Bakan Dönmez, rüzgar enerjisinde ilk adımı 23 yıl önce İzmir'de attıklarını belirterek, kısa zamanda gerek üretim gerekse teknoloji yönünden çok büyük ilerleme kaydettiklerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Çok değil 1,5 MW gücündeydi o santralimiz ama sembolik anlamı maddi yatırımın çok ötesindeydi çünkü Türkiye o gün yeni bir enerji çeşidiyle yeni bir teknolojiyle tanışmıştı ilk defa. Zamanla rüzgar enerjisine olan talep öylesine hızlı büyüdü ki kısa bir zaman diliminde gerek üretim gerekse de teknoloji yönünden çok büyük ilerlemeler kaydettik.
Bugün rüzgar enerjisi sektöründe yerli ve yabancı toplam 231 firmamız faaliyet gösteriyor. İşletme halindeki 355 santralimizde toplamda yıllık 30 terawattsaat'lik (TWh) üretim yapıyoruz. Rüzgar kurulu gücünde Avrupa'da 8'inci, dünyada 13'üncü sıradayız.
10 bin 500 MW'a ulaşan rüzgar enerjisi kurulu gücümüzle bugün elektriğimizin yaklaşık yüzde 10'unu rüzgardan karşılıyoruz. Özellikle bu sene rüzgar öylesine güçlü esti ki günlük üretimde birkaç kez yüzde 20'leri aşan yeni rekorlar kırdık."
"Yaklaşık 15 bin kişi rüzgar enerjisi sektöründe istihdam ediliyor"
Bakan Dönmez, rüzgar enerjisinde en önemli hedefin, sektöre ait ekipmanın yerli imkanlarla üretilmesi olduğunu vurgulayarak, "Şu anda ülkemizde rüzgar sektöründe faaliyet gösteren 16 yerli üreticimiz bulunuyor. Rotor kanadı, türbin kulesi, bağlantı elemanları ve jeneratör parçaları gibi pek çok ekipman artık ülkemizde üretiliyor. Yaklaşık 15 bin kişi rüzgar enerjisi sektöründe istihdam ediliyor. Sektörümüz yüzde 65 mertebesinde yerli üretim oranıyla enerji teknolojilerinin yerlileşmesinde başı çeken sektörlerimizden birisi durumunda.
Türkiye bugün 6 kıtada 45 ülkeye rüzgar enerjisi ekipmanı ihraç ediyor. Firmalarımızın cirolarının yüzde 70-80'lik kısmı ihracat gelirlerinden oluşuyor. Özellikle büyümeye ve ihracata dayalı yeni ekonomik modelimiz içerisinde, genelde yenilenebilir enerji teknolojileri özelde de rüzgar enerjisi teknolojileri önemli bir yer tutacak" dedi.
Bakan Dönmez, yenilenebilir enerji kurulu gücünün yüzde 54'e yükseldiğine işaret ederek, "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması ile yenilenebilir enerjiye önemli bir mali destek sağladık, lisanssız üretimin önünü açtık. Lisanssız üretimde üst sınırı kurumların elektriksel bağlantı gücüne kadar artırdık.
Kurumun ya da tesisin ne kadar elektriğe ihtiyacı varsa o oranda bağlantı gücü kurmasını kolaylaştırdık. Yeşil Tarife ve YEK-G gibi uygulamalarla yeşil enerjisinin gelişimini teşvik ettik. Enerji verimliliğini destekleyecek ve teşvik edecek mekanizmaları geliştirdik, yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. 2023'te inşallah Akkuyu'nun da devreye girmesiyle yeni bir karbon nötr enerji kaynağını daha enerji portföyümüze eklemiş olacağız" diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.