Bakanlık olarak aile odaklı çalışmalar yürüttüklerini belirten Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, “Sosyal devlet anlayışımızın gereği olarak sosyal kalkındırmayı gerçekleştirmeyi ve sosyal refahı da arttırmayı amaçlıyoruz. Biz, sosyal devleti her zaman, toplumsal dayanışmanın, yardımlaşmanın ve kardeşlik anlayışımızın kurumsal bir ifadesi olarak görmekteyiz. Son 18 yılda da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde devletimiz gerçek anlamda bir sosyal devlet haline geldi ve nihai hedefimiz ise mutlu birey, uyumlu aile ve müreffeh toplum. Dolayısıyla salgın sürecinde de tüm hizmetlerimizi; çalışma hayatı, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım olarak dört başlık altında topladık ve bu alanlarda da salgınla mücadelemizi devam ettirdik.” diye konuştu.
“Salgın Döneminde Sosyal Hizmetlerimiz Kesintisiz Olarak Devam Etti”
Temel hedeflerinin istihdamı, çalışanları ve işverenleri birlikte korumak olduğunu kaydeden Bakan Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti: “Kısa çalışma ödeneği, fesih kısıtı, nakdi ücret desteği, normalleşme desteği gibi etkin uygulamalarımızla hem çalışanlarımızı korumaya çalıştık hem de doğal olarak çalışanlarımızın ailelerini de korumaya çalıştık. Bu noktada doğrudan sunduğumuz desteğin tutarı 40 milyar lirayı aştı. Yine sosyal güvenlik uygulamalarımızla destek olmaya çalıştık vatandaşlarımıza. Bu süreç aslında bize genel sağlık sigortası sistemimizin ne kadar önemli olduğunu da anlattı. Bugün hiçbir vatandaşımız hamdolsun sağlık hizmeti alamama gibi bir endişe taşımıyor ve Covid-19 kapsamındaki ücretsiz test ve tedavi hizmetleri, aşılama süreci dahil, vatandaşlarımız için bir güven ve moral faktörü oluşturdu. Genel sağlık sigortası kapsamındaki bütün Covid-19 ödemelerimiz de 6 buçuk milyar liraya ulaşmış durumda. Bu süreçte, özel politika gerektiren tüm toplum kesimlerini korumaya, bakım ve rehabilitasyonlarına destek olmaya devam ettik. Dolayısıyla sosyal hizmetlerimizi de kesintisiz bir şekilde sürdürdük.”
“Sosyal Koruma Kalkanı ile Vatandaşlara Aktarılan Kaynak 49 Milyar Liraya Yaklaştı”
Türkiye’nin, Dünya Sağlık Örgütü tarafından engelli ve yaşlı bakım merkezleriyle huzur evlerinde aldığı tedbirler ve vefat oranlarının daha düşük olması sebebiyle iyi uygulama örneği olarak değerlendirildiğini aktaran Bakan Selçuk, “Aslında bu da bizim aile anlamında değerlerimize önem vererek yaşlılarımıza sahip çıktığımızın bir tezahürü oldu. Türkiye genelinde 355 sosyal hizmet merkezimiz ve bin 3 sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfımız var. Tüm illerimizde ve ilçelerimizde bakanlığımız tarafından finanse edilen merkezlerimiz kanalıyla da tüm ihtiyaç sahiplerine destek olmaya devam ediyoruz. Sosyal Koruma Kalkanı’mız ile doğrudan aktardığımız kaynağın toplam tutarı bugün itibariyle 49 milyar liraya yaklaştı. Bütün bu desteklerin yanı sıra sosyal hizmetlerimiz dışında eğitim faaliyetlerimiz ve psikososyal destek hizmetlerimizle de vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdürdük. Bizler Türkiye olarak dayanışmanın, kardeşlik ruhuyla kenetlendiği çok büyük bir aileyiz. Büyük bir aile olduğumuzu unutmadan birbirimize destek olacağımıza ve birbirimize güven vereceğimize inanıyorum. Salgın sürecinden de eminim ki daha da güçlenerek çıkacağız.” dedi.
“Ev Ortamının Aile İçin Önemi Belirgin Hale Gelmiştir”
Ailenin toplumun özü olduğunun altını çizen NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu ise, “Aile, bütün inançlarda kutsal kabul edilmiş, İslam’da da dinin ve neslin devamı için önemli bir kurum olarak tanımlanmıştır. Pandemi döneminde insanlar evlerinde daha çok vakit geçirmeye başlamış, sosyal izolasyon uygulaması nedeniyle evde kalmak zorunda olduğumuz bu günler, yediden yetmişe tüm bireylerin alışkanlıklarında ve aile ilişkilerinde ciddi bir değişime neden olmuştur. İnsanların acı, zor ve meşakkatli zamanlarda birbirlerine merhametle, dayanışma ve paylaşmayla beraberlik yaşayacakları mekanlar olarak ev ortamının aile için önemi belirgin hale gelmiştir. Sıradan topluluklara kimlik ve nitelik kazandıran ailenin, sahip olduğumuz dini, kültürel ve milli mirasımız olan değerlerin pratiğe dönüştürülüp yaşatılmasına katkı sağlayacağına inandığım ‘Pandemi Psikolojisinde Aile’ paneli büyük bir öneme sahiptir. Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak bu değerli panelde, değerli katılımcılarla beraber olmanın gururunu yaşıyoruz. Panelde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık bir yıldır tüm dünyada sağlıktan eğitime, ekonomiden sosyal hayata kadar hayatın her alanını etkileyen küresel bir salgınla mücadele edildiğini söyleyen KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu ise, “Yeni normal olarak adlandırılan bu dönemde alınan önlemler, kısıtlamalar ve yeni uygulamalar bireysel, ailevi ve toplumsal anlamda pek çok değişimi ve değişime bağlı sorunları da beraberinde getirdi. Şüphesiz pandemiden en çok etkilenen kurum ‘aile’ oldu. Bizler sorunları tespit ederek çözüm yolları aramak, kadın literatürüne kendi söylemlerimizle katkı sağlamak ve mevcut eksiklikleri gidermek zorundayız. Çünkü bugün yaşanılan salgın gibi yeni süreçlerin etkilediği ve değiştirdiği dünyada kadınların sorunlarının da yeni bir boyut kazandığını düşünüyoruz. Panelden çıkacak olan görüş ve önerilerin, ailenin yeni normallerine dair yeni strateji ve uygulamaların oluşumuna da katkı sağlamasını arzu ediyoruz.” şeklinde konuştu.
KADEM Konya Temsilcisi Aytül Dağ, böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, aile yapısının güçlendirilmesine yönelik yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Açılış konuşmalarının tamamlanmasının ardından panel oturumlarla devam etti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.