Bunun, bazen sınırlara yığılan milyonlarca göçmenle bazen tüm ekonomiyi yerinden oynatan fiyat artışlarıyla, bazen ise şehirleri karanlığa gömülmek zorunda bırakan enerji kriziyle kendini gösterdiğini ifade eden Şentop, "Bu sınamaların her biri için Avrupa ülkeleri olarak stratejik bir bakışı geliştirmek ve mevcut anlayışlarımızı revize etmek zorundayız. Öncelikle Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümünü şemsiyesi altında toplayan Avrupa Birliği, mevcut politikalarını tadil etmeli." dedi.
AB'nin değişen stratejik dengelere cevap verebilmek için yeni bir jeostratejik perspektif geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Şentop, bunun için ilk etapta daha kapsayıcı ve kuşatıcı adımlar atılması gerektiğini kaydetti. Şentop, "Bu itibarla, özellikle AB ülkelerinin ve karar alıcı mekanizmalarında bulunanların, AB'nin genişleme politikalarını gözden geçirmesinin zamanının geldiğini düşünüyorum. Yeni ortaklıklar söz konusu olduğunda AB gibi bir gücün, bazı ülkelerin kaprislerine, oyunlarına, manasız siyasi ve dini önkoşullarına esir olması, kabul edilebilir bir durum değil." diye konuştu.
Mustafa Şentop, rasyonel bir genişleme politikası, önyargılardan arınmış bir yaklaşım ve birlik dahilindeki bazı ülkeler tarafından esir alınmamış akılcı bir gündem olması gerektiğini ifade etti.
Gerek AB içerisinde yaşayan ve Birliğe zenginlik katan farklı toplumlarla gerekse üçüncü ülkelerle ilgili meselelerde çifte standartlardan uzak durulması ve ilkeli politikalar yürütülmesi gerektiğini söyleyen Şentop, AB'nin kendi toplumsal barışını ancak bu sayede koruyabileceğini ve değişen stratejik düzlemde diğer ülkelerle sağlıklı ilişkiler ve iş birlikleri kurabileceğini kaydetti.
Genişleme ve çifte standartlardan arınma meselesinin Rusya-Ukrayna savaşı ile de yakından ilintili olduğunu belirten Şentop, "Evet, Avrupa Birliğini kuran akıl, Avrupa Birliğini bir barış projesi olarak tasarladı. Fakat bütün Avrupa'ya ve bütün dünyaya hakim olmayan barışın kime ne faydası olabilir? AB, 2008 yılında Gürcistan'a maruz kaldığı işgalden dolayı tepki göstermediği, 2014 yılında Kırım işgal edildiğinde istikrarlı ve akıllı bir tepki vermediği için savaşın bu aşamaya gelmesinden bir açıdan sorumludur." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye akan kanı durdurmaya büyük gayret göstermekte"
TBMM Başkanı Şentop, barış tesis edebilme becerisi ve barışta yapıcılığın bir sanat olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin, savaşın ilk gününden bu yana yapıcı bir tutum sergileyerek, iki tarafı masaya oturtmaya, akan kanı durdurmaya büyük gayret gösterdiğini vurguladı.
Bu çabaların meyvelerini aldıklarını da aktaran Şentop, "Tahıl koridoru anlaşması Türkiye sayesinde imzalanmış, Türkiye sayesinde devam ettirilmektedir. Esir değişimi anlaşması da yine Türkiye'nin girişimleri, girişimimizle ulaşılmış önemli bir kazanımdır. Türkiye, barış görüşmeleri için çabalamaya, akan kanın durması için çalışmaya devam edecektir. Bizim barış için bu gayretlerimiz ortadayken bu zirve sonunda kabul edilecek bildiride Türkiye'ye sadece tahıl anlaşması bağlamında atıf yapılmış olması büyük eksikliktir." dedi.
Şentop, Türkiye'nin diğer barış ve uzlaşı girişimlerinin görmezden gelinmesinin, birliğin stratejik vizyonunda da bir eksiklik olduğunun kanıtı olduğunu söylediği anda, mikrofonu kapandı ve başka bir konuşmacıya söz verildi.
Şentop'un daha sonra tekrar söz istemesi üzerine, oturumu yöneten Çekya Senato Başkanı Milos Vystrcil, durumun teknik bir hatadan kaynaklandığını belirtti.
TBMM Başkanı Şentop, "Bunun bir teknik hata olduğunu düşünmek istiyorum. Çünkü bütün arkadaşlarımızın konuşma süresini tuttum, 5 dakikanın üzerinde konuşan arkadaşlarımız var. Konuşmam bitmeden kesildiği için bunu böyle bir saygısızlık kabul etmek istemiyorum. Teknik olduğu konusundaki izahınızı kabul ediyorum." ifadelerini kullandı.
Konuşmasına kaldığı yerden devam eden Şentop, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşının ilk günlerinden bu yana yapıcı bir tutum sergileyerek iki tarafı masaya oturtmaya, akan kanı durdurmaya gayret gösterdiğini ifade etmiştim. Bunun neticesini de aldık. Tahıl Koridoru, Türkiye sayesinde uzatılarak devam etmektedir. Bizim barış için gayretlerimiz ortadayken bize, sadece bildiride tahıl anlaşması bağlamında atıf yapılmış olması yanlıştır. Türkiye'nin diğer barış ve uzlaşı girişimlerinin görmezden gelinmesi, birliğin stratejik vizyonunda eksiklik olduğunun da bir kanıtıdır. Ukrayna'da yaşananlar bize birçok konuda sahici dersler veriyor. Geleceği nasıl tasarlayacağımız konusunda ipuçlarını önümüze seriyor; yeter ki görmezden ve duymazdan gelmeyelim."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.