İstanbul'da Avrupa iddiası bulunan Kasımpaşa'yı net bir skorla deviren Konyaspor'da keyifler yerinde. Düşme hattının 5 puan üzerinde yer alan yeşil beyazlılar, rakiplerininde mağlup olarak yardımcı olduğu geçen hafta sonunda derin bir nefes aldığını söylemek mümkün. Ancak tehlike geçtimi tabiiki hayır. üç puanlık sistemde ve her takımın herkesi mağlup edebileceği ortamda, son haftalar geldikçe üstüde altıda alev alan süper lig'in Avrupa ve tff 1. lig adayları birhayli fazla. Bu yüzden diğer takımlara bakmaksızın kendi ipini kendi kesecek olan Konyaspor'umuz, sezonun son düdüğü çalmadan ve rehavete girmeden kalan 540 dakikayı tamamlamak zorunda. Durum böyleyken gelelim oyun anlayışına. Belirttiğim gibi son haftalar oynanırken Konyaspor'umuz için oyunmu, puanmı sorusunun cevabını sizin yorumlarınıza bırakıyorum. Sezon başında 4. haftada üst sıralarda olan yeşil beyazlı ekibimiz hızla irtifa kaybederek sezonu kurtarma telaşına kapıldı. Sezon başında herşey güllük gülistanlık zannediyorduk ama işin aslı başkaymış. Koskoca kulüp yeni yönetime enkaz bırakacakmış. Gün geldi, olağanüstü kongrede kulübe sahip çıkan olmadı. Bu kulüp sahipsiz kalmaz diyerek gövdesini taşın altına koyan Ömer Korkmaz'ı bu yüzden takdir ediyorum. Ama bir taraftanda üzülüyorum. Neden derseniz iki sebebi var. Birincisi Ömer başkan dışında liste konusunda kongrede sesi çıkan Ekrem Coşkun ve İsmail Altınışık kardeşlerim dışında kimse yoktu. İkincisi Koskoca Konya'nın şu anki Ömer Korkmaz yönetimine ne siyasilerinden, ne işadamlarından, ne STK lardan nede mülki amirlerden gereken desteği yeteri kadar bulabilmiş değil. Buna rağmen ara transferde gerekeni yapan Ömer başkanı ayrıca kutlamak gerekiyor. Aslında koskaca bir enkaz devir aldığını bile bile, borç gırtlaktayken cesaret örneği göstererek, sezonu kurtarmak adına ara transferde 5-6 oyuncuyu kadroya katması hangi anadolu kulübünde görülmüştür. Üç büyüklerin tuzu kuru, onlar için borç dert ikinci planda.
Gelecek sezonun yapılanması adına şimdiden adım atan başta Ömer Korkmaz ve yönetim kurulu üyelerine Allah kolaylık versin. Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi bir kulübü yönetmek, meşakkatli ve zor bir iştir. Önceki başkanın yaptığı gibi, 1922 Konyaspor'u ve Konyaspor basketbol takımını yok sayarak Konyaspor futbol takımının isminin arkasında gündemde kalmak ise çok kolay. Üstelik neredeyse borcu olmayan yada çok cüzi borcu olmasına rağmen tatlıcak'ın bir bölümünü satarak değil kulübü, futbol takımını bile yönetemeyen, " Davet etmeselerdi ne işim var Konyaspor'da" diyebilecek kadar futbolun F sinden anlamayan birinin, borcu iki-üç katına çıkarması ayrıca sorgulanması gereken bir konu. Ama şeffaflık nedir, nasıl yapılır kulüp nasıl yönetilir sorusunun cevabını şimdi alıyormuyuz ? tek kelimeyle evet.
Neyse, dertlerimizi bir kenara bırakıp Alanyaspor'a odaklanmak daha doğru olacaktır. Ben yönetime de, oyunculara da, teknik ekibede sonuna kadar güveniyorum. Tabiiki irdelenmesi gereken ince konularda var ama sezon sonunda inşallah iyi bir yerde lig'i tamamladıktan sonra bu ince konulara değineceğim. Şimdi takımlarımıza ve iyi gidişimize zarar vermek, yada herkesin kafasını karıştırmak yanlış olur.
Alanya ve Sivas maçlarının önemini biliyoruz. Bu yüzden en büyük hayalim başkan olup kulübü yönetmek diyen Ömer başkan ve ekibine hep destek, tam destek zamanı. Gerisinin çokta bir önemi yok. Tribünlerin itici gücüyle, Önce önümüzdeki iki maçtan 6 puan çıkarmak, rakiplerin durumuna göre Konyaspor'umuzun akibetini belirleyecektir. Alınabilecek muhtemel
6 puanın önemi, sezonun özeti diyebiliriz.
Kalın sağlıcakla.