​Futbolculara Göre Mi, Özdilek'e Göre Mi?

Hakem hatalarının ön plana çıktığı Beşiktaş maçında ümit veren bir Konyaspor vardı. Bu ümit Akhisar maçında da kazanmaya yakın tarafın Konyaspor olacağı olgusunu oluşturmuştu.
 
Maça Konyaspor çok da iyi başlamış gözüküyordu. Jahoviç ile kaçan pozisyonun ardından rakibe baskı yapmaya çalışan, oyunu rakip sahada oynamaya çalışan Konyaspor vardı. Bu durum sadece 15 dakika sürebildi. Akhisar takımının golüne kadar.
 
Ligin ikinci yarılarında oynanan maçlar zordur. Hele sıralamadaki konumu Konyaspor gibi olan takımlar için daha zordur. Bu klişe ama gerçek durum her sezon yaşanmakta ve tecrübe edilmekte iken Konyaspor bu zor maçların gerçekliğine uygun hazırlanamadığı ve maçı basite almış olduğunu maç içinde tüm çıplaklığı ile gördük.
 
Rakip analizinin gereği gibi yapılmadığı veya analizlerde hatalar yapıldığını maçta sergilenen etkinliklere, oynanmaya çalışan oyuna ve en önemlisi maçtan önce yapılmış olan kurgulamaya bakıldığında rahatça görebiliriz.
 
Sonuçta diyebilirim ki ligin ikinci yarılarındaki maçların zorluğunu anlamış buna göre hazırlıklar yapmış Okan Buruk ile bu maçı kazanırım düşüncesi ile rakibi basite almış Mehmet Özdilek’in düşüncelerinin sahaya yansımasıydı bir yerde…
 
Daha bir hafta önce Beşiktaş maçından çıkarması gereken sonucu çıkaramayıp o maçtaki yanlış başlangıcı yeniden tekrar edip Fofana’nın sol kanatta yer alması gerektiğini anlayamamış bir Mehmet Özdilek vardı.
 
Mehmet Özdilek’ten rakibi iyi analiz etmesini, rakibe göre oyun düzenleri oluşturmasını beklemek hakkımız. Çok şey istiyoruz. Ben rakibi analiz etmekten, rakibe göre takımı oynatmaktan falan vazgeçtim.  Ben Mehmet Özdilek’in önce takımını doğru tanımasını istiyorum. Kendi takımının güçlü yönlerini ve olumsuz yönlerini doğru tespit etmesine ihtiyaç var önce…
 
Gerek bu maçın gerek diğer tüm maçların Konyaspor gerçeklerine uygun kurgusu rakibine önde baskı yapan değil, rakibini sahasında bekleyip önce defans güvenliğini sağlayan, top rakipteyken bloklar oluşturup alanları daraltan ve kaptığı toplarla rakibinin arkasına sarkan oyun tarzı olmalı. İki sezondur yakaladığı başarıların altında yatan gerçek buydu. Konyaspor’un şu anda oynayabileceği, mevcut futbolculara uygun oyun tarzı, güçlü yönü de bu…
 
Yapılan Jahoviç ve Eto’o transferleri ile Konyaspor’un gol bölgesindeki sorunun çözüldüğünü ve ligde rahat kalacağına inanmıştık. Doğruydu ve hala da doğru… bu iki transferin bu maçtaki hâllerine baktığımda Jahoviç siz topu getirin ben golü atarım tarzındaydı. Doğru, top gelse atar. Eto’o ise ben yıldızım, oyunu ben iyi bilirim benim yönlendirmeme göre oynayın tavırlarıyla eli belinde top beklerken gelen topları rakip baskıları karşısında kolayca kaybediyordu.
 
Görüntü diğer futbolcular koşacak, defans yapacak, topu kapacak ve getirip bu iki futbolcuya verecekler ve Konyaspor kazanacak. Yalnız bu iki futbolcunun defansa katkısı olmayacak ve bunların oluşturduğu defans açıkları kapatılamayacak açıklar olduğu, takım defansının sık sık dengesiz yakalanması hesapta olmayacak.
 
Başakşehir maçından sonra da önde baskı yapmanın Konyaspor için uygun bulmadığımı yazmıştım. Her ne kadar başka takımlar da aynı yoldan gidip başarı yakalasalar bile… Beşiktaş maçından sonrada Eto’o ve Jahoviç’ten kaynaklanan defans açıklarının olduğunu önlem alınması gerektiğini yazmıştım. Şimdi de Eto’o ve Jahoviç birlikte oynamasını Konyaspor defansının kaldıramadığını belirtiyorum. Yıldız futbolcu, skorer golcü olabilirler ama ikisinden biri tercih edilmek zorunda. Tercih edilmesi gereken ise Jahoviç olduğu aşikâr.
 
Mehmet Özdilek’i de sık sık eleştirdim önceki yazılarımda… Konyaspor’un gerçeklerinden uzak hareket ettiğini dile getirdim. Bir ara uygun oyun tarzını oynatmaya başlamıştı. Bu dört maç kadar sürdü. İyi sonuçlar da almaya başlamıştık. O zamanlarda da takdir edici yazılar yazmıştım. Ama nedense vazgeçti. Bunun nedenini anlamakta güçlük çekiyorum. Akhisar maçında sanki ilk yarıda Konya’da oynanan Bursaspor maçının aynısını izler gibiydim. Demek ki hatalardan ders alma yolu da kapanmış.
 
Mehmet Özdilek’in kendi oyun tarzı, kendi oyun görüşü olacak muhakkak. Şartlar oluşup sergileyebilme imkânı bulduğunda zevk veren, kaliteli bir oyun oluşturabilecek belki de ama o şartlar bugün yok…  Şu an elindeki futbolcular Özdilek’in oyun tarzını sergileyebilecek oyuncular değil. Bu oyuncuları da kalitesiz kılmaz. Öyleyse takımdaki oyunculara uygun tarzda oyunu tercih etme zorunluluğu var demektir.
 
Transferler gecikti evet ama artık golcü sorunu, golcü sorunu diyerek alınan golcü oyuncular kaç maçtır Konyaspor ile maça çıkıyorlar. Geldiğimiz son noktada, Akhisar maçında gördük ki Konyaspor transfer yapılmadan önceki halinden ileriye giden bir gelişimi olmamış. Artık golcü sorunu da kalmayan Konyaspor’da bahane ne ola ki?
 
Elma bahçesinde muz toplamaya çalışmak gibi bir çaba Özdilek’in yaptıkarı. Konyaspor mevcut futbolcuların alışkanlıkları ve yapabileceklerine göre mi oynayacak, Mehmet Özdilek’in hayallerine göre mi oynamalı? Bu tercihin ilk cevabı Akhisar maçında bir kez daha alındı.  Akhisar mağlubiyetinin tek sorumlusu teknik patron Mehmet Özdilek’tir.
 
Trabzon, Başakşehir, Beşiktaş maçlarındaki oyunları da sergileyen bu futbolculardı. Akhisar maçında o futbolcuları niye göremedik? Akla ilk gelen futbolcuların maç seçtiği oluyor. Konyasporlu futbolcuların bulunulan konumun gereği maç seçmeye maç seçme lüksleri var mı? O maçlara futbolcuların motive olması kolaydır. Bu maça futbolcuların gereği gibi motive edilmedikleri ve olamadıkları da ortaya çıkıyor. Bir de Serkan’ın performansı ile kazanılan Alanya maçı var. Serkan’ın performansı ile iş nereye kadar gider?
 
Geldiğimiz noktada Konyaspor’un düşmeyeceğini söyleyebiliriz. Fakat bu söylemle olacak bir şey olmadığının, sebeplerinin maçlar öncesinde yapılacak hazırlıklarla, maç içindeki yüksek gayretlerle, tüm maçların fazlası ile önemsenerek oldukça ciddiye alınması gereken bir husus olduğu ortada. Umarım bu ciddiyeti göstermesi gerekenler gereklerini yerine getirir.
 
Benimkisi bir futbol ukalalığı yapmak değildi. Kimseye hele Mehmet Özdilek’e futbolu anlatmak gibi bir niyet haddime de değil. Yaşanan gerçekler var. Bunlar benim gibi basit bir futbol izleyicisinin dahi görebileceği gerçekler. Zor değil. İki sezondur gelinen noktayı terk edip yeni bir yol denemek hiç de akılcı olmasa gerek…
 
Selam ve dua ile…