"Daha adil, müreffeh, istikrarlı dünya hedefi"
Sekretaryasına İstanbul'da ev sahipliği yaptıkları, üç kıtada temsil edilen teşkilatın, kuruluşundan bu yana geçen çeyrek asırlık dönemde güçlenerek yoluna devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örgütümüzü kurarken savaş yerine barışın, çatışma yerine diyaloğun, çifte standart yerine adalet ve kalkınmanın hakim kılınmasını esas almıştık. Üstünlük yerine eşitliğin, sömürü yerine paylaşımın, baskı ve tahakküm yerine insan hakları, özgürlük ve demokrasinin egemen olmasını şiar edinmiştik. Daha adil, daha müreffeh, daha istikrarlı dünya hedefiyle çalışan bir yapı olarak geride bıraktığımız sürede önemli işlere de imza attık. Ancak önümüzde halen katetmemiz gereken ciddi bir mesafe olduğunu da biliyoruz. İnşallah el birliği içinde çalışarak barış, huzur ve esenlik dolu bir dünyanın tesisi için mücadele etmeyi sürdüreceğiz."
"Salgın, dünya genelinde birçok çarpıklığı da gün yüzüne çıkardı"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son 1 yıldır koronavirüs salgını nedeniyle küresel çapta bir imtihanla karşı karşıya olunduğunu, şimdiye kadar 192 ülkede yaklaşık 3 milyon insanın hayatına mal olan salgının, dünya genelinde birçok çarpıklığı da gün yüzüne çıkardığını ifade etti. Salt maddi zenginliğin, sosyal adalet ve refahı temin etmeye kafi gelmediğinin salgın döneminde çok acı bir şekilde görüldüğünün altını çizen Erdoğan, salgınla mücadelede ilk günden beri uluslararası iş birliğinin önemine ve zaruretine dikkati çektiklerini söyledi. Vatandaşlara en ileri sağlık hizmetlerini sunarken, dost ve kardeş ülkeleri de asla kaderlerine terk etmediklerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa gönderdiğimiz tıbbi yardımlarla bu zor dönemde dayanışmamızı açıkça ortaya koyduk. G-20 üyesi olarak salgının küresel düzeye borç krizine dönüşmemesi için en yoksul ülkelere yönelik borç ödemelerinin ertelenmesi girişiminin başlatılmasını ve bilahare süresinin uzatılmasını destekledik. IMF ve Dünya Bankası gibi platformlarda bu amaçla başlatılan çalışmalara katkı sağladık. Virüse karşı en büyük gücümüz olan aşı meselesinin, çıkarlara ve kar hırsına kurban edilmemesi gerektiğini her platformda açıkça ifade ettik. Türkiye olarak halihazırda insan deneylerini yaptığımız yerli aşımızı süreçlerin tamamlanmasına müteakip kimsenin geride bırakılmaması ilkesiyle tüm insanlığın istifadesine sunacağız. Kovid-19 hastalığına kurban verdiğimiz tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Rabb'imden bizi ve tüm insanlığı bu musibetten bir an önce kurtarmasını niyaz ediyorum."
"Katma değeri yüksek üretime ağırlık vermek mecburiyetindeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönem başkanlıkları süresince, açıklamış oldukları öncelikler doğrultusunda, teşkilatı güçlendirmeye ve bölgesel iş birliğini daha da geliştirmeye çalıştıklarını aktardı. Erdoğan, bugün de Bangladeş'in isabetle belirlediği "Dönüştürücü Bir Dünya İçin İş Birliği: Gençliğin ve Teknolojinin Gücünden Faydalanmak" temasıyla toplandıklarını anımsatarak şunları söyledi:
"1,1 milyarı aşkın çoğunluğu gençlerden müteşekkil D-8 nüfusu, en değerli zenginliğimizdir. Güçlü ve etkili olmanın yolu iyi eğitim almış gençlere sahip olmaktan geçer. Bu bağlamda, BM Genel Sekreteri Sayın Guterres'in, 2030 BM Gençlik Stratejisi'ni destekliyoruz. Bu stratejide belirlenen hedeflere öncülük etmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul'da ev sahipliği yapmayı arzu ettiğimiz BM Gençlik Merkezi Projesi tamamlandığında bu merkez, teşkilatımızın kıymetli gençlerinin bir araya gelecekleri yeni bir platformu teşkil edecektir. Günümüz ekonomisinin rekabetçi yapısında öne çıkabilmek için yüksek teknoloji ve inovasyon anahtar konumdadır. Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranlarının yakalanabilmesi için yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek üretime ağırlık vermek mecburiyetindeyiz. Bu çerçevede, ülkelerimizin en prestijli üniversitelerinin dahil olduğu 'D-8 Araştırma ve İnovasyon Öncüleri Ağı' girişimini memnuniyetle karşılıyoruz. Yenilenebilir enerji, yapay zeka, robotik, nesnelerin interneti, büyük veri, blok zincir ve nanoteknoloji gibi yenilikçi alanlarda, üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımız arasında bilgi paylaşımını mümkün kılan bu ağ, ülkelerimizin hak ettiği yere ulaşması bakımından kritik önemdedir."
Erdoğan, iş birliği potansiyelini ticaretten yatırıma, kırsal kalkınmadan tarıma, turizmden enerji ve ulaştırmaya, sağlıktan savunmaya kadar birçok alanda hayata geçirmelerinin mümkün olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "D-8 içi ticaret hacminin bugüne kadar 7 kattan fazla artması elbette değerlidir ancak yeterli değildir. D-8 Tercihli Ticaret Anlaşması'nın tüm üye ülkeler tarafından mümkün olan en erken zamanda yürürlüğe konulması büyük önem arz ediyor. Türkiye olarak, D-8 ülkeleri arasında ticaretin kolaylaştırılmasını teminen bir strateji belgesi hazırlayarak sizlere ilettik." diye konuştu.
Önümüzdeki dönemde, Ticaret Bakanlarının katılacağı bir toplantıya ev sahipliği yaparak bu konularda da ilerleme sağlamayı hedeflediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İslami finans kurumlarının likidite ihtiyaçlarını ve Müslüman coğrafyanın artan altyapı finansman ihtiyaçlarını aynı anda karşılayacak ve online platforma dayalı bir İslami Megabank fikrinin de yapılabilir olduğuna inanıyoruz. D-8'i günümüzün ihtiyaçlarına göre yenilemeli, proje ve sonuç odaklı bir yapıya dönüştürmeli, karar alma süreçlerini hızlandıracak adımlar atmalıyız."
"Yerel parayla ticarete ağırlık vermemiz şarttır"
Erdoğan, bir önceki zirvede de belirttiği gibi bu teşkilatın yeni üye ve ortaklarla güçlendirilerek etki alanının daha da genişletilmesi gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2017 yılındaki İstanbul Zirvemizde, yerel paralarımızla ticaret yapma çağrısında bulunduğum da hatırlanacaktır. Geçtiğimiz dört yılda yaşananlar, bu çağrının ispatını ve isabetini ortaya koydu. Ülkelerimizi, kur kaynaklı risklerden korumak için yerel parayla ticarete ağırlık vermemiz şarttır. D-8 Takas Bankası'nın bu kapsamda çalışmalarını hızlandırmasını, henüz bu mekanizmaya dahil olmamış üyelerin de gerekli adımları atmasını bu bakımdan faydalı görüyorum."
Üretim, istihdam ve inovasyonun temel nüvesinin son tahlilde özel sektör olduğuna ve D-8 çatısı altında özel sektörü destekleyen pek çok yapının hayata geçirildiğine işaret eden Erdoğan, başta D-8 Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere tüm bu yapıların daha aktif ve eşgüdümlü çalışması için diyalogları kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Genel Sekreteri Cafer Kuşari ve tüm sekretarya personelini tebrik ederek salı günü başlayacak başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan ramazan ayının hayırlı, bereketli ve mübarek olması temennisinde bulundu.
"Kardeşliğimizi yeniden diriltmek için bir fırsata dönüştürmeliyiz"
Ramazana kavuşmak kadar bu kutlu ayı manası, ruhu ve temsil ettiği değerlere mütenasip bir şekilde yaşamanın da önemine vurgu yapan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu ayı, sadece ibadetlerimizi artırmak için değil, kardeşliğimizi de yeniden diriltmek, hatırlamak için bir fırsata dönüştürmeliyiz. Bilhassa vatanlarından kilometrelerce uzakta, Kovid-19 salgını yanında zulümle, açlıkla, yoksullukla mücadele eden Filistinli mültecilere, Arakanlı, Yemenli, Suriyeli muhacirlere de sahip çıkmanın gayretinde olmalıyız. Unutmayalım ki kardeşliğimiz ne kadar kaviyse Müslümanlığımız da o derece sağlamdır, muhkemdir, sarsılmazdır. Kardeşliğimize sarılmaktan, dayanışmamızı güçlendirmekten, birbirimizi Allah için, O'nun rızası için sevmekten başka bir çıkış yolumuz yoktur."
Erdoğan, kısa bir süre önce Bangladeş'te hastane ve onlarca konutun zarar gördüğü yangından dolayı Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'ya geçmiş olsun dileklerini ileterek "Sahra hastanemizi yaptık, şimdi de konutları süratle bitirerek Bangladeş'in emrine vermeyi düşünüyoruz." açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bangladeş'in D-8 Dönem Başkanlığı'nı en güçlü şekilde destekleyeceklerini vurguladı.
Kaynak: