Son Dakika Haberler
Geçtiğimiz hafta Konya’da oynanan Ç.Rize maçının hemen ardından yazmış olduğum yazıyı hatırlıyorsunuzdur. Son cümlelerim şöyleydi: “Bakmayın Ç.Rize galibiyetine, şans eseri kazanılmış bir galibiyet oldu. Ama Akhisar’da bu kadar şanslı olamayabiliriz. Akhisar’da daha fazla şansa ihtiyacımız var” demiştim.
Öyle de oldu.
Görünen köy kılavuz istemiyor. Çünkü Torku Konyaspor galip gelecek oyun oynamıyor, gol atsa da fazlasını yiyor. Neden?
Sistem yok, oyun düzeni yok, kadro istikrarı yok diye dilimizde tüy bitti. Ama nafile. Artık kadrodan, yabancılardan bahsetmek istemiyorum. Bıktım. Uğur hoca bu kafa yapısıyla, gönül arzu etmiyor ama daha çooook eline dikiş attırır. Basın toplantısına da Mert Korkmaz çıkar.
Bir uğursuzluktur gidiyor takımda. Hem de ne uğursuzluk. İlk on içerisinde yer alacakken, uğursuz olarak kabul edilen 13. sıraya yerleşiverdik. Yeşil beyazlılar yediğinden çok atmayı öğrenmek yerine, attığından çok yediğini ezberlemiş. Bu takım 45 dakikalık bir takım görüntüsü veriyor. 45 dakikalık takım derken yanlış anlaşılmasın. Sezon başından bu yana Torku Konyaspor bir yarı çok iyi, bir yarı çok kötü. Devre arasında neler oluyor bilemiyoruz. Nasıl bir motive nasıl bir taktik veriliyorsa, ikinci yarı anlamsız bir şekilde Konyaspor’un ruhu değişiyor.
Hocam! Gekas sakat, Djalma’nın ne olduğu belli değil. Diyelim ki sakat, kabul. Olabilir ancak senin elinde 7 tane daha yabancı var. Ama kadroya bakıyoruz üçü sahada biri yedekte. Hocam gün gelir diğerlerine niye boşuna para verdiriyorsun diye sorarlar adama. Kadrodan ve yabancılardan bahsetmeyecektim güya. Yinede duramadım. Deplasmanda 1-0 öne geçiyorsun ilk yarıyı öyle kapatıyorsun, ikinci yarı bir daha atman gerekirken iki yiyorsun. Böyle bir ruh, böyle bir taktik, böyle bir sistem sezon başından bu yana nasıl sürer anlam vermek güç.
Akhisar deplasmanına giden 400-500 kişilik grup başını öne eğmiş, hayalleri yıkılmış, tabiri caizse burnundan soluyarak geri dönüyor. Artık sezonun ilk yarısı istenmeyen bir yerde bitirilecek. Ama biraz cesaret, biraz özgüven, biraz eleştirilere kulak verilmiş olsaydı inanın bana bu Torku Konyaspor şu an ilk 6-7’lerdeydi.
Korkak futbol, yanlış ve zamansız değişiklikler bir çok maçta ne yazık ki puanlarımızın avcumuzun içinden uçup gitmesine neden oldu. Korkak futbol derken oyuncuların oyun içindeki psikolojisi ile alâkalı olabilir. Hoca maç esnasında ileriye çıkılması için kendini parçalasa da oyuncuların geriye yaslanma alışkanlığını da özgüven eksikliğine bağlıyorum. Bunu da Uğur hocanın ekibinde bulunan kişilerin şimdiye kadar çözmesi gerektiğine inanıyorum.
Bir takımda özgüven yoksa ya da eksikse, ne yaparsanız yapın sistem işlemez. Sistem dediğimiz şey belirli bir oyun düzeni olduğu için, birkaç haftada rayına oturur ve tıkır tıkır işlemeye başlar. Ama bu sistemin içerisinde özgüven meselesi, sıralamada en üstte ve öncelik verilmesi gereken bir sırada olması gerekmektedir. Tabi ki tecrübe çok önemli bir etken olsa bile bazen ikinci üçüncü plana düşüveriyor. Başarıyı sadece tecrübeden beklememek gerekiyor. Bakın Sergen Yalçın örneğine. Tecrübe var mı, yok. Sergen'in elinde sihirli değnek mi var oda yok. Gaziantepspor’da değişiklik var mı hem de gözle görülür biçimde. Bu yüzden Uğur hocam son üç maça girilirken bence ikinci yarı için kendini resetlemeli. Çünkü ikinci yarı çok daha zor ve çetin geçecektir. Bu Cuma günü Karabük karşısında galip gelinse bile, durumun çok ciddi düzeyde sıkıntılı olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Uğursuzluğun bir an önce Torku Konyaspor’ran uzaklaşması dileğiyle.
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar
Abi ağzına sağlık çok güzel yazmıssın.