İlk hafta alınan beraberlik ve sergilenen oyundan sonra Kayseri deplasmanından alınacak sonuç hakkında fikir yürütebilmek oldukça zordu.
Her iki takımda tam anlamı ile birbirine üstünlük kuramadığı bir maç oldu. Her iki takımında da gol yememek daha öncelik olunca gol pozisyonunun çok üretilemediği, organize atakların oluşturulamadığı bir maç izledik.
Maçta kanatlar daha etkili bir şekilde kullanma çabaları vardı. Buna karşılık kanatlardan geliştirilmeye çalışılan ataklara sıkı önlemler olunca üretkenlik yoktu.
Golün atılabilmesi rakiplerin yapacağı hatalara kalmıştı ki ilk hata Torku Konyaspor’dan geldi. Gelen topu Ömer Bayram önüne alırken Ömer Ali ters ayakta yakalanırken geri dönmekte gecikiyordu. Önü açık olan Ömer Bayram oldukça rahat ve uygun pozisyonda etkili orta yapıyordu. Mehmet Uslu daha içeri girip Vedat da geriye gelmekte gecikince Deniz çok rahat pozisyonda buluştuğu topu çok sert vuruşla kalemize gönderdi.
17. dakikada Ömer Ali, Mehmet Uslu ve Vedat üçlüsünün hatası ile yediği gole Torku Konyaspor 39. dakikada rakibin hatasından yararlanarak karşılık veriyordu. Meha’nın kullandığı faul atışında rakip stoperler doğru yerleşemezken Hakan Arıkan’da hatalı çıkış yapınca Vukoviç kafa vuruşu ile eşitlik sayısını getiriyordu.
60 -70. dakikalar arasında Kayserispor kalemize etkili geliyordu. İki gol pozisyonu vardı ki birinde Ömer Bayram, diğerinde Derley’in sakarlıkları olası mağlubiyetimizi önlüyordu. Şunu da belirtmek gerekir: Kayserispor’un bu etkili atakları kendi organizasyonları ile oluşturdukları ataklar değildi. Torku Konyaspor’un olmayacak yerlerde yaptıkları pas hataları ile defansta az adamla yakalanmalarının sonucu idi.
Üçüncü bölge dediğimiz ileri uçta futbolun gereklerini yerine getiremedik. Bunda futbolcularımızın birbirini hala çözememiş olması etkendi. Bazen koşuların farklı yere topun başka yere gittiğini gördük ki birbirini tamamlayan hareketler yapılsa net gol pozisyonları oluşacaktı. Bajiç sanki komşunun çocuğu gibiydi. Yine uyumsuz, yine kendi başına dolaştı durdu. Bir de süper ligin sertliğine uyum sağlamaya ihtiyacı var.
İlk yarı Traore ile topu ilerde daha iyi tutuyorduk. İkici yarı Traore çıkınca topu ilerde tutamadık.
En kötü özelliğimiz yine devam edecek duruyor bu sezonda… Rakip kaleye yine hızla gidemiyoruz. Rakip kaleye dikine, en kısa yoldan hızla gitmeyi denemedik bile… Topu eveleyip gevelerken yerleşik defansa karşı pozisyon aramanın zorluğunu yaşamaya devam edeceğiz gözüküyor.
Yerleşik defans karşısında ince işler yapacak futbolcular ve adam eksiltecek futbolculara ihtiyaç oluyor. İnce işler beklediğimiz Meha bu hünerlerini sergileyemedi. Uyum oluştukça sergileyeceği kanaatindeyim. Tabii Holmen’i de düşünmek gerek… adam eksiltme faaliyetlerini de Traore ve Sissokko yerine getirecektir.
Bu sezon iyiye giden yönümüz ise duran toplardan gol bulmak ve stoperlerden gol katkısı almak… İki maçta iki gol ikisi de duran toptan, ikisi de stoperlerden… Ve kazanılmış iki puan… Çok zorlu geçecek bir sezonda önemli puanlar olarak görüyorum her ne kadar Akhisar beraberliği içimizi acıtsa da…
Selam ve dua ile…
Mehmet YILDIRIM
mhmt_ yldrm_42@hotmail.com