Dünyanın pek çok yerinde aşı çalışmaları başladı. İlk örnekler çıktığında umutlar da arttı. Seri üretimin ardından aşılama çalışmaları hız kazandı.
Bu bela ile mücadaledeki majör figür, ancak savaşlar ve sonrasındaki süreçlerde ortaya çıkan sosyal sorunlara da yol açtı: Aşı milliyetçiliği.
Havaalanlarında kaybolan aşı kargoları, ülkelerin aşı restleşmeleri, soyulan soğuk hava depoları... Süreç boyunca aşıyı elde etme bahasına yaşananlar utanç vericiydi, bazı ülkeler ihtiyacından fazla aşıya sahip olmakta bir sorun görmediler.
10 milyardan fazla aşı uygulandı
Bugüne kadar, tarihin en büyük aşı kampanyasında 184 ülkede 10,9 milyardan fazla doz aşı uygulandı. Bir günde uygulanan aşı ise yaklaşık 21,3 milyon doz.
Hızı ve kapsamı bakımından eşi benzeri görülmemiş bir şekilde piyasaya sürülen koronavirüs aşısı, mRNA ve inaktif olmak üzere birçok ülkede üretildi. Fakat, tüm modern teknoloji ve olanaklara rağmen aşı dağıtımı dengesiz oldu.
En yüksek gelire sahip ülkeler, en düşük olanlara göre 10 kat daha hızlı aşılandı.
Düşük gelirli ülkelere sağlanacağı sözü verilen milyarlarca doz aşı halen ulaştırılmıyor. Üstelik bu aşıların yüksek gelirli ülkelerde stok olarak tutulduğu biliniyor.
Gelir düzeyine göre aşılanma
Bugüne kadar yaklaşık 11 milyar aşı dozu uygulanmış olsa da, milyarlarca insanın hayat kurtaran aşıya erişimi yok. COVID-19 aşılarına küresel olarak adil erişimi sağlamak için kurulan COVAX girişimi, 144 ülke ve bölgeye 1,1 milyar doz göndermesine rağmen şimdiye kadar hedefine ulaşamadı.
Oxford Üniversitesi'nin Our World in Data'sının tahminlerine göre, şimdiye kadar dünya çapında her 100 kişiye 127 doz aşı uygulandı. Ancak Dünya Bankası’na göre ise ülke gelir grupları aşı dağılımının dengesizliğini ortaya koyuyor.
Buna göre, yaklaşık olarak, yüksek ve yüksek orta gelirli ülkelerde her 100 kişiye 180 doz aşı uygulanırken, düşük orta ve düşük gelirli ülkelerde her 100 kişiye 96 ve 14 doz aşı uygulandı.
Yüksek gelirli ülkeler aşıları stokladı
ABD’de satın alınan yaklaşık 700 milyon doz aşının 550 milyon doz kadarı uygulandı. Geri kalan 100 milyon doza yakın aşı ise Pfizer, Moderna ve J&J aşılarından oluşuyor ve son kullanma tarihleri dolmak üzere.
Zira, birçok ülkede olduğu gibi koronavirüs tedbirlerinin gevşemesiyle birlikte aşılama oranları da azaldı. Bu yüzden stok yapılan milyonlarca aşının ziyan olacağı öngörülüyor.
Afrika kıtası yine kaderine terk edildi
Afrika, bugüne kadar sömürgecilik, darbeler, yoksulluk gibi kavramlarla anılan dünyanın en kara kıtası olarak anıldı.
Kıta her ne kadar en zengin yeraltı kaynaklarına ve madene sahip olsa da yüksek gelir seviyesine ulaşan bir bölge olması mümkün olmadı.
Koronavirüs salgını ise Afrika için bir başka görülmek istenmeyen gerçeği ortaya koydu. Tüm dünyada aşılamaların başlamasıyla, küresel aşı dağılımlarında eşit ve adil olmayan tablo çizildi.
Yaklaşık 1 miyar 400 milyon nüfusa sahip olan Afrika’da bugüne kadar 11 milyon 565 bin vaka rapor edilirken, 251 bin vefat sayısı kaydedildi.
Kıta, nüfusunun yaklaşık yüzde 10’luk aşılama oranıyla bu eşitsizliğin ön saflarında yer alıyor. Daha düşük gelirli Afrika ülkelerinde ise durum daha kritik düzeyde.
Aşılama oranları Burundi’de yüzde 0,1 seviyesindeyken, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yüzde 0,5 seviyelerinde seyrediyor.
Afrika'nın en zengin ekonomilerinden biri olan Nijerya'da bile aşılama oranı yüzde 4’ü biraz aşıyor.
COVAX’ın aşı paylaşımı hedefi Ocak 2022’ye kadar 2,2 milyar dozken üretim sorunları, ihracat yasakları ve yüksek gelirli ülkelerin aşı stokları nedeniyle bu rakam defalarca düşürüldü. Our World in Data verilerine göre, Avrupa Birliği, COVAX ile gönderileceğini duyurduğu 200 milyondan fazla aşıyı, ABD ise 400 milyondan fazla aşıyı hala bağışlamadı.
Bu durum da dünyanın bölgeleri arasında adaletsiz bir bölünmeye yol açtı. Nüfusunun yüzde 18,5'ini en az bir doz aşılayabilen Afrika, en düşük aşılama oranına sahip kıta oldu.
Omicron varyantı, Afrika’dan çıktı
Omicron varyantının ortaya çıkması ise aşı dağılımındaki adaletsizliğin önemini bir kez daha vurguladı.
Aşının mutasyonların oluşumuna etkisi var. Az seviyede aşı oranı olan Afrika’da çıkan koronavirüsün omicron varyantı da salgınla mücadelede bu eşitsizliğin tüm insanlık için tehlike oluşturduğunu gösterdi.
Dünya nüfusunun büyük bir kısmı korunmasız kaldığı sürece, virüs yayılacak ve mutasyona uğrama fırsatına sahip olacak. Zira, bu durum salgınla mücadelede şimdiye kadar kaydedilen tüm ilerlemeleri potansiyel olarak tehdit edecek gibi görünüyor.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.