Organ bulunma süreci uzayınca ailesine Antalya’dan ev tuttu
Hastaneye yaptığı başvuru sonrası organ bekleme sürecinin başladığını anlatan Mehmet Ali Aytekin, “Eşimle araştırmamız sonrası Akdeniz Üniversitesi’nde nakil ve hücre hekiminin olduğunu öğrendik. Ben arabama bindim 2 arkadaşla birlikte Antalya’ya gittim. Orada Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Ömer Beyazıt hocamı buldum. Bana dediği ‘oğlum hücre ekimi yapamayız senin yaşın genç, sana kalp nakil yapalım’. Ben dedim hocam kalp nasıl, nereden bulacağız, nedir biz bilmiyoruz. Merak etme, ben seni Akdeniz Üniversitesi’ne yatırıyorum, arkadaşlarını Konya’ya gönderiyorum. Burada 3-5 ay içinde sana nakil yaparız dediler ve ben o süreçte hastanede yattım. Süreç uzadıkça, ’hocam daha bekleyecek miyim’ diye soruyordum. Çıkmadı, bugün çıkacak, yarın çıkacak derken, ’buradan sana ev tutalım, eşini ve kızını getirelim. Okula burada devam etsin, moralin bozulmasın, eşin sabah gelsin akşam yatmaya evine gitsin’ dedi ve o şekilde biz ev tuttuk” dedi.
Umudunu kaybettiği anda bulunan kalple hayata tutundu, 12 yıldır sağlıkla hayatına devam ediyor
Hastanede 2 yıl boyunca kaldığını ve en son umudunu kaybettiğini anlatan Aytekin, "O esnada tabii nakiller oluyor ama bana uymadığı için başka arkadaşlara naklediliyor. 2 sene 5 gün Akdeniz Üniversitesi yoğun bakım ve serviste yatmak üzere 13 tane nakil çıktı ama 13’ü de bana uymadı. Son nakilden sonra ben hastaneyi terk ettim evime gittim, umudumu kestim. O sırada beni hoca aradı, ben de ona ‘nakil olmak istemiyorum. Konya’ya dönmek istiyorum’ dedim. O da bana ‘bu kadar bekledin, umutların boşa gitmesin yanıma gel’ dedi. Ben de gittim ve bana en kısa zamanda sana da çıkacak içime doğuyor dedi. Ben de tamam hocam ama ben burada tuttuğum evde kalacağım dedim. O da bunu kabul etti. Doktorumdan izin alarak kahvaltıya gitmek için plan yaptık. Ben eşimle kahvaltıya giderken hastaneden beni aradılar ’kahvaltıya gittin mi?’ diye. Hayır daha gitmedim dedim. Saat 10.00’da gideceğiz demem üzerine bana biz hastanede kahvaltı hazırladık, seni çağırıyoruz buyur gel dediler. Hastaneye gittim yoğun bakımda ne yapacağız hocam kahvaltıyı, yoğun bakımda olur mu dedim. Bana kan alalım falan derken o anda anladım, bana bir bağışın çıktığını. Eşimi aradım kahvaltının iptal olduğunu, bana kalp bulunduğunu, Allah nasip ederse nakil olacağım dedim ve o şekilde nakil olduk. Elhamdülillah şu anda 12 senedir hayattayım. Ömer hocamdan Allah razı olsun” şeklinde konuştu.
“Her yapılan bir bağış filizlenen bir ağaçtır”
Organ bağışının önemine vurgu yapan Aytekin, “Organ beklemenin ne olduğunu insanlar yaşamadıktan sonra bilemez. O gün bana yarın belki sana. Onun için öldükten sonra insanın toprak olacağını biliyorum. Organ nakli yapılmasına karşı değilim. Her yapılan bağış filizlenen bir ağaçtır. Yani bütün insanları ben organ bağışına davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Organ bağışı ve nakil sayılarının arttırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor
Konya Şehir Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı ve Organ Nakil Koordinatörü Uzm. Dr. Mehmet Akif Yazar, "Bilindiği üzere organ bağışı kan bağışı gibi anında o anlık yapılan bir bağış değil. Bizler vefat ettikten sonra organlarımızın toprak olmaması için, bağışlar yapmamız gerekiyor. Çünkü bu organlarımız elbette toprak olacak ama bu organların organ bekleyen insanlara hayat olması adına, bizler hayattayken organlarımızı bağış yaparak birilerine nakil olması için başvuru yapmamız gerekiyor. Son yıllarda pandeminin de etkisiyle bir anlamda organ bağışı, organ nakli sayılarında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi anlamda sayılarda düşüşler görüldü. Özellikle Sağlık Bakanlığımızın ilgili birimi organ bağışı ve organ nakli ile ilgili bu sayıların arttırılmasına yönelik ciddi anlamda öneriler ve tavsiyelerde bulunuyor. Bizler de hastanelerimizde organ nakil koordinatörleri olarak bu alanda ciddi çalışmalar yapmaya başladık" diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.