Söz konusu günün, 1999'da kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararıyla ilan edildiği anımsatılan açıklamada, farkındalık yaratmak için 2021 yılı temasının BM tarafından ‘Dünya Turuncusu: Kadına Yönelik Şiddete Hemen Son!’ olarak belirlendiği ifade edildi.
Kadına yönelik şiddetin, BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi tarafından ‘Kadına, kadın olduğu için yöneltilen veya orantısız biçimde kadınları etkileyen şiddet’ olarak tanımlandığı belirtilen açıklamada, komitenin, cinsiyete dayalı şiddetin, kadınların erkeklerle eşit olarak hak ve özgürlüklerini kullanmalarını ciddi şekilde engelleyen ayrımcılık biçimi olduğunu ifade ettiği kaydedildi.
“Bir insan hakları meselesi olarak karşımıza çıkmaktadır”
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Kadına yönelik şiddet, ister kamusal alan ister özel alanda meydana gelsin, kadınların fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine ve onurunun zedelenmesine yol açmaktadır. Ayrıca yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, fiziksel ve duygusal bütünlük hakkı gibi temel insan haklarının ihlal edilmesine yol açan bir insan hakları meselesi olarak karşımıza çıkmaktadır.”
Kadına yönelik şiddetin, toplum açısından yıkıcı etkisi bulunan küresel bir olgu olarak tanımlandığı açıklamada, küresel ölçekte her üç kadından birinin genellikle yakın partnerleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığı belirtildi.
"Sosyal politikaların geliştirilmesi gerekmektedir"
Bununla birlikte açıklamada yer verilen bazı veriler şu şekilde:
“BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi İstatistik Bölümü tarafından yayımlanan 'Dünya'da Kadın: Eğilimler ve İstatistikler' 2020 yılı raporu, 15-49 yaşları arası kadın ve kız çocuklarının yüzde 18'inin, son 12 ayda eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel ve/veya cinsel yakın partner şiddetine maruz kaldığını öngörmektedir."
Söz konusu verilerin, kadına yönelik şiddetle etkin mücadele için eş güdümlü ve çok boyutlu çalışmaların yapılmasının önemini ortaya koyduğuna işaret eden açıklamada, kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmalarının yanı sıra temelde eşitsizlikçi toplumsal statünün değiştirilmesi noktasında sosyal politikaların geliştirilmesi gerektiğine değinildi.
“Cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya temenni ediyoruz”
Bu kapsamda temel misyonu, insan haklarını korumak ve geliştirmek, ayrımcılığı önlemek ve kişilerin eşit muamele görmesini sağlamak, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nun, kadına yönelik bir insan hakkı ihlali olan şiddete karşı farkındalığı artırmak amacıyla çalışmalar yaptığı kaydedildi.
Açıklamada, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesi ile kadına yönelik şiddetin son bulduğu ve hak ve özgürlüklerden yararlanma noktasında cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya temenni ediyoruz" ifadesine yer verildi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.