Böyle olmaz, olmamalı. Maçı özelinde konuşmaya gerek yok bence, ilk defa katıldığımız bu organizasyondan keyif alma, tecrübe edinme vakti. Ancak bunu yaparkende elden gelenin en iyisi yapılmalı burada kalıcı olmanın yolları aranmalı.
Shaktar Donetsk maçında görüldü ki bu oyun anlayışı Avrupa’da işe yaramaz. Ligde de arık yavaş yavaş çözülmeye başlandı zaten. Gençlerbirliği, Konyaspor’u kendi silahıyla vururken Trabzonspor maçı adeta bu oyun anlayışının bittiğinin kanıtı niteliğindeydi.
Yani bu kadar yaslanırsan geriye ve ileride topu oynayamazsan sonuçta biraz kaçınılmaz oluyor. Bu takımı buralara getiren Aykut Kocaman’a taraftarın güveni tam yani Aykut Hoca’nın hata yapma lüksü var keza futbolcularında bu yüzden hata yapmaktan korkulmamalı ve yeni şeyler denenmeli çünkü bu oyun artık işlemiyor ve deşifre edildi. Herkes artık Konyaspor’un nasıl oynayacağını nerde nasıl hamleler yapacağını biliyor.
Bir diğer eksikte mevcut kadroda maç sıkıştığı zaman sorumluluğu üzerine alabilecek bir oyuncunun olmaması. Buradaki kadro kurulurken bunun düşünülmesi lazımdı diye düşünüyorum. Bu sorumluluk Aykut Kocama’nın mı yoksa yönetimin mi buda ayrı bir tartışma konusu olailir. Ancak kadroda bulunan oyuncularında artık biraz silkelenmesi lazım bu kadar basit teslim olunmamalı. Shaktar maçında savunma olarak çok iyi olan takımın hücum organiyazsonu kötü olunca malesef puansız ayrıldık ve emeğe, efora yazık oldu. Dünkü maçta basit goller yedik çünkü Gent Konyaspor’u iyi izlemiş ve ne yapması gerektiğini bilir bir şekilde sahaya çıktı. Burdan çıkarılması gereken ders bence artık bir sistem mantalite değişikliğine gidilme vaktinin geldiğidir.
Son olarak tararaftara değinmek istiyorum. Konyaspor’un ilk Avrupa deplasmanında yalnız bırakmayan ve kendisine ayrılan koltukları günler önceden tüketen taraftar örnek bir duruş sergiliyor ve takıma destek oluyor buda herkes tarafından büyük takdir topluyor.