Bakan Varank, şehrin 50 yıllık hayali olan Kartepe Teleferik Hattı'nı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin tamamen kendi kaynaklarıyla Türkiye'de bir ilk olarak Sanayi İşbirliği Projesi kapsamında gerçekleştireceğini anlattı.
Varank, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin, Kartepe Teleferik Hattı Projesi'ni yerli sanayinin gelişimi için kullanacağını söyledi.
"Hedefimiz, ülkemizi dünyanın teknoloji ve üretim merkezi haline getirmek"
Varank, koronavirüs salgının, siyasi, ekonomik, sosyal, teknolojik her anlamda dünyada dengeleri değiştirdiğini anlatan Varank, neredeyse tersine bir küreselleşme döneminin başladığını söyledi.
"Türkiye olarak hiçbir zaman sınırların kapatılmasına, serbest ticaretin önüne set çekilmesine taraftar olmadık, olmayız. Ancak bu gelişmeleri de elbette yakından izliyor, ülke menfaatlerimiz çerçevesinde politikalarımızı şekillendiriyoruz. Siyasi bağımsızlığımızın ekonomik ve teknolojik üstünlüğümüzde gizli olduğunu biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Milli Teknoloji Hamlesi Vizyonu ile oluşturduğumuz yerli ve milli bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Tabii şu bir gerçek; Milli Teknoloji Hamlesi'nin gerçekleşmesi için ihtiyacımız olan şey topyekun bir sahiplenme.
Hedefimiz, tüm sektörle, sanayimiz, üniversitelerimiz, araştırma merkezlerimiz, yerel yönetimlerimiz, bilim insanlarımız ve geleceğimiz olan gençlerimizle birlikte ülkemizi dünyanın teknoloji ve üretim merkezi haline getirmek. Yerli ve milli bir bakış açısı sanayiden sağlığa, tarımdan enerjiye her alanda sahiplenilmeli."
"Elektronik izleme sistemi ve ekipmanlarını yerli imkanlarla üretiyoruz"
Varank, Bakanlık olarak yerlileşme, yenilikçilik ve teknoloji transferine yönelik birçok program yürüttüklerini söyleyerek, Sanayi İşbirliği Programı'nın (SİP) bunlardan biri olduğunu anlattı.
Yüksek teknolojili ürünlerin dışarıdan hazır alınmasını değil, yerli ve milli bir şekilde üretilmesini benimsediklerini vurgulayan Varank, tedarik edilecek ürünün üretiminin yanı sıra sistem, alt sistem ve diğer tüm bileşenlerinin de yurt içinde tasarlanmasını ve üretilmesini hedeflediklerini söyledi.
"Bu programdaki can alıcı nokta, ihaleye konu ürünün ne kadar yerli katkıyla üretileceğinin, yapılacak teknolojik iş birliklerinin ve ihracat taahhütlerinin teklif veren firmalar tarafından ihalenin en başında ortaya konulması. Bu programla bir taraftan yurt içindeki imkan ve kabiliyetleri artırırken, diğer taraftan yan sanayinin, tedarikçilerin, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin de projeye katılımını sağlıyoruz. Bakanlığımızın Ar-Ge destekleriyle ortaya çıkan ürünlerin de bu projelerde kullanılmasına olanak tanıyoruz. Biz daha önce SİP kapsamında kamu kurumlarımızla iş birliği halinde çok önemli projeler ihale ettik.
Adalet Bakanlığı ile yürüttüğümüz proje sayesinde elektronik izleme sistemi ve ekipmanlarını artık yerli imkanlarla üretiyoruz. Bu elektronik kelepçeler kadına karşı şiddetle mücadelede aktif olarak kullanılıyor. Bu ürünleri ilk tanıttığımda tıpkı Başkanımın söylediği gibi bizimle de dalga geçtiler. 'Türkiye'nin ürettiği teknoloji bir elektronik kelepçe mi?' dediler. Ama bu ürünleri belki 10 yıldan fazladır İsrail'den almamızdan hiç rahatsızlık duymadılar. İşte biz bu tip projelerle gerçekten yerlileşmenin önünü açıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ihtiyaç duyduğu modern pentatlon silahları ve hedef sistemleri de yine yerli üreticilerimiz tarafından geliştiriliyor. Toplam bedeli yaklaşık 3 milyar avro olan Sanayi İşbirliği Programı kapsamında gerçekleştirilecek diğer kamu ihalelerinin çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor. Yerli ve milli rüzgar türbini, radyosonde cihazları, x-band meteoroloji radarları inşallah önümüzdeki dönemde yerli imkanlarla geliştirilecek."
"Yatırımını destekleyeceğimiz ürün sayısını 919'a çıkardık"
Varank, geçen yıl ilk çağrıyı makine sektöründe yaparak toplam 2 milyar lira yatırım tutarına sahip 20 projeyi desteklemeye başladıklarını, pompa aksamlarından rüzgar türbin malzemelerine, büyük boyutlu eklemeli imalat makinesinden servo motor sistemlerine kadar birçok teknolojiyi artık yerli imkanlarla geliştirip üreteceklerini söyledi.
"Şimdi titiz bir çalışmayla yatırımını destekleyeceğimiz ürün sayısını 919'a çıkardık ve 2021 çağrı programımızı ilan ettik. Amacımız toplamda 50 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğimiz bu 919 ürünü yerli imkanlarla üreterek önce cari açığımızı kapatmak, sonrasında da dış pazarlara ihraç ederek ülkemize net döviz girişi sağlamak. Türkiye'yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapmakta kararlıyız. İşte savunma sanayiinde yakaladığımız başarıların ülkemize kazandırdıkları ortada. Artık dünya gündemini uzaktan takip eden değil, dünya gündeminde söz sahibi bir ülkeyiz. Dünyanın önde gelen ülkeleri, Suriye'nin, Libya'nın ve Dağlık Karabağ'ın kaderini değiştiren SİHA'larımızı konuşuyor. ATAK helikopterimiz, milli gemimiz, eğitim uçağımız, milli seyir füzelerimizle birçok alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdik. Aslında 2004'ten beri Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde özenle yürütülen projeler bize bir şey anlatıyor. Gerekli hassasiyeti gösterdiği takdirde, Allah'ın izniyle bu milletin altından kalkamayacağı, üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk yoktur."
Uzay çalışmaları
Yakın zamanda Milli Uzay Programı'nı ilan ettiklerini hatırlatan Varank, şu bilgileri verdi:
"Türkiye halihazırda gözetleme uydularını yerli imkanlarla kendisi geliştirebiliyor. Milli yer gözlem uydusu RASAT, ilk milli askeri istihbarat uydusu GÖKTÜRK 2 uzaydan ülkemize hizmet etmeye devam ediyor. İlk, metre altı çözünürlükteki milli uydumuz İMECE'nin de inşallah bu sene üretimini tamamlayacağız. Yine haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A'nın birçok elektronik ekipmanını milli imkanlarla tasarlayıp ürettik. Bu uydunun tamamlanmasıyla bu teknolojiyi kendi üretebilen dünyadaki 11 ülkeden biri olacağız. Aynı şekilde roket teknolojilerinde de çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Sıvı yakıtlı roket motoru teknolojisinin ilk uzay denemesini, ROKETSAN geçen sene başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Test atışında ROKETSAN sonda roketi, başarılı bir biçimde uzay sınırını aşarak 136 kilometre irtifaya çıktı. Ayrıca Delta V şirketimiz de uzay alanında oldukça yenilikçi kabul edilen hibrit roket sistemi teknolojisi geliştirme çalışmalarına devam ediyor. İnşallah Milli Uzay Programı'ndaki hedeflerimize işte tüm bu kabiliyetlerimiz sayesinde erişeceğiz."
Kocaeli'nde 378 yatırım projesi için teşvik belgesi düzenlendi
Kocaeli'nde 5 teknoloji geliştirme bölgesinin yer aldığını, bu teknoparklara sağladıkları destek miktarının 255 milyon lirayı bulduğunu söyleyen Varank, kentte faaliyet gösteren 129 Ar-Ge merkezi ve 18 tasarım merkezine bugüne kadar sağladıkları muafiyet tutarının 2 milyar 45 milyon liraya ulaştığını vurguladı.
Varank, son 18 yılda TÜBİTAK destek ve burs programları vasıtasıyla şehre 4,1 milyar lira destek verdiklerini vurgulayarak, yatırım yapmak isteyen işletmelerin yaşadıkları finansman zorluklarını aşmaları noktasında da her zaman yanlarında durduklarını anlattı.
Son 18 yılda KOSGEB aracılığıyla 11 bin 409 işletmeye 323 milyon lira destek sağladıklarını anlatan Varank, "Yine yaklaşık 10 bin işletmeye 106 milyon lira kredi finansman desteği verdik. 2020'de Kocaeli'nde yaklaşık 11 milyar lira sabit yatırım tutarlı 378 yatırım projesi için teşvik belgesi düzenledik. Bu rakam pandemiye rağmen neredeyse bir önceki yılın iki katı. Kocaeli'nde bugün itibarıyla 122 bin vatandaşımıza istihdam sağlayan 14 organize sanayi bölgesi bulunuyor. İnşallah tüm parsellerde üretime geçilmesiyle beraber istihdam sayımız 150 bini geçecek" dedi.
"Yeni anayasa çalışmaları reformların zirve noktası olacak"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Bakanlığın ve özel sektörün yaptığı tüm bu yatırımların meyvelerini verdiğini anlatarak, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz günlerde 2020 büyüme rakamımız yüzde 1,8 olarak açıklandı. Salgın sebebiyle yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen büyümesini sürdürebilen nadir ülkelerden biri olduk. Şubat ayı ihracatımız tüm zamanların en yüksek değerine ulaşarak 16 milyar doları aştı. En son Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı kontrollü normalleşme adımlarıyla ben bu salgının tüm olumsuz yansımalarının yavaş yavaş ortadan kalkacağına inanıyorum.
Cumhurbaşkanımız yine geçtiğimiz hafta İnsan Hakları Eylem Planı'nı kamuoyuna açıkladı. İnşallah cuma günü de ekonomik reform paketini kamuoyuyla paylaşacak. Yeni anayasa çalışmaları da bu reformların zirve noktası olacak. Açıkladığımız reformlarla bir yandan vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletirken diğer yandan da ülkemizdeki yatırım ortamını yerli ve yabancı yatırımcılar için çok daha cazip hale getiriyoruz."
"Yerli ve milli bir dönüşümü yakalamak zorundayız"
Bütün bu reformlarla beraber yerlileşme noktasındaki çalışmalarına da hız kesmeden devam edeceklerinin altını çizen Varank, "Geleceğin Türkiye'si için sadece ekonomi ve hukuk reformları yetmez. İstiklal ve istikbalimiz için yerli ve milli bir dönüşümü yakalamak zorundayız. Kendimize zorlayıcı ama uygulanabilir hedefler koyuyoruz. Emin adımlarla ama ivmelenerek ilerliyoruz. Kemikleşmiş yapıların olduğunu, tekelleşmenin had safhaya çıktığı ve küresel şirketlerin daha da güçlendiği piyasalarda, en ufak bir boşluğu değerlendirmek için kendimizi hazır ediyoruz. Zor olduğunu biliyoruz ancak başarmaktan başka çaremiz yok. Milli Teknoloji Hamlesi yolunda asla bahane kabul etmiyor, zorluk ne olursa olsun güçlü ve dirençli duruyoruz çünkü biz biliyoruz ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır" dedi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.