Forumun önemini dile getiren Bilgin, "Platformlarda her sorun çözülmez ama bu ortak platform şöyle bir kültür yaratır; birlikte konuşmayı, neyin çözülüp çözülemeyeceğini bilmeyi, onun üzerine tartışmayı ve alternatiflerin olduğunun farkına varmayı sağlar. Bu benim açımdan önemli. Türkiye'nin de buna ihtiyacı var" diye konuştu.
"COVID-19 süreci uzaktan çalışmayı gündemimize taşıdı"
COVID-19 salgınının dünyada değişim sürecini hızlandırdığına dikkati çeken Bilgin, "COVID-19 süreci, esnekliği, uzaktan çalışmayı, dijital çalışmayı gündemimize taşıdı. Dolayısıyla bizim çözmemiz gereken yeni sorunlardan biri bu. Bu bizim karşımıza neyi çıkartıyor, buna güvenceyi-sağlık ve emeklilik primi- nasıl sağlayacağız. Yeni bir durumla karşı karşıyayız. Bunların üzerinde durmamız gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
"Beyaz Bayrak uygulamasını başlatacağız"
Örgütlenme özgürlüğü konusunda mevzuattaki engellerin ortadan kaldırılmasının gündemlerinde olduğunu belirten Bilgin, şöyle konuştu:
"Biz bu konuda bir çalışma içerisindeyiz. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Bey de bir çalışma yaptırdı. Bizim çalışma mevzuatımız çok eski. Hem sendikalar kanunumuz hem iş kanunumuz hem de toplu sözleşme kanunumuz. Bütün bu mevzuatı yenilememiz lazım. Örgütlenme özgürlüğünün önünü açmamız lazım, hızlandırmamız lazım. Burada bazı sorunlar var. Boşluklar var, o boşluklar Yargıtay kararlarıyla dolduruluyor. Onlar da kendi açılarından kararlar veriyorlar. Mevzuatın eskiliği nedeniyle birtakım sorunlar oluyor. Örgütlenme özgürlüğünün önünü açtığımızda kayıt dışıyla mücadelede ciddi bir mesafe alırız. Zaten kurumsal işletmelerde böyle bir sorun yok.
Önümüzdeki günlerde sendikal örgütlenmesi olan, sigorta ve vergi borcu olmayan işletmelerimize Beyaz Bayrak Ödülü vereceğiz. 'Burada işçiler örgütlüdür, burada örgütlenme özgürlüğü gerçekleşmekte, burada işletme, işçilerin sağlık sigortası primini yatırmaktadır' mesajını içeren bir Beyaz Bayrak uygulamasını başlatacağız. Bu kayıt dışı istihdamla mücadelenin de önünü açacaktır."
"Sermaye hareketliliğinin sonuçlarını düzenlememiz lazım"
Bakan Bilgin, dünyadaki hızlı değişimin sermayenin çok hızlı yer değişimini de beraberinde getirdiğine işaret ederek, Türk Metal Sendikasına üye oldukları için işten çıkartılan Xiaomi-Salcomp işçileriyle ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Sermaye grubu gittiği her yerde o ülkenin şartlarına uymuş ama 'burada kadın işçileri başta olmak üzere onların sendikalaşmasına müsaade etmem' yaklaşımıyla onları sokağa atmış. Sermaye hareketliliğinin yarattığı sonuçları bizim düzenlememiz lazım. Sendika direndi, biz orada devlet olarak devreye girip 'burası Türkiye ve demokratik bir ülke, işçiler sizin kölenizdir gibi davranamazsınız, burada hukuk devleti vardır' mesajını verdik. Bu hareketli dünyada bu tür olaylarla karşılaşacağız ama bunlara müsaade etmeyeceğiz."
"Geleceğe dair en büyük güvencemiz gençlik"
Türkiye'nin geleceğine dair hiçbir endişe duymadığını vurgulayan Bilgin, gençlerin yurt dışına gitme eğilimiyle ilgili şunları kaydetti: "Geleceğe dair en büyük güvencemiz gençlik. Şu anda Türkiye'nin yurt dışında doktora yapan 30 bin genci var. Dünyanın en iyi üniversitelerine gidip orada bir Türk gencine rastlarsanız. Bunlardan endişe duymamak lazım. Dönenler, oralarda kalanlardan daha çok. Türkiye eski Türkiye değil. Genetik biyoloji alanında uzmanlık yapmış biri eskiden döndüğünde çalışacak yer bulamazdı. Genetik laboratuvarı yoktu. Şimdi ülkemizin her alanda yatırım yapmış işletmeleri, üretim tesisleri ve laboratuvarı var. Gençlerin yurt dışına gitme hevesi eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal. 'Türkiye'den kaçmak istiyorlar' diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar. Dünyayı tanıyacak bilgiye ve donanıma sahipler."
Foruma, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, işçi ve işveren sendikaları temsilcileri ile bürokratlar katıldı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.