Onun için de adının "Milliyetçi Hareket" olduğunun altını çizen Bahçeli, "Bizim vazgeçmeyeceğimiz temel; millet gerçeği, millet oluşumudur. Milliyetçilik de bu gerçeğin ve oluşumun şuurla kavranması, gururla seslenişidir. Ancak milletleşme, sonuçlanmış değil devam edegelen doğal ve dinamik bir süreçtir. Beraberce yaşanan her gün, her saat, her an; tarihi nitelikli ittifakla benimsenmiş zengin bir dile, devasa bir kültüre, kutlu ülkülere doğru artan bir kaynaşmadır. Millet olma hali, toplumun sosyal, kültürel, ekonomik bağın tartışmasız uzlaşma alanıdır." diye konuştu.
"Güvence çelikleşmiş milli birlik ve kardeşliğimizdir"
Millet olma şuurunun zemini ve çıkış noktasının yükselen üst kimlik ve kültür unsurları olduğunu dile getiren Bahçeli, "Ancak, millet olma hali, onu oluşturan alt kültürlerin, lehçelerin ve hatta kimliklerin inkarı anlamını da taşımayacaktır. Bu açıdan Milliyetçi Hareket Partisi'nin millet anlayışı dışlayıcı, yok sayıcı, ötekileştirici ve uzaklaştırıcı değildir, hiç de olmamıştır.
Tamamen kültürel temelde dile getirilen 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözü, ortak bir heyecanda, ortak bir hedefte kucaklaşmayı temsil etmiştir. Bu itibarla, hiç kimsenin kökenini veya mezhebini öne çıkaran, kaşıyan, kanatan, küçümseyen, reddeden, aşağılayan, engelleyen, yasaklayan bir zihniyete yakın durmamız, böyle bir yanlışı tasvip etmemiz düşünülemeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her birinin Türk milletinin eşit, şerefli ve saygın fertleri olduğunun altını çizen Bahçeli, "Milletin var olma azim ve iradesi olan milli şuur diri ve dirençli olduktan sonra hiçbir bölücü, hiçbir iç ve dış düşman üzerimizde operasyon yapamayacak, habis ve hain emellerine ulaşamayacaktır. Güvence çelikleşmiş milli birlik ve kardeşliğimizdir." ifadelerini kullandı.
Türk milletinin felaketlerin şiddetli ateşini birer birer göğsünde söndürerek istiklalini kurtarmasını bildiğini ve bunu milli birlik ruhuyla başardığını ifade eden Bahçeli, "Mütareke yılları İstanbul'unda her gün Ayasofya'ya haç asanlara, Anadolu'nun bağrında askerlerini, dağlarında çetelerini, sokaklarında ise iş birlikçi memurlarıyla işgal komiserlerini gezdirenlere bu aziz millet teslim olmadı, göz yummadı, 'tamam' demedi, eziyete ve zillete boyun eğmedi. İnanıyorum ki, bugün de eğmeyecek, bugün de tedavüldeki rezil oyunları alttan almayacaktır." dedi.
"Gözümüzü budaktan sözümüzü de dudaktan esirgemiyoruz"
MHP Genel Başkanı Bahçeli şöyle devam etti:
Gazali der ki, aklı bir kenara bırakıp sırf eskileri taklitle yetinmeye çağıranlar cahil, sadece akılla iktifa edip Kuran ve Sünnetin ışığından yararlanmayan da aldanandır. Hamd olsun, biz bu iki cevheri irfanla birleştiren Müslüman Türk milletiyiz. Ne Türklüğümüzü ne de Müslümanlığımızı tartışmaya açtırırız. Milli siyasetimizin yol haritası tarihle çizilmiş, milli kültürle belirlenmiş, akılla bezenmiş, ahlakla derinleşmiş, inançla dengelenmiştir. Meseleye genişletilmiş yeni damarlardan girersek şu gerçeği net olarak görmemiz mümkündür: Siyasal hedefler milletin manevi değerleriyle birleşmedikten, bu sayede billurlaşmadıktan sonra söylenen hiçbir söz millet vicdanında karşılık bulmayacaktır. Millete rağmen siyaset anti demokratiktir. Milletin hassasiyet ve iradesiyle çatışan siyaset gayri meşrudur. Milli iradeyi silahın vesayetine alan her girişim, her niyet, her müdahale ise darbedir. Özellikle ifade etmeliyim ki, millet iradesine cephe alan dayatmacı ve icazetli siyasetçilerin karşımıza geçip demokrat pozları vermesi su katılmamış ikiyüzlülüktür. Cumhur İttifakı millet ne diyorsa ona kulak veren, millet ne istiyorsa onu önceliğine alan, milletin ruh köküne tamamıyla muvafık siyaset yapan milli ve demokratik bir hüviyete sahiptir. Bizi, diğerlerinden ayıran müessir ve mümeyyiz fark da budur."
İslam filozofu İbni Haldun'un siyasal otorite sahibi ile siyasal iktidar ayrımı olduğunda devletin gücünden kayba uğramasının kaçınılmaz olduğuna işaret ettiğini, buna da "devlet hastalığı" teşhisi koyduğunu anlatan Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle bu hastalık kökten tedavi edilmiş, Cumhur İttifakı da bu tedavinin çok şükür hekimbaşı olmuş ve bu vasfıyla tarihe geçmiş, milli gönüllerde taht kurmuştur. Bugünün tarihi bir gün yazıldığında, geleceğin Türk nesilleri, kimin dürüst kimin dalavereci, kimin vatansever kimin vatansöver, kimin demokrasi yanlısı kimin demokrasi karşıtı olduğunu elbette idrak ve tescil edecek, hak ile batılın bir kez daha tefriki somutlaşmış olacaktır. Biz müsterihiz, müftehir bir vicdan müşahitliğinde kendimizden de ziyadesiyle eminiz. Çiğ süt içmediğimizden dolayı karın ağrısı çekmiyoruz. Mahcup olacağımız, tedirginlik duyacağımız, korkup saklayacağımız bir açığımız, bir eksiğimiz, bir zaafımız olmadığı için rahatız, gözümüzü budaktan sözümüzü de dudaktan esirgemiyoruz." yorumunu yaptı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Gündüz şapkalı gece külahlı; sözde demokrat özde despot olanların ne yaptığını, neyi amaçladığını, hangi kirli ilişkilere savrulduklarını hem görüyor, hem de onlara sandığın kaç bucak olduğunu göstermek için gün sayıyoruz.
Erken seçim tartışmalarının sıcak gündemde tutulması maksadıyla sipariş açıklamalar yapan gafillerin, 2023 yılının Haziran ayını beklemek durumunda olduklarını bir kez daha hatırlatmayı lüzumlu görüyoruz." diye konuştu.
"Kazanan Türkiye olacak"
Türk milletinin Cumhuriyeti'nin yüzüncü yıl dönümünü bir yanda bahtiyarlıkla kutlayacağını, diğer yanda bizatihi kendi tarihi ve egemenlik haklarını savunarak Cumhur İttifakı'nı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni demokratik zaferle taltif edeceğini kaydeden Bahçeli, "Türkiye'nin geleceği heba edilemez, etmek için ortam kollayanlara fırsat verilemez. Bölücü terör örgütü PKK'nın keşif kolu ve gözetleme kulesi olan HDP'yle yasak bir ittifak şemsiyesi altında toplananlar, bunun adına da gerçek anlamından koparılmış demokratik güç birliği diyenler içine düştükleri zilletin bedelini er ya da geç ödeyeceklerdir." ifadelerini kullandı.
Hakem ve hakim olanın millet, himaye edenin ise Cenab-ı Allah olduğunu vurgulayan Bahçeli, şehitlerin, gazilerin, solan umutların, sönen ocakların, yetim yavruların, ciğeri yanmış dulların, gözü yaşlı anaların, için için ağlayan babaların hesabı mahşere bırakılmayacak, bu dünyada mutlaka sorulacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi buna yeminlidir. Cumhur İttifakı buna kararlıdır. İstiklal için birlik diyoruz. İstikbal için dirlik diyoruz." diye konuştu
Kazananın Türkiye olacağına yürekten inandıklarını belirten Bahçeli, "Kahraman bir millet kaybetmez, mazisinde de kaybetmemiştir. Korkaklar ise her gün kaybetmeye, her gün ölüp ölüp dirilmeye mahkumdur. Safımız belli, tarafımız belirgindir. Sevdamız millet, gücümüz devlettir. İçimizi Furkan nuruyla aydınlatmasını niyaz ettiğim Allah’a şükürler olsun ki, bu vatanı, bu milleti, bu devleti canı pahasına savunacak kahramanlarımız vardır ve hıyanete asla kapı aralanmayacaktır." şeklinde konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.