COVID-19 salgınının etkisiyle hayatın her geçen gün biraz daha dijital alana taşındığını vurgulayan Oktay, siber tehditlere karşı yerli ve milli kalkan geliştirmek ve siber vatanda tam egemen olmak için kaybedilecek bir dakikanın bile olmadığını ifade etti.
Dijitalleşme, nesnelerin interneti, bulut bilişim sistemleri ve 5G-6G gibi çalışmalarda sağlanan küresel ilerlemelerin her geçen gün ilerlediğini aktaran Oktay, bu konuda alınacak daha çok yol olduğunu belirtti.
Fuat Oktay, şunları söyledi: "Maryland Üniversitesi tarafından yapılan Siber Güvenlik Araştırması'na göre, dünya genelinde her 1,12 saniyede bir, yani neredeyse her saniye, bir siber güvenlik saldırısı gerçekleşmektedir. Her geçen gün sayısı artan siber ihlallerle birlikte dünya genelinde siber güvenlik harcamalarının önümüzdeki yıl yaklaşık 135 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu öngörülerin arkasındaki sebep, giderek daha çok fiziksel bilginin dijital ortama aktarılması, etkileşimlerin dijitalleşmesi ve nesnelerin de artık internete bağlanıyor olmasıdır. Teknolojiye ve veriye hükmeden, veriyi dijital ortamda üreten, kullanan ve saklayan unsurlara da hükmedebilmektedir.
Bu durum güvenlik anlayışını da değiştirmiş artık fiziki güvenliğin siber güvenlikle, yerli yazılımla, yapay zekayla ve dijital sanayiyle tahkim edilmesi zorunlu hale gelmiştir. Siber vatan sınırlarımızı korumak, topraklarımızın her bir karışını korumak kadar önemlidir. Siber teknolojilerde öncü konuma geçmekse, milli teknoloji hamlemizin en önemli parçalarından birisidir. Bu doğrultuda özellikle son beş yıl içinde kritik altyapılarımızın korunmasının yanında, siber kapasite inşasına ve tehditleri en hızlı biçimde tespit edip engellememizi sağlayan teknolojik tedbirlere özellikle eğilmiş durumdayız."
"Global Siber Güvenlik endeksi"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde faaliyet sürdüren Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi tarafından, 110 binin üzerinde zararlı bağlantının tespit edilerek kontrollerinin yapıldığını ve altyapı seviyesinde erişimlerinin engellendiğini bildirdi.
Oktay, şunları ifade etti: "Ayrıca, USOM tarafından 28 binin üzerinde siber güvenlik bildirimi ilgili kurum ve kuruluşa bildirilerek gerekli önlemlerin alınması sağlanmıştır. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından hazırlanan Global Siber Güvenlik Endeksi'nde 200 ülke içinde 11'inci sıraya yükselmiş durumdayız ancak bu yetmez. Yerli ve milli projelerle, siber tehditlerin en az maliyetle, en kısa sürede tespit edilmesini ve önlenmesini sağlıyoruz. AVCI uygulaması ile zararlı yazılım bulaşmış sistemlerin ve komuta kontrol merkezlerini tespit ediyoruz. AZAD uygulaması ile yapay zeka kullanılarak köle bilgisayarları buluyoruz. İnternete açık kaynaklara ilişkin izleme faaliyetlerini de KASIRGA ile gerçekleştiriyoruz. Bu bahsettiklerim, ulusal mobil altyapıya Wi-Fi bağlayıp şov yapmaya benzemez. Her birinde emek, yatırım ve vizyon olan devrim niteliğinde adımlardan bahsediyorum. Bu yerli ve milli altyapılar sayesinde, 700'den farklı zafiyet tipi ülke genelinde sürekli olarak kontrol edilmekte ve günlük yaklaşık 4 milyon sahte web sitesinin kontrolü yapılmaktadır. Bu imkanlarımızla ülke genelinde kullanıcılara ve bilişim sistemlerine yapılan saldırılar çoğu zaman arka planda sessiz sedasız şekilde önlenmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Siber Güvenlik Komutanlığı da beşinci harekat sahası olarak nitelendirilen siber uzayda operasyon kabiliyetlerini her geçen gün geliştirmektedir. Diğer taraftan ulusal siber güvenlik teknolojisi kapasitemizi güçlendirmek için AR-GE teşvikleriyle, TÜBİTAK ve KOSGEB destekleriyle ve Kalkınma Ajansı projeleriyle siber teknoloji alanının tüm paydaşlarını destekliyoruz. Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi de zaten bu desteğimizin güzel bir örneği. Kümelenme bugün 192 üye firması, 275'in üzerinde milli ürün ve 400'den fazla faaliyeti ile siber güvenlik sektöründe başarılara imza atmaktadır. Siber Güvenlik Haftası kapsamında, firmaların başarı hikayelerine, dünyaya açılma adımlarına ve siber güvenlik ekosisteminin gelecek vizyonuna oturumlar ayrılmış olması da memnuniyet vericidir. Etkinlikler kapsamında yerel üreticinin yerel alıcıyla buluşmasıyla sektör güçlenecek ve yerli milli siber güvenlik ürünlerinin ülkemizde yaygınlaşarak siber vatanın tehdit ve güvenlik duvarları daha sarsılmaz hale gelecektir. Yerli ürünlerin kamu kurumları başta olmak üzere siber güvenlik altyapımızda kullanımını teşvik etmeyi ve ihracattaki payının artmasını özellikle desteklemeyi sürdüreceğiz."
"Kamu hizmetlerinin tamamına yakını dijitalleştirilmiş durumda"
"Kamu hizmetlerinin neredeyse tamamına yakınını dijitalleştirmiş olmaktan, 57 milyonun üzerinde e-devlet kullanıcı sayımızdan gururla bahsedebiliriz." diyen Oktay, üniversite-özel sektör ve kamu iş birliğinden küresel siber güvenlik şirket indekslerinde ilk 15'e giren firmaların çıkmış olmasının da kıvanç kaynağı olduğunu söyledi.
Oktay, şöyle devam etti: "Siber alan, kilometrelerce uzaktan bir hareketle sisteminizi çalışmaz hale getirebilen, en güvenilir denilen yazılımların, firmaların beklenmeyen yerden darbe aldığı bir sonsuz riskler alanıdır. Evet teknolojiye, dijitalleşmeye yatırım yapalım sonuna kadar da destekleyelim ama siber egemenliğin temeli insandır. Kaliteli insan kaynağıdır. Bu gerçeği göz ardı edemeyiz. Emanet kalkanla siber güvenliğimizi tam olarak sağlayamayacağımız gibi, bu kalkanı tutan el de dışa bağımlı olamaz. Siber güvenlik alanında milli hassasiyetlere sahip nitelikli uzmanlar yetiştirmeye son derece önem veriyoruz. Türkiye'nin ilk siber güvenlik lisesi olan Pendik Teknopark İstanbul Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerimiz gibi gençlerimizin gözlerindeki ışık, heyecan ve azmi gördükçe geleceğe dönük umutlarımız bir kez daha yeşeriyor.
Yine BTK Akademi'nin, 'Siber Güvenlik, Veri Bilimi ve Çocuklara Yönelik Özel Robotik Kodlama Eğitimleri' gibi eğitim içerikleri sunan portalına kayıtlı öğrenci sayısının 747 bini aşmış olması da beşeri sermayemiz açısından önemli bir gelişmedir. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin,'81 İl'de 81 Siber Kahraman Projesi', 'Siber Güvenlik Eğitimleri', 'Siber Zeka Bilgi Yarışmaları', 'Hack İstanbul' ve 'Hack Zeugma' gibi yarışmaları ile gençlerimizin siber teknoloji alanına yatkınlığı gelişmektedir. Yükseköğretim programlarımız yine bu doğrultuda geleceğin mesleklerine uyumlu şekilde güncellenmektedir. Siber güvenlik alanında beşeri sermayemizin yazılım alanlarının yanı sıra yapay zeka, makine öğrenmesi ve nesnelerin interneti gibi alanlarla multidisipliner bir yaklaşımla gelişeceğinin farkındayız."
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi'nin tüm paydaşlarını siber güvenlik alanında uzman yetiştirmeye, insan kaynağının gelişmesine katkı vermeye davet eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sözlerini şöyle tamamladı: "Önümüzdeki günlerde Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu'nun ilk toplantısını gerçekleştirecek ve kurul gündemimizde yapay zekanın siber güvenliğe etkisi ve bu alanda nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi konularını da öncelikli olarak gündemimize alacağız. Deepfake, büyük çaplı DDoS saldırıları ve siber terör eylemleri gibi dönüşen tehditlere, yerli milli beşeri sermayemiz ve teknoloji ürünlerimizle gereken cevabı vereceğiz. Tüm bu çalışmalara kurum ve kuruluşlarımız tarafından gerekli hassasiyetin gösterileceğine, iş birliği içerisinde kümelenmede oluşturulan ahengin süreceğine yürekten inanıyorum. Milli Siber Güvenlik Zirvesi'nde, burada oluşturduğunuz sinerji gösteriyor ki kamu-özel sektör ve üniversite eş güdümü, yeni başarı hikayesini siber güvenlik alanında yazmaya hazır. Teknoloji girişimcisinden meslek yatırımcısına, yazılımcısından mühendisine, siber güvenlik alanında ülkemizde kısa sürede sağlanan ilerlemelere katkı veren tüm siber kahramanlarını tebrik ediyorum."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.