Özellikle kan şekerini hızla yükselten şeker, çikolata ile baklava, börek gibi hamur işlerinin sık ve çok tüketilmesinin zararlarına dikkat çekilirken yeterli ve dengeli beslenme ilkelerinin unutulmaması gerektiği vurgulanıyor.
Buna göre, ramazanın ardından bayramla birlikte öğün sayısının artması ve daha fazla yeme isteğinin oluşması, sindirim sistemi rahatsızlıklarına da kapı aralayabiliyor.
Bayram süresince de yeterli ve dengeli beslenmek için süt ve süt ürünleri, et-yumurta-kuru baklagiller, sebzeler, meyveler ile ekmek-tahılların yer aldığı 5 temel besin grubuna tabaklarda mutlaka yer verilmesi ve bu besinlerin yeterli miktarlarda tüketilmesi öneriliyor.
“Uzun Masa Sohbetlerinde Porsiyon Kontrolüne Dikkat Edelim”
Bayramların vazgeçilmezi olan aile ve akraba buluşmalarında şüphesiz bayram sofraları kurulacak. Ancak sofrada geçirilen zamanın uzun olması nedeniyle, yemek miktarlarının fark etmeden artabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Nurhan Ünüsan, bu nedenle mide yanması ve bağırsak problemi yaşanabileceği konusunda uyardı. Ünüsan; “Ramazan Ayı’nda oruçla birlikte ana öğün sayımız ikiye düşmüştü. Ancak Ramazan Bayramı’yla birlikte yeme içme alışkanlıklarımız tekrar değişeceği için bazı sindirim sistemi rahatsızlıkları ile karşılaşılabiliriz. Bu mübarek ayın sona ermesiyle birlikte tüketilecek yiyeceklerin miktarını aniden arttırmamalıyız” dedi.
“Bayram Sonunda Tartıda Sürprizle Karşılaşmayalım”
Ramazan sürecinde metabolizma hızının yavaşlamasına bağlı olarak daha hızlı kilo alındığını belirten Ünüsan, tatlı tüketimi konusuna dikkat çekti. “Bayramlarda, yılın hiçbir döneminde olmadığı kadar çok miktarda çikolata ve tatlı tüketmekteyiz. 2-3 gün içerisinde kilo alınmaz diye düşünenler olabilir ancak yemek çeşitlerinin, şeker ve şekerli besin tüketiminin, porsiyon miktarlarının artması nedeni ile bu 2-3 gün sonunda tartıda bir sürpriz ile karşılaşabiliriz” şeklinde konuştu.
“Ölçülü Şekilde Beş Temel Besin Tüketmeliyiz”
Ünüsan, bayram boyunca yeterli ve dengeli beslenmek için beş temel besin grubunun ölçülü miktarlarda tüketilmesi gerektiğini söyledi. “Süt ve süt ürünleri grubunun, yağlı tohumlar grubunun, sebzeler grubunun, meyveler grubunun, ekmek ve tahıllar grubunun yeterli ve ölçülü miktarda beslenme tabağımızda olması gerekir. Bayram sofralarımızda tüm yemek çeşitlerinden atıştırmak yerine, tabağa alıp onları bitirmek, daha kolay kalori kontrolü hesaplamamıza yardımcı olur” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
“Bayram Kahvaltısı Hafif Olmalı”
Bayram sabahında hafif bir kahvaltı ile güne başlanması gerektiğini vurgulayan Ünüsan; “Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler tüketmemeye dikkat etmeliyiz. Bayram ziyaretlerinde geleneksel olarak tatlı ikram edileceğinden kahvaltıda şeker, bal gibi tatlı besinlerin yenmemesi yararlı olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2003 yılında yayınladığı tavsiye raporunda; gıdaların kendi doğal yapısında bulunan şeker haricinde, gıdalara üretim aşamasında eklenen şekerle yapılan tatlılardan ve çay şekerinden alınan günlük enerji miktarının %10’u geçmemesi tavsiye edilmektedir. Bunun anlamı günde ortalama 2000 kalori ihtiyacımızın sadece 200 kalorisinin şekerli gıdalardan alınabileceğidir” diyerek bayramda şeker tüketimine dikkat edilmesini belirtti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.