Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “göz kapağı düşüklüğü tıpta pitozis olarak adlandırılan her 2 göz kapağında da görülebilen bir göz kapağı problemidir. Göz kapağı düşüklüğünde göz kapağı, normal seviyeden daha aşağıda olup gözün daha kısık bir şekilde görülmesine neden olur. Düşüklük gözün görme açısını olumsuz yönde etkiler. Genellikle ileri yaşlarda karşılaşılan bir problem olsa da göz kapağı düşüklüğü her yaşta görülebilen önemli bir problemdir.” cümleleriyle göz kapağı düşüklüğü hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Göz Kapağı Düşüklüğü Basit Bir Sorun Mu?
Göz kapağı düşüklüğü yaşlanmaya bağlı geliştiği düşünülse de bazı durumlarda altında ciddi sebepler yatabileceğini söyleyen Çağatay “Göz kapağı düşüklüğünün basit bir sorun olarak görülemeyeceği durumlar olduğunu” vurguladı.Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Göz kapağı düşüklüğü genellikle göz kapağını tutan kaslarda zayıflamalar olması veya hasar görmesine bağlı gelişir. Ancak göz kapağı kaslarında meydana gelen bu değişimler her zaman yaşla bağlantılı olmayabilir. Bazı nörolojik rahatsızlıklar örneğin myastenia gravis, gözün darbe alması, yaralanması, gözde meydana gelen tümörler, bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar veya yöntemler göz kapağı düşüklüğüne sebebiyet verebilir. Bu tür bir durumun olması halinde gözün görme fonksiyonları da olumsuz yönde etkilenebileceğinden erken müdahale gerçekleştirilmesi son derece önemlidir. Gözkapağı düşüklüğü ciddi bir sağlık problemini ilk belirtilerinden biri olabilir.” diyerek göz kapağı düşüklüğünün dikkate alınması gereken bir sağlık problemi olduğuna bir kez daha vurgu yaptı.
“Göz kapağı düşüklüğü çocuklarda göz tembelliğine, erişkinlerde ise psikososyal yaşamın olumsuz etkilenmesine, görme alanında daralmaya ve baş ağrısı gibi sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle göz kapağı düşüklüğü basit bir estetik sorun değildir.”
Göz Kapağı Düşüklüğü En Sık Nedenleri Nelerdir?
Göz kapağı düşüklüğünün doğumsal nedenlerden veya sonradan gelişen durumlardan kaynaklı olarak gelişebileceğini vurgulayan Çağatay, “Göz kapağı düşüklüğünde en sık karşılaşılan nedenlerin genellikle göz kapağını kaldıran kaslarda güçsüzlük meydana gelmesine bağlı olarak geliştiğini” söyledi. “Göz kapağı düşüklüğünde en sık karşılaştığımız neden yaşa bağlı olarak göz kaslarının güçsüzleşmesidir. Buna bağlı olarak göz kapağı olması gereken seviyenin 1 mm kadar altına düşebilir. Doğumsal kaynaklı sebeplerden kaynaklı olarak küçük çocuklarda da göz kapağı düşüklüğü görülme oranı yüksektir. Göz kaslarının yeteri kadar gelişmemesi veya doğum sırasında göz üzerinde gelişen bir travmaya bağlı olarak göz kapağı düşüklüğü görülebilir.” dedi.
“Sık sebepler arasında yer almasa da göz kapağı düşüklüğünün farklı nedenleri de olabilir.” cümleleriyle röportajı sürdüren Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Yaralanmalar, uzun süre kontak lens kullanılması, geçirilen enfeksiyonel rahatsızlıklar, alerjik reaksiyonlar, gözde gelişen tümörler ve kas ve nörolojik hastalıklara bağlı olarak da göz kapağı düşüklüğü gelişebilir.” diye belirtti.
Pitozis Muayenesi Nasıl Gerçekleştirilir?
Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Pitozis tedavisi planlanmadan öncesinde en önemlisi göz kapağı düşüklüğünün neden kaynaklı olduğunu anlamaya çalışıyoruz.” dedi. Göz kapağı düşüklüğü problemi ile karşı karşıya olan kişilerin mutlaka göz hastalıkları uzmanına danışması gerektiğini belirten Çağatay “Kişinin genel göz yapısı incelenerek pitosiz gelişimine neden olabilecek olan genel bir sağlık sorunu olup olmadığı tespit edilmelidir. Doktor yapacağı rutin klinik muayenede göz kapağı düşüklüğü teşhisi koyabilir. Teşhisin konulması ardından göz yapısı üzerinde detaylı görüntüleme tekniklerine başvurulur. Kişinin doğumsal nedenlerden veya yaşa bağlı göz kapağında düşüklük gelişmesi durumunda cerrahi müdahalelere başvurulabilir. Ancak geçirilen bir enfeksiyonel hastalık, kullanılan ilacın yan etkisi veya nörolojik bir hastalık tespit edilmesi halinde tedavi önceliği bu tür sağlık problemlerine verilebilir.” dedi.Göz Kapağı Düşüklüğü Nasıl Geçer?
“Göz kapağı düşüklüğü genellikle kendiliğinden geçmez ve tedavi edilmesi gerekir. Tedavinin aksatılmaması oldukça önemlidir.” diye belirten Çağatay, “Göz kapağı düşüklüğü tedavisinin aksatılması ülkemizde yaygındır. Ancak gözün kapanacak şekilde göz kaslarının düşmeye devam ettiği unutulmamalı ve bununla beraber özellikle çocuklarda gözde tembellik gelişebileceği atlanmamalıdır.” dedi ve devam etti. “Bundan dolayı kişiler için ideal olan yaşta mutlaka göz kapağı düşüklüğü tedavi edilmelidir. Bu cümleleri ardından düşük göz kapağı tedavisinde değindi.“Düşük göz kapağında genellikle başvurulan tedavi göz kapağı ameliyatıdır. Ameliyat ile göz kapağı üzerindeki fazla deri alınır ve göz kaslarının güçlendirilmesi sağlanır. Göz kapağı üzerinde açılacak olan küçük bir kesiyle gerçekleştirilen işlem ardından göz kapağı kıvrımlarına gelecek şekilde dikiş atılarak işlem tamamlanır. Ameliyat genellikle lokal anestezi altında uygulanır. Bu sayede hasta herhangi bir ağrı veya acı hissetmez. Ameliyat tek göz kapağına uygulanması halinde işlem 30 dakika kadar sürerken her iki göz kapağında 1 saat içerisinde tamamlanır. Ameliyat ardından göz kapatılmaz ve kişiler aynı gün içerisinde günlük hayatlarına geri dönebilirler. Göz kapağı ameliyatı uzun süreli etkiye sahiptir ve göz kapağı düşüklüğü için ideal tedavi yöntemi olarak kabul edilir.” dedi. Röportajını “özellikle çocuklarda göz tembelliği başlaması halinde, yetişkinlerde ise psikososyal etkilenme mevcut ise tedavi süreci ertelenmemelidir.” cümleleriyle tamamladı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
