Son Dakika Haberler
Rekabeti yüksek düşmeme mücadelesinde stres dolu maçlar oynanıyor. Düşmeme mücadelesi veren iki takımın mücadelesiydi Antalyaspor – Konyaspor maçı. Sonucu her ihtimale açık olsa da Konyaspor galibiyeti ağır basıyordu. Kadroların kalitesine bakıldığında bile Konyaspor fazlasıyla ağır basıyordu.
Maç aslında 90 dakikalık bir maç değildi. Bir haftadır oynanan maçın ardından golsüzlükle biten bir maç oldu. Daha pazartesi akşamı gerekçesiz ve ispatsız bir şekilde Eto’o üzerinden dedikodularla oynanmaya başlanan bir maçtı. Sahada gücüne güvenemeyenlerin kural dışına çıkarak oynamaları hep görüle gelmiş ve biteceği de yoktur. Maç başlamadan Eto’o üzerinden sahaya atılan sahte dolarla da oynanarak devam edildi. Yakışıksız pankartlarla da ortamı germeye çalışan bu çabaların benzerlerini önceki sezonlarda da gördük ve yapanın yanına kâr kaldığını da… Böyle bir düzen içinde, seni aşağıya itmeye çalışanlara karşı bir başkaldırı ve gerekli mücadeleyi vererek alacakları galibiyetle cevapların en güzelini vermeyi beklemiştik futbolculardan.
Maç başladığında Konyaspor’a karşı başa baş mücadele etme kalitesinden uzak Antalyaspor, mağlup olmamayı öncelik almış bir oyun tercihi ile oymadı. Bu tercih ayıplayacağım bir tercih değil. Elindeki malzemeden alınabilecek verimi en üst noktada alma gayretlerine olumsuz yaklaşamam. Fakat bu tercihi maçın golsüz bitmesindeki ana neden olarak görüyorum.
Kalesini gole kapatma ve sıkı, mücadeleci, yerleşik defansifoyuna karşı Konyaspor üretken olamadı. Rakibin aldığı önlemlerle kanatları verimli işletemeyen KonyasporAntalyaspor’un defansının dengesini bozacak etkinlikleri de gerçekleştiremedi.
Antalyaspor’un dengesini kanattan bozamayınca merkezden kısa, isabetli ve hızlı paslaşma ihtiyaç vardı. Bunun yapılamaması ise pas atacaklardan ziyade pas alacakların hareketsiz kalması, boş alanlara kaçmamalarından kaynaklanıyordu. İleri uçta defansa teslim olmuş Eto’o etkisiz kalırken ilk yarı boyunca bu teslimiyet devam etti. Eto’o bunu ikinci yarı daha geri gelerek aşmaya çalışsa da heba olan 45 dakika ve gücü azalan Eto’o vardı artık.
Yer yer sert oynanan ve sertliğe her iki takım adına da müsaade eden hakem vardı. Bu yönetim şekli de Konyaspor’a zarar veren ve Antalyaspor’un işini kolaylaştıran bir yönetim şekli olduğunu belirmek isterim.
Konyaspor son dakikalarda golü de buldu aslında. Fakat hakem Skubiç’in eline temas ettiği nedeniyle iptal etti. Hakem analizleri programlarında “vücudun herhangi bir yerinden gelen topun ele temasında oyun devam eder” kuralından bahsettiler. Bu kural hakemlere anlatılmış. Özellikle Konyaspor – Bjk maçından sonra programların en çok dile getirilen kuralıydı. Sukubiç’inpozisyonuna baktığımızda Skubiç sağ ayağı ile topu kontrol etmek isterken top ayağından koluna geliyor, kol normal pozisyonunda ve kol topa gitmiyor. Bu durumda Konyaspor için hayati önem taşıyan bir gol iptal ediliyor.
Bu kural yerindedir, değildir ayrı bir konu… Bu kural uygulanıyor. Ama nasıl uygulanıyor? Mesele Konyaspor ise lehine uygulandığını görmek mümkün değil. Aleyhine durumda ise uygulanır ve hakem analizi programlarında köpürte köpürteanlatılır.
Konyasporlular bu maçtan önce diken üstündeydi. Alınacak bir galibiyet hatırı sayılır rahatlama getirecekti, olmadı. Diken üstünde kalmaya devam edeceğiz. Antalyaspor maçıkazanabilirsen kazan ama kaybetme tarzında bir maçtı. Bu anlamda Konyaspor adına ne bir kazançtan ne de bir kayıptan bahsedemeyiz. Mesele şu ki asıl galip gelinecek maçlar Kasımpaşa, Karabük, Göztepe maçları. Yeter ki bu maçlarda kayıp yaşanmasın ve Bursaspor’a yenilmeyelim.
Konyaspor’un bu beraberliğini çok değerli olarak da değerlendirmek mümkün olabilirdi. Bu beraberliği sıradanlaştıran Gençlerbirliği’nin Galatasaray karşısında aldığı beklenmedik galibiyet oldu. Rakipler beklenmedik sonuçlar alsa bile Konyaspor kendi maçlarından gerekli puanları almalı. Buna imkân tanıyan fırsatları ıskalamamak gerekiyor. Çok zor bir beş hafta kaldı ve bu beş haftada istediği sonuca ulaşacak bir Konyaspor var.
Selam ve dua ile…
Yorumlar