Son Dakika Haberler
Süper Lig’in 12. haftasında Torku Konyaspor, ölüp ölüp dirildiği bir maçta, ligin dibinde bulunan Eskişehirspor’u mağlup etmeyi başardı. Ligde bu sezon zor günler geçiren Eskişehirspor, hem mali açıdan hem de takım olarak beklentilerin altında kaldı. Özellikle edindiğimiz bilgilere göre kulübün çok yüksek miktarda borç içinde olması ve bu borcu ödeme sıkıntısının takım kadrosuna da yansıması, Eskişehirspor’un zor bir döneme girmesine neden oldu. Kırmızı Siyah’lı ekip bu sorunlarla boğuşurken bir taraftanda lige tutunma çabası içerisinde. Oyun anlamında istenileni veremeyen Eskişehir, en çok gol yiyen, en az gol atan ikinci takım konumunda. İşte böyle bir rakip karşısında T.Konyaspor, hafta içerisinde Samet Aybaba ile anlaşan ve taze kanla dönüm maçı olarak gördüğü Konya’ya, taraftarını da arkasına alarak mutlak puan için gelen Eskişehir’i çok rahat geçebilmeliydi. Geçti, hemde üç golle geçti ama o kadar da rahat olmadı. Öldü öldü dirildi adeta. Aykut Hoca’nın sistemine göre bu üç golün bir de bedeli vardı. O bedel bir değil iki oldu. Zar zor oldu ama sonuçta üç puan T.Konyaspor hanesine yazıldı. En son Mesut Bakkal zamanında üç golü bir arada gören Torku Konyaspor taraftarı, uzun bir aranın ardından evinde kaybetmemesi gereken bir maçı 45 dakikalık istek, arzu, hırs ve kazanma içgüdüsüyle zorda olsa kazandı. İstek, arzu, hırs vardı ama önemli bir eksiği de vardı Torku Konyaspor’un. Özgüven. Evet ne olduysa Başakşehir maçının ardından özgüvenini tamamen yitiren bir takım görüntüsünde yeşil beyazlılar. Halâ da öyle. Sadece ikinci yarıda oyuncuların kafasında içgüdüsel olarak bu maçı seyircimiz önünde kazanmalıyız düşüncesi oluşuverdi. Bu düşünce Aykut Hoca’nın belirlediği oyunun bazen dışına çıkmasına neden olsa da sonuç 3 – 2 T.Konyaspor lehine bitti. İyide oldu. İlk yarıda uyuyan ve uyutan bir Konyaspor, ikinci yarıda uyanan Konyaspor’a dönüşüverdi. Özellikle Eskişehir 1 – 2 öne geçtikten sonra golün şokunu fazla yaşamadan atlatan oyuncular, baktıki pabuç pahalı, işte o zaman görmek istediğimiz T.Konyaspor’a yakın bir oyun izlettiler. Tribünde bulunan 14 – 15 bin civarındaki taraftar zaten her zaman övgüyü hak ediyor. Ama bu maçta özellikle hakem’in bazı kararları sonrası sağduyulu olup, normal tepkisini gösterdiği için bir kat daha takdire şayan buluyorum. Ama yine yeniden belirteyim ki, bu maçın ilk yarısındaki oyun, önümüzdeki haftalarda devam ederse, üç puanı bir arada görmek biraz zor olacaktır. Ancak madalyonun öbür yüzünde ise elimizde 1 – 0 olsun bizim olsun düşüncesiyle elde edilmiş 46 puan ve sekizincilik var. Bu başarı çok önemli, çok önemli ama 46 puan ve 8.lik bu sezon için egale edilmezse veya geçilmez ise başarısızlık olarak kabul edileceği için bu oyun tarzı artık biraz aşılmalı ve çıta biraz daha yükseltilmeli diye düşünüyorum. Bu da yapılacak olan transferlere ve belirlenecek oyun tarzına bağlı düşüncesindeyim.
Ligin ilk yarısının bitimine sayılı haftalar kaldı. Torku Konyaspor, hedeflenen sıra için Rize deplasmanından puanlar getirmeli. Getirebilir mi ? Eskişehir maçının ilk yarısındaki oyunla hayır, ikinci yarısındaki oyunla evet kesinlikle getirir. Ayrıca cuma akşamı oynanacak olan maç 0 – 0 bitmez diye düşünüyorum. T.Konyaspor beraberliğe oynadığı takdirde, alıştığımız oyun yapısı itibariyle bu maçı kaybeder. Biraz cesaret ve özgüven ise çok şey kazandırır.
Eskişehir maçından birkaç gün önce yazmış olduğum yazının başlığında, özgüven artı galibiyet eşittir yeni bir seri demiştim. Tam da sırası diye düşünüyorum. Haydi hayırlısı. Cuma akşamı hafta sonu tatiline girilmiş ve keyifli hissettiğimiz bir gün. Üstelik Konyaspor’un maçı var. Akşam maçı izlerken çay keyfi yapmanın zamanı. Çaylar şirketten, goller misafirden olsun. Kalın sağlıcakla.
Yorumlar
doğru ve yerinde tespitler,rize maçında eskişehir maçının ikinci yarısında oynadığımız futbolu tekrarlarsak 3 puan Konyaspor hanesine yazılır.