Medya açısından sınırların kalktığı bir dönemde olduklarını söyleyen Altun, bunun olumlu yanları olduğu kadar olumsuz yanlarının da olduğunu söyledi.
Altun, sosyal medyada gerçeğin yerine yalanın yer aldığını da ifade etti.
Açıklamalarına devam eden Altun, sığınmacılar ile ilgili dezenformasyon haberlerle provakatif oyunlara gelmemek konusunda vurgu yaptı.
"Medya erişimi açısından sınırlar kalktı"
Altun, medyanın dinamik bir alan olduğunu belirterek, "Teknolojide yaşanan gelişim ve beraberinde ortaya çıkan dijital dönüşüm medyada da hem üretim hem de tüketim boyutunda yansımalarını gösteriyor. Hatta teknoloji ve dijital gelişimin etkilerinin en fazla medya sektöründe görüldüğünü, hissedildiğini söylemek yanlış bir tespit olmayacaktır. Gazete, televizyon ve radyo başta olmak üzere konvansiyonel medya, bütün unsurlarıyla büyük bir dönüşüme uğruyor. Yeni imkanlarla içeriklerin çok daha geniş kitlelere ulaştığı göz önünde bulundurulduğunda, medya erişimi açısından sınırların ortadan kalktığı bir dönemi yaşıyoruz. Pek çok yenilik ve gelişmenin yanında dijital dönüşüm, aynı zamanda bazı sorunlara, olumsuzluklara da yol açıyor. Bunlardan biri de bu çalıştayda ele alınacak başlıklar arasında yer alan dezenformasyon olgusudur. İçinde yaşadığımız hakikat ötesi çağda, dijital mecraların da yaygınlaşmasıyla ölçeği ve boyutu genişleyen bir dezenformasyon tehdidiyle karşı karşıyayız. Bu tehdit kamu güvenliğinden kişilik haklarına kadar geniş bir alanda etki potansiyeline sahiptir. Özellikle sosyal medya mecraları bu sorunun en yoğun yaşandığı; hakikatin yerine yalanın, gerçeğin yerine tahrif edilmiş bilginin dolaşımda olduğu platformlar olarak karşımıza çıkıyor." dedi.
"Cumhurbaşkanımızın verdiği mücadele ortadadır"
Altun, medyanın, gerçek fonksiyonunu hakikatin peşinde koştuğu bir çabayla ortaya koyabileceğini kaydederek, "Maruz kaldığımız sistematik dezenformasyon ve toplumsal mühendislik girişimlerinin son hedefi, ülkemizin göçmen politikası oldu. Ancak biz devlet ve millet olarak, bu konuda insani ve vicdani değerlerden uzak şekilde kötücül hesaplarla siyasal menfaat devşirme girişimlerine hiçbir şekilde fırsat vermeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ülkemizin bu konudaki pozisyonunu çok net bir şekilde ortaya koydu. En başından beri 'Mazlumları katillerin eline teslim etmeyeceğiz' diyen Cumhurbaşkanımızın, 'Suriye’de zulüm düzeni son bulsun' diye 10 yıldır verdiği mücadele ortadadır. Ve bu mücadele bütün dünyanın gözleri önünde verilmiştir. Cumhurbaşkanımız bu mücadeleyi verirken, zalimlerle iş birliği yapanlar, onlara heyetler ve dahi sempatik mesajlar gönderenler de oldu ve onlar da bunları herkesin gözleri önünde yaptılar. Biz, 'Suriye’de zulüm düzeni son bulsun' diye uğraşıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Milletimiz yalan haberlere prim vermemiştir"
Altun, Suriye’nin kuzeyinde güvenli hale getirilen bölgelere şimdiye kadar 500 bin Suriyelinin geri dönmesini sağladıklarını vurgulayarak, "Bu sayıyı güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşlerle artıracak çalışmaları da sürdürüyoruz. Biz inanıyoruz ki milletimizin kalbinde geçmişten bugüne kök salan 'merhamet' adlı bir çınar var. Milletimiz zaten sistematik yalan ve dezenformasyon içerikli haber ve söylemlere asla prim vermemiştir, vermeyecektir. Zira bu milletin toplumsal genlerinde ırkçılık ve nefret hiçbir zaman yer bulamamıştır. Art niyetli emeller, her zaman olduğu gibi beyhude bir çaba olarak kalacaktır. Diğer taraftan, devletimiz göç konusunu ilgili bütün kurumlarıyla yakından takip ediyor ve gereken her türlü tedbiri etkin şekilde uyguluyor. Bu konuda herhangi bir düzensizliğe asla izin verilmediğini özellikle ifade etmek istiyorum. Bu konuda da özellikle yerel medyaya önemli bir görev düşmektedir. Ülkemizin farklı illerindeki misafirlerimizin vatandaşlarımızla entegrasyon ve uyum içinde yaşadıklarının daha fazla gösterilmesi gerekiyor. Bunu da en iyi ve en doğru şekilde yapacak olan, bu tablonun yakın şahidi olan o illerdeki medya mensuplarıdır." diye konuştu.
"Dezenformasyon ile mücadele etmeye devam edeceğiz"
Altun, dezenformasyonla mücadele etmeye aynı kararlılıkla devam edeceklerini belirterek "Ülkemize, devletimize yönelik kara propaganda çalışmalarına, algı operasyonlarına karşı hakikat cephesinde kararlı bir mücadele veriyoruz. Biz hakikati savunmaya, dezenformasyonla mücadele etmeye aynı kararlılıkla devam edeceğiz. İletişim Başkanlığı olarak gerçek bilgilerle sağlıklı bir kamuoyunun oluşmasına katkı sunan basın mensuplarının her daim yanında olacağız. Bildiğiniz üzere, Başkanlık olarak, etkin bir medya alanına katkı verme fonksiyonumuz bulunuyor. Bu doğrultuda, yerel medyadan ulusal medyaya, uluslararası medyadan yurt dışındaki Türk medyasına kadar geniş bir yelpazede birçok faaliyet yürütüyoruz. Bu alanlardaki her bir medya kurumunu ve temsilcisini paydaşımız olarak görüyoruz. Özellikle belirtmek istiyorum ki, yayın yönetmeninden editörüne, kameramanından muhabirine, sesçisinden ışıkçısına, foto muhabirinden yazı işlerine, her bir kademedeki medya çalışanı bizim için önemli ve değerlidir. Yerel medya ise ülkemizin dört bir yanında yerelin kılcallarına nüfuz etmesiyle ayrı bir öneme sahiptir. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak biz de Basın İlan Kurumu’muz başta olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla bölgelerinin sesi, demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan yerel medyanın her zaman yanında olmaya gayret gösteriyoruz." ifadesini kullandı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.