“Sinema salonları kapanmaya başladı”
Bu sektörde çalışan insanların günlük kazanıp günlük hayatını devam ettiren insanlar olduğunu anımsatan Taşdiken, pandemi sürecine insanların 1,5-2 yıl gibi süreçte çok hazırlıksız yakalanmış olmanın ciddi sıkıntıları yaşadığını belirtti. Yeterli izleyici olmaması dolayısıyla sinema salonlarının kapanmaya başladığını da anlatan Taşdiken, “Sinemalar da uzun süre kapalı kaldı, insanların çektiği filmler ellerinde. Bu yaz döneminde kısıtlamaların sona erip salonların yeniden açıldığından bugüne kadar da maalesef seyirci beklenildiği düzeyde değil. Tabi burada seyirciyi de suçlamak çok doğru değil. İnsanlar haklı olarak kapalı yerlere girmek istemiyorlar, herkes bir endişe içerisinde. Ama zincirleme olarak başka türlü problemler geliyor. Sinema işletmecileri de, elbette salonlar açık olacak seyirci gelecek onlar da para kazanacak ki, o sinemaların kiralarını ödeyebilsinler, giderlerini, eleman masraflarını karşılayabilsinler. Bunların olmadığı yerde maalesef sinema salonları da kapanmaya başladı. Korkarım ki, bu süreç 1 yıl daha giderse benim kişisel görüşümdür bu; çok karamsar bulabilirsiniz ama 1 yıl sonra insanlar sinemaya gitmek isteseler de gidecek bir sinema salonu bulamayabilirler. Çünkü bu işletmelerin de bu kadar süre dayanmaları çok zor görünüyor. Zaten başladı sinemaların kapanma süreci. Bir sürü sinemanın kapandığını duyuyoruz, bir sürü grup kapatmasa da şu anda sinemaları açmamayı yeğliyorlar. Dolayısıyla bu pandeminin kalıcı etkilerini başka sektörleri bilemem ama bizim sektörde çok ciddi olarak hissedeceğiz. Dediğim gibi, bir yıl sonra hastalık geçtiğinde, ‘hadi eşimizle, sevgilimizle bir film gidelim izleyelim’ dediğimizde salon bulamayabiliriz” şeklinde konuştu.
“Sadece devletin değil vatandaşın da sahip çıkması lazım”
Sinema sektörünün yaşanan bu olumsuzluklardan etkilenmemesi için devletin elinden gelen çabayı gösterdiğini de vurgulayan Atalay Taşdiken, “Türkiye’de devlet sinema sektörüyle ilgili, hakkaniyetli olmak gerekirse, Kültür Bakanlığı çok ciddi çalışmalar yapıyor. Sinemaların önemli bir bölümünde en azından art house dediğimiz türde filmlerin oynatılması, salon bulması için çaba harcıyorlar. Bu salonlara ekonomik destek sağlıyorlar ama sektörün kurtulması anlamında maalesef yeterli değil. Yani sadece devletin değil, vatandaşın da biraz sahip çıkması lazım. Yani AVM’lere gidip o kadar kalabalık oluşturup bu hastalıktan korkmuyor insanlar ama sinemada 5 metre arayla gidip film izlemekten nedense korkuyorlar. Bu da çok anlaşılabilir bir şey değil. Belki biraz da burada devletin üzerine düşen şey; sinemaların güvenli olduğunu vatandaşa bilinçlendirmek anlatmak, yani sonuçta devletin elinden gelen bir çabası var, inkar edemeyiz. Kültür Bakanlığı bu konuda Sinema Genel Müdürlüğü çok ciddi çalışmalar yapıyor. Ama koskoca bir sektörü ayakta tutmak için maalesef yeterli değil” ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.