Son Dakika Haberler
Siyonistlerin dünyadaki finans kapitali ele geçirme süreci; 1750’li yıllarda başlamış, Amerikan merkez bankası FED’in kurulmasıyla devam etmiş son yüz yılda ise başta silah sanayi ve finans sektörü olmak üzere çok uluslu şirketlerin tamamına yakınını ele geçirmişlerdir. Yahudi olmayan birinin malı, onu ilk bulan Yahudi’nindir sapkın inanışından aldıkları motivasyonla kimi şirketleri büyüterek, kimi şirketleri batırarak küresel ekonomiyi hâkimiyetleri altına almışlardır. Böylece ellerindeki parasal gücü kullanarak Uluslararası medya kuruluşlarını, haber ajanslarını ve sosyal medya platformlarını ele geçirip; Siyonistlerin iyi dediğine iyi kötü dediğine kötü diyecek bir medya düzeni inşa ettiler. Bunun bir sonucu olarakta İsrailli gaspçıları “yerleşimci” olarak yutturmayı başardılar. Siyasetlerine finansman sağladıkları liderlerin ülkelerini borçlandırıp bu ülkeleri İsrail’in güvenlik şirketine çevirdiler. Bu bağlamda özellikle G-7 ülkelerine diz çöktürmüş durumdalar. Uluslararası sivil toplum kuruluşlarına sağladıkları fonlarla bu kuruluşları Siyonizm’in çıkarlarına hizmet eden kullanışlı aparatlara dönüştürdüler. Oluşturdukları finansal ağlarla bireyleri borçlandırıp ekonomik köleler haline getirdiler. Amaçlarına ulaşmak için; açlığı, ekonomik krizleri ve öldürmeyi araç olarak kullanmaktan çekinmediler. İsrail’in ayakta kalması için insanlığı ateşe atmaya cüret ettiler.
Tüm bu olanlar ayan beyan ortadayken; İsrail’e finansörlük yapan Siyonist baronların finans kaynakları zayıflatılmadan; Gazze dâhil İslam coğrafyalarındaki soykırımların son bulacağını beklemek ham bir hayalden öteye geçemez. İnsanlığın elindeki tek silah Siyonistlere diz çöktürecek ekonomik boykottur. Şeytanlaşmış bu grubun batıl inanışlarını gerçekleştirmek uğruna en çok çekindikleri mevzuda boykotlar nedeniyle sahip oldukları paralarını kaybetme korkusudur. Tamda bu sebeple insanlık için; Siyonist orijinli şirketlere karşı yürütülen boykotlar ihmal edilemeyecek kadar imani ve insani bir mesele haline gelmiştir. Amma velakin dünyadaki 2 milyar Müslüman nüfus boykot meselesine farklı farklı gerekçelerden dolayı yeterince ilgi göstermiyorlar. Gazze’deki ateşkes anlaşmasından sonra sanki İsrail’in yapacağı soykırımlar bitmiş gibi katliama destek veren markaların ürünleri hem de ramazan sofralarında tekrar yerini almaya başladı. Sahi İsrail imana gelip cinayetlerini durdurmadığına göre boykotları neden yavaşlattık acaba?
Toparlayacak olursak ekonomik boykot yerinde ve zamanında kullanıldığında insanlığın elindeki en öldürücü silahtır. Bu silahı bugünlerde Gazze’deki mazlumlara yardım için kullanmaktan geri durmayalım. İnsanlık düşmanlarını; Müslümanların paralarıyla beslemeyelim. Boykot edelim, boykotta ısrar edelim,
BOYKOT HAYAT KURTARIR.
Yorumlar