Türkiye Cumhuriyeti Melbourne (Avusturalya) Başkonsolonsluğu İdari ve Sosyal İşler Ataşesi Prof. Dr. Nuh Arslantaş’ın konuşmacı olarak katıldığı konferans, Karataylılar tarafından büyük ilgi gördü. Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, AK Parti Karatay İlçe Başkanı Mehmet Genç, belediye meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
KUDÜS’Ü SAVUNMAK İNSANLIĞI SAVUNMAKTIR
Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, konferans öncesinde yaptığı konuşmada kültürel, sanatsal ve sosyal etkinliklerle ilçedeki vatandaşların hayatlarına dokunduklarını söyledi.
Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs’ün tarihte her zaman çok özel bir konumda olduğunu ifade eden Başkan Hasan Kılca; “Kudüs hepimize aziz bir emanettir ve İslam dünyasının tamamının ortak davasıdır. Kudüs’ü savunmak insanlığı savunmak, Kudüs’e sahip çıkmak hakka, hukuka, barışa, adalete, medeniyete sahip çıkmaktır. Kudüs’ün önemini sadece Filistin değil, bütün İslam dünyası anlamalıdır. Müslüman ülkelerin samimi çaba ve dualarıyla Kudüs’ün yarınlarının bugünden çok daha iyi olacağına inanıyoruz. Bu bilinci tekrar hatırlamak ve hepimize düşenlerin farkına varmak adına bu konferansın önemli olduğunu düşünüyorum. Nuh hocamız da bu konuda kendisini çok iyi yetiştirmiştir. Başarılı çalışmalara imza atmış bir akademisyen olan hocamızı ve başarılı çalışmalarını takip ediyoruz. Bu konferans vesilesiyle yapılacak bilgilendirmelerin tüm misafirlerimiz açısından hayırlara vesile olmasını diler, buraya gelen tüm katılımcılarımıza ve hocamıza özellikle teşekkür ediyorum” dedi.
"KUDÜS TÜRK-İSLAM DÜNYASI AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR YERE SAHİPTİR"
Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca’nın konuşmasının ardından konferansa geçildi. Sunumunda Kudüs’ün genel yapısına, geçmişten günümüze bölgede yaşanan siyasi ve sosyal olaylara değinen Prof. Dr. Nuh Arslantaş şu ifadelere yer verdi;
“Kudüs, insanlığın başkentidir. 3 dinin merkezi Kudüs’te sükûnet varsa dünyada sükûnet vardır. Kudüs karışıksa dünya da karışıktır. Bu şehrin böyle bir özelliği var. Bu yönüyle diğer dinlerin de inanç kimliğini oluşturması sebebiyle Kudüs’ü dünya şehirleri arasında çok farklı bir yere koyuyoruz. Kudüs, özü itibariyle bir Arap kentidir. Yahudilerin iddia ettiği gibi bir Yahudi kenti değildir. Yahudi şehri iddiası tarihi bir temele dayanmamaktadır. Akademik camiada ve siyasi camiada etkin oldukları için bugün dünya kamuoyunda maalesef sanki Kudüs kendileri için kutsalmış gibi bir algı oluşturmaktadırlar. Oysaki Yahudiler için başta değil sonradan kutsallaşmış bir şehirdir. Kudüs aynı zamanda peygamber hatıralarıyla dolu, peygamber kokulu bir şehirdir. Kudüs’ün her sokağında peygamberlerin hatıralarına, İslam mirasına dair pek çok örnek bulunmaktadır. Yine İslamiyet’te 3 mescit kutsaldır. Mekke, Medine ve Kudüs. Kabe’den sonra inşa edilen ikinci mescit, ilk kıbledir Kudüs. Bu yönüyle de dünyanın barışı Kudüs’ten geçer. Özellikle vurgulamak istediğim diğer bir konu ise Kudüs bir Türk şehridir. Osmanlı ve Sultan Abdülhamit Han Kudüs’e büyük önem vermiştir ve bugün hala ayakta olan yapılarda bunlar net bir şekilde görülmektedir. Kudüs, Osmanlı’nın önemli padişahlarından Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan Abdülhamit Han’a onur bahşetmiştir. Yüzyıllar boyunca Türkler Kudüs’te çok ciddi izler bırakmıştır ve tarih boyunca Kudüs’ün Şiileşmesini önlemiştir. Bu nedenle Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın bizim için önemini ve değerini bilerek korumak da yine bizlere düşmektedir.”
Kaynak: