabul görecek bir pozisyonda ikinci sarı kart vererek Amilton’un ihracı kasıt şüphelerini güçlendiriyor. Sarı kart verecek bir şey yok iken olmayanı görmüş gibi yaparak hareket etmenin açıklaması ancak kasıt olur.

Yetmedi Rahmanoviç ile ilerledi kasıtlar. Rahmanoviç’in pozisyonunda yapılan hatalı oynamayı göremeyecek ve doğru yorumlayamayacak hakem yoktur. Ya hakem değildir ya da kasıtlı yorum yapıyordur. Öyle ki hakemlerin kasıtlı kararları ile çıldırma eşiğini aşmış Rahmanoviç’in hakemin bu kararından sonraki tasvip edilemeyecek hareketlerinin kamuoyunda takdir görmesi hakemin niyetini ve önceden kurgulanmışlığının göstergesi olarak görmek mümkün…

Bütün bu olayların birikimi ile başka olgu daha ortaya çıkıyor: Hırsızlık… Konyaspor’un galip gelmesi durumunda alacağı galibiyet primi çalınmıştır. Dahası aldığı galibiyetle sezonu ikinci bitirmeye yaklaşacak bir Konyaspor olacakken olası ikincilikten daha kötü bir sıralamada sezon sonu alınan derecelere göre alınacak primler arasındaki fark da çalınmıştır. Bahse konu para miktarı gelecek sezonlarda düşüş beklenen yayın gelirleri de düşünüldüğünde büyük miktar… Konyaspor’a mali katkısı yüksek olacak bir miktar. Sadece puanlar ve primler değil Konyaspor’un gelecek sezonlarda daha güçlü takım kurma ve geleceği de çalınmıştır.

Belleklerimizde kasıtlı, kurgulanmış hatalar yığılmaya dilemesem de devam edecek. Bu yazdığım yazının bir yaptırımı değeri olmayacak. Sadece kendi kendimize içimizi boşaltmış olcağız o kadar… Bir de safımız belli olacak…

Selam ve dua ile…