Saklambaç, körebe, yüzük saklama, kaleli yakan top, çelik – çomak, seksek, tombik, mendil kapmaca, ip atlama, yağ satarım bal satarım vs vs… Geleneksel ülkemizde oynanmış oyunlar. Günümüzde çoğu çocuğun adını dahi bilmediği, nasıl oynandığından haberi olmadığı oyunlar…
Bir çocuğu oyundan mahrum etmek, bir kişiyi haksız yere hapse atmak gibidir. Oyunlar meyvesi mutluluk olan birer ağaçtırlar, bu meyvelerden çocuklara bol bol yedirmek gerek. Oyun oynamayan çocuk ise su verilmeyen çiçek gibidir. Oyunların önemini bu şekilde ifade etmek mümkün…
Günümüzün çocukları modernleşen dünyanın, hızla gelişen teknolojinin esiri olmuşlar. Adına tablet, laptop veya akıllı telefon dediğimiz teknolojik ürünlerin dayattığı oyunları oynamaya gönüllü ve iştahlı bir şekilde teslim olmuşlar. Sadece çocuklar mı, çoğu büyükler de bir esaret içinde değil mi?
Hepimiz biliriz ki beden ve ruhtan oluşuyoruz. Nasıl ki bedenlerimizin ihtiyaçları varsa ruhumuzun da ihtiyaçları var. Çocukluk döneminde ruhumuzun ihtiyacını karşılayacak en önemli gıda oyunlardır. Bugünlerde çocuklarımız teknolojik aletlerde bu gıdayı ararken biz büyüklerde buna inanmış, teslim olmuş durumdayız. Bir kenarda sessizce ayağımıza dolaşmayan çocuklar işimize geliyor belki de…
Aslında ileride oluşacak daha büyük sorunların temellerinin atılmakta olduğunun farkında değiliz. Teknoloji bağımlılığının getireceği sosyal sorunları tam manası ile yaşamadık toplum olarak. Yaşamadan da böyle bir tehlikenin farkına varacakmışız gibi görünmüyor. Farkına vardığımızda da ya çözümsüz ya da çözümü çok zorlaşmış bir durumla karşı karşıya kalmış olacağız.
Teknolojik aletlerle parmak ucundaki hayali karakterlerden medet uman çocuklarımız bu karakterlere hükmettiklerini sanıyorlar gün gün o sanal karakterlerin esiri olduklarının farkında olmadan… Kendi bedenleri ile oynayacakları oyunun veya arkadaşları ile işbirliği yapabilmenin zevkinin farkına varamamışlar.
Teknolojinin esiri olan çocuklar hareketsiz bir yaşamı tercih etmiş oluyorlar. Böylesi bir yaşam obezite ve buna bağlı şeker, kalp ve ciğer hastalıklarının oluşmasının kapısın aralamaktadır. Yaşam kalitesini oldukça düşüren tedavisi zahmetli ve pahalı bu hastalıkların oluşmasını kendi ellerimizle hazırlamış oluyoruz böylelikle…
Kimi uzmanların görüşüne göre teknoloji bağımlılığı uyuşturucu bağımlılığından daha zararlı ve mücadelesi daha zor bir bağımlılık şekli… Öyle ki ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde teknoloji bağımlılığı ile ilgili poliklinikler mevcut ve tedavi için yer bulmak zor. Tedavi için üç – beş ay sonrasına randevu alınabiliyor ancak…
Gelecekte sağlıksız bir topluma doğru bir gidiş gözüküyor. Çözümü oldukça basit. Çocukların fiili olarak oyun oynamalarını sağlamak. Oyun oymaya alıştırmak ve sportif faaliyetlerin içinde olmalarını sağlamak…
Arkadaşları ile düzenli oyun oynayan veya düzenli bir sportif etkinlik içinde olan çocuklar disiplinli yaşamayı, strateji geliştirmeyi, karşılaştığı problemlerle daha kolay baş etmeyi, sorumluluk sahibi olmayı, hayata pozitif bakmayı, planlı yaşamayı, arkadaşları ile işbirliği yapmayı ve birlikte başarmanın sevincini öğreneceklerdir. Bu şekilde sosyal yaşam içinde etkili roller üstlenen, kendine güvenen bireyler olarak hayata hazır hale gelmiş olacaklardır.
Konya’da üç yıldır İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürlüğü’nün birlikte düzenlediği geleneksel çocuk oyunlarına saece bu yıl 32 bin öğrencinin lisanslı olarak oyunlara katıldığı kaleli yakan top, mendil kapmaca- seksek müsabakaları oldukça değerliydi. Bu etkinliklerin oluşmasında destek veren yönetici, veli ve öğretmenler çok değerli işler yapmışlardır.
Oyunların çocuklar tarafından çok sevilerek oynandığının, oyunların hızla yayıldığının görülmesi sevindiricidir. Devamının sağlanması ve her yıl düzenli olarak yapılmaya devam etmesi, desteklerin artarak devam etmesi sosyal sorumluluk adına, sağlıklı toplum ve nesiller oluşması adına anlamlı ve değerli olacaktır.
At üzerinde kıtalara hükmetmiş atalarımızın nesillerine teknolojik aletlerin esiri olarak dört duvar arasına hapsolmak yakışmaz. Güçlü Türkiye arzumuz varsa sosyal, kendine güvenen ve hayata hazır bireylerle gerçekleşebilir. Buna ulaşmanın yollarından biri de oyun ve sportif faaliyetlerin olduğu unutulmamalıdır.
Selam ve dua ile…
Mehmet YILDIRIM
mhmt_yldrm_@hotmail.com
