Artık ligde iyice rahatlamış Torku Konyaspor’un Trabzonspor ile dişe diş bir mücadele edeceği bekleniyordu. Maçı kazanabilmesi de güçlü bir ihtimal olarak gözüküyordu.
Hedefleri gereği maçtan galip ayrılmaya ihtiyacı olan takım Trabzonspor’du. Bu ihtiyacı karşılayabilmek adına maçta oldukça sert oynayan ve insan sağlığının önemini ikinci plana atan bir Trabzonspor mücadelesi izledik.
Maçın ilk yarısında kırkıncı dakikaya kadar her iki takımında belirgin bir üstünlük kuramadığını gördük. İlk yarının sonlarında Torku Konyaspor kalesi önemli iki tehlike atlattı. İlk yarıda ise her iki takımında kaleyi tutan tek şutu dahi yoktu.
İkinci yarı ile birlikte daha etkili başlayan, rakip kaleye daha etkili giden Torku konyaspor idi. Her ne kadar etkili ataklar oluştursa da Torku Konyaspor’un oyununda en önemli eksik gol pozisyonu idi. Bu da nasıl kaçar dediğimiz net bir gol pozisyonu olmadı. Hatta buna gol attığımız pozisyonu da eklemek yanlış olmaz. Çaprazdan atılacak herhangi bir şutun gol olmasının düşük olduğu pozisyonda ya çok usta bir vuruş gerekiyordu, yada rakibin hata yapması… Doğrusu Torje golde etkili vuruşta yaptı ama yine de golün oluşmasında Bosingva ‘nın hafif dokunuşunun katkısı da vardı.
İkinci yarı da Trabzonspor adına Deniz’in kafa vuruşunun direkten dönmesi vardı. Girdiği toplamda üç pozisyondan gol çıkaramayan Trabzonspor, gol pozisyonu olmayan Torku Konyaspor’dan yediği tek golle teslim olmak zorunda kaldı. Oynanan oyuna bakıldığında galibiyeti hak eden Torku Konyaspor’du. Sonuç olarak hak yerini bulmuş oldu.
Rangelov bu sezon en etkili futbolunu oynadı. Topu saklaması, arkadaşları ile işbirliği diğer maçlara göre çok daha iyiydi. Arzulu oyunu ile galibiyetteki en önemli pay onundu. Defansın sigortası yine Ali Turan oldu.
Maçla ilgili dikkat çeken hususlar ise en başta Trabzonspor’un futbol dışı sertliği ve hakemdi. Trabzonspor’un kazanmak adına başvurduğu sertlikler galibiyet getirmezken, hakem yönetimi ile ne kadar yetersiz ve tartışılır biri olmaktan öteye gidemedi.
Sahada fazlası ile sert oynayan Trabzonspor olmasına rağmen Torku Konyaspor aleyhine daha fazla faul çalınmış olması hakemi en başta tartışılır hale getiren husus olsa gerek.
Bir maçta gördüğüm rakip futbolcuların kafasına darbe yapılması bu maçta oldu. Yapanlar ise Trabzonsporlu futbolculardı. Hiç çekinmeden rahatça yapabildiler. Bu cesareti hakemin gösterdiği töleranstan aldılar belki ama bir insanın sağlığı bu kardar mı ucuz olmalı? Öncelikli görevi futbolcuların sağlığını koruyacak hakemin bu darbelerdeki duyarsızlığına ne demeli?
En önemlisi Salih’in Ali Çamdalı’na attığı kafa… Bu nedir? Futbol mudur, sokak kavgası mıdır? Görsün – görmesin, niyeti ne olursa olsun, ne kadar kontrolsüz olursa olsun Salih’in yaptığı hareketin futbolda yeri var mıdır? Öyle veya böyle eylem gerçekleşmişse ve Salih denen futbolcu durumu görüp kendini yere atarak kafasını yalandan sardırıyorsa ben bu adamın futboluna da, insanlığına da, iyi niyetine de hiçbir şeyine inanmam. Ben inanmam da saçmalık ötesi bir hakem kararı ile kart dahi görmemesine ne demeli? Oluşan pozisyonda Ali Çamdalı ambulansla acil hasteneye kaldırılmasına rağmen karar bu ise sormak gerek acaba Ali’nin ölmesi mi gerekiyordu? Bu pozisyon da kart yok diyenler asıl siz dönün kendi futbol bilginizi sorgulayın. Eğer bu pozisyonda kart yok diyerek siz futbol bilgini oluyorsanız ben futbol cahili olmak istiyorum. Hem de en cahilinden… Edep yahu…
Penaltı es geçildi, hele bir de Mustaf Akbaş’ın Djalma’yı belinden sardığı pozisyon var ki dakika 71 ve çift sarı karttan dışarı atılması gerekir. Aynı hareketin daha hafifinde Djalma’ya çekinmeden sarı kart gösterdi. Djalma’ya gösterdiğin kart doğru da aynı dirayeti niye Mustafa’nın pozisyonunda gösteremezsin.
Bir husus daha dikkatimi çekti ki Torku Konyaspor lehine çalınan fauller genelde avantajını kesecek nitelikteydi. Avantaj oluşmasaydı acaba çalar mıydı kuşukusu oluşmadı da değil.
İsteğimiz doğru kararların verildiği, görünenin çalındığı hakem yönetimleridir. Bülent Yıldırım’ın yaptığı gibi.
Trabzonspor’un sertliğine ve hakemin rezalet yönetimine rağmen uzun yıllar sonra arka arkaya alınan üçüncü galibiyeti yaşadık… Daha nicelerine… Dördüncü, beşinci galibiyetlere…
Selam ve dua ile…
Mehmet YILDIRIM
mhmt_yldrm_42@hotmail.com