Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Ömer Altıparmak, dosya kapsamında silahlı terör örgütü yöneticisi olmak, özel hayatın gizliliğini ihlal, konut dokunulmazlığını ihlal ve siyasi hakların kullanılmasını engelleme gibi suçlardan yargılandığını söyledi.
Meslek hayatının tamamında istihbarat ve terör bürolarında çalıştığını, ömrünün büyük bölümünü terörle mücadele içinde geçirdiğini anlatan Altıparmak, silahlı terör örgütü yöneticiliği suçunu asla kabul etmediğini söyledi.
Hakkındaki suçlamaların usulsüz toplanan, dayanaktan yoksun delillere dayandığını öne süren Altıparmak, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yasalara uygun şekilde yaptığını savundu.
İstihbarat başkanı olması sebebiyle örgüt kurmak ve yönetmekle suçlanmasının hukuki olmadığını dile getiren Altıparmak, hakkında örgüt suçlamasıyla 4 dava açıldığını, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince hapis cezasına çarptırıldığını söyledi.
Sanıklardan Gürsel Aktepe'nin kendisi hakkındaki "FETÖ ile irtibatı olduğu" yönündeki ifadesinin gerçeği yansıtmadığını öne süren Altıparmak, bu ifadenin işkence altında verildiğini iddia etti, Aktepe'nin beyanlarından vazgeçtiğini söyledi.
ByLock kullandığı yönündeki tespiti de kabul etmeyen Altıparmak, uygulamanın bulunduğu telefon hatlarını 2004'ten 2016'ya karar kullandığını fakat bu telefonlara ByLock yüklemediğini iddia etti.
Osman Karakuş ve Tuncay Delibaş ile telefon görüşmeleri hakkındaki iddialara da cevap veren Altıparmak, Karakuş ile emniyet genel müdür yardımcısı olması dolayısıyla görüştüğünü, Delibaş'ın ise şeker hastası eşinin doktoru olduğunu savundu.
Ömer Altıparmak, evindeki aramada bulunan not kağıdının ise kendisine ait olmadığını öne sürdü.
Altıparmak, müşteki İhsan Barutçu'nun dinlenilmesine yönelik faaliyetler sırasında Ankara'da bulunmadığını, İçişleri Bakanı'yla seçim güvenliği çalışmaları yapmak üzere Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde geçici görevde olduğunu söyledi.
Sanık Ömer Altıparmak, müşteki Deniz Baykal'a yönelik faaliyetlerle ilgisinin bulunmadığını iddia etti.
- "Aktif bir görevim yok"
Sanıklardan Yurt Atayün, suçlamaları kabul etmediğini, suç işleme yönünde bir kastı veya kararının bulunmadığını öne sürdü.
Esas hakkındaki görüşün, iddianamedeki dayanaktan yoksun deliller üzerine kurulduğunu savunan Atayün, FETÖ üyeliği suçlamasını reddetti, örgüt üyesi olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığını iddia etti.
Atayün, Deniz Baykal'a yönelik faaliyetlerle ilgili kendisine yönelik iddianamede herhangi bir suçlama bulunmadığını savundu.
Yurt Atayün, Yusuf Ziya Yağmur'a yönelik önleme dinlemesinde aktif bir görev ve sorumluluğunun olmadığını öne sürdü.
Hakkında sahte belgeyle delil üretildiğini savunan Atayün, beraatini istedi.
Sanıklardan Adem Çağlar, 17-25 Aralık sürecinden önce FETÖ'nün dini faaliyetlerine katıldığını, bu dönemde örgütü legal zeminde dini bir oluşum olarak gördüğünü söyledi.
17-25 Aralık'tan sonra örgütün amacının farklı olduğunu anladığını dile getiren Çağlar, şu ifadeleri kullandı:
"Bir kişinin örgüt mensubu sayılması için örgütün amaç ve faaliyetlerini benimseyip iradesiyle örgütün faaliyetlerine katılması gerekir. Benim böyle bir durumum söz konusu olmadı. Ben 17-25 Aralık'tan sonra örgütle irtibatımı kestim. Bu dönemde ismini Ali olarak bildiğim bir örgüt mensubu beni ziyaret ederek görev yeri değiştirilen polis memurlarının idareye dava açtığını söyledi, benim de dava açmamı istedi. Bu talebi reddettim. Yine ismini Rıfat olarak bildiğim bir örgüt mensubu da Bank Asya'ya para yatırmamı istedi. Örgütten gelen bu talebi de reddederek örgüte karşı bir duruş sergiledim. Örgütün amaç ve faaliyetlerini asla benimsemedim. Örgüte kurduğum sempati asla üyelik boyutuna ulaşmadı."
ByLock kullandığı iddiasını kabul etmeyen Çağlar, bilerek veya isteyerek hiçbir dinleme faaliyetinin içinde olmadığını savundu.
Sanıklardan Ali Osman Kayan, Deniz Baykal ve MHP'li yöneticileri dinlediğine dair hakkında tek bir delil bulunmadığını öne sürdü.
- "Örgüt, beni istihbarat şubeye yönlendirdi"
Sanıklardan Sinan Altıparmak ise etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için itirafçı olduğunu, daha önce verdiği ifadeleri tekrarladığını söyledi.
Örgütle polis okulunda tanıştığını dile getiren Altıparmak, o dönem örgütü dini bir cemaat sandığını anlattı. Altıparmak, örgütün kendisini istihbarat şubeye yönlendirdiğini, 17-25 Aralık sonrasında gerçek yüzünü gördüğü örgütle irtibatını kestiğini, sohbetlere katılmadığını ifade etti.
Sivas'a tayin olduktan sonra örgüt mensubu bir kişinin kendisini ziyaret ettiğini belirten Altıparmak, bu kişinin telefonuna ByLock yüklediğini, daha sonra kendisinin bu programı sildiğini iddia etti.
Beyanların ardından mahkeme, 12 Ekim'de devam etmek üzere duruşmayı erteledi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.